“ASR” Suresi de İhlas Suresi gibi kısa; ancak, derin ve geniş manaları içermektedir. Bu mana ve mesajların iyi anlaşılabilmesi için ehil bir hocanın açıklamasının daha tesirli olacağına kesinlikle inanıyorum.

'ASR' Suresi de İhlas Suresi gibi kısa; ancak, derin ve geniş manaları içermektedir. Bu mana ve mesajların iyi anlaşılabilmesi için ehil bir hocanın açıklamasının daha tesirli olacağına kesinlikle inanıyorum.

Bir hastalığın şifasında doktorun ehil olması ne kadar önemliyse İslam'ın anlaşılmasında da ehil bir hoca çok daha önemlidir.

Hocayım diye ortaya çıkıp televizyonlarda ahkam kesen insanlara itibar edilmez. Ehli Sünnet akidesine sıkı sıkıya bağlı olmayan hocaların dinlenilmesi sakıncalı olduğu gibi meal veya tefsirleri de okunmamalıdır. Bu hususa hassasiyet gösterilmesi Müslümanın faydasınadır. Müslüman kendisine neyin faydalı ve zararlı olacağını bilmelidir.

Ayet-i Kerime ve Hadisi Şeriflerin ehil bir hoca tarafından açıklanması insana daha fazla tesir eder. Bu esvapta takva sahibi bir hocamız sohbetinde 'ASR SURESİ' üzerinde durdu.

Sohbetten etkilendiğim için siz dostlarıma anladığım kadarıyla anlatıp farkındalık oluşturmaya çalışacağım.

En önemlisi de manasını tam anlamıyla anlatamasam bile önemiyle ilgili farkındalık oluşturabilmektir. Çünkü, öneminin farkına varan kişi daha ayrıntılı araştırma yapabilir. Burada esas olan insanın kurtuluşuna yönelik ilahi emrin muhatabına bir şekilde ulaştırılmasıdır.

Asr Suresi, o kadar önemli konuları içermekteki her Müslüman diğer insanları bu sure ile ikaz etmelidir.

İslam Alimleri Asr Suresi kısa olsa da Kur'an-ı Kerim'deki bütün nasihatlerin özü sayılır, açıklamasında bulunmaktadırlar. Sure'de insanın kurtuluşunun yolları açık açık gösterilmektedir.

İmam Şafii Hazretleri Asr Suresi hakkında, 'Şayet Kur'an-ı Kerim'de başka bir şey nazil olmasaydı şu pek kısa sure bile insanlara yeterdi. Bu sure Kur'an-ı Kerim'in bütün ilimlerini kucaklıyor' dediği nakledilir.

Ashab-ı Kiram'dan iki kişinin karşılaştıkları zaman biri diğerine Asr Suresi'ni okumadan ve ardından selam vermeden ayrılmadıkları rivayet edilir. (Beyhak, Şu'abü'l-îman)

Asr Suresi'nde Allahü Teala; 'Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır' buyurmaktadır.

Hoca Efendi sohbetinde Sure'de geçeden 'Yemin, iman, salih amel, hakkı tavsiye, sabır' üzerinde açıklama yaparken özellikle 'İMAN-AMEL' ilişkisi üzerinde durdu.

İman-amel ilişkisini anlatırken iki elini kenetleyerek ve sımsıkı tutarak imanın muhafazası için salih amelin mutlakıyetini somut olarak göstermeye çalıştı.

Bir insanın hayatında iman etmek o kadar önemli ki, dünya hayatında hiç şey imanın yanına bile yaklaşamaz! İnsanın kurtuluşu için mutlaka İMAN sahibi olması gereklidir.

-En büyük felaket; İMANSIZ olarak bu dünyadan göçmektir!

İMAN; Peygamber Efendimiz Muhammed(sav)'in Allahü Teala tarafından getirip tebliğ buyurduğu, bildirdiği şeylerin tamamını kabul ve kalbi ile tasdik etmektir.

İman etmek önemli olduğu gibi imanın korunması için başta NAMAZ, oruç, zekat gibi farz ibadetler olmak üzere vacip, sünnet ve her türlü güzel işlerin yapılması gerekmektedir.

Elbette ki, insan salih amelleri işlediği gibi kötü işleri yapmamanın gayreti içinde olmalıdır. Salih amel Allah(cc)'ın hoşnut olduğu, kötü amel ise Allah(cc)'ın hoşnut olmadığı işlerdir.

Salih amellerin birincisi ve en önemlisi olan NAMAZ için Yüce Rabb'imiz;

'Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan esrar, içki, zina, livata, eşcinsellik gibi her türlü kötülükten, her türlü günahtan] alıkoyar.' (Ankebut 45) Buyurmaktadır.

Kişi hakkını vererek namazını kılarsa kesinlikle yukarıda sayılan büyük günahları bilerek işleyemez; bilmeyerek işlese bile kesinlikle pişman olur, tövbe eder; bir daha işlemenin uyanıklığı içinde olur. Ayrıca, ibadetin etkili olması için sağlam bir imana sahip olmak da gerekmektedir.

Surenin devamında Yüce Rabb'imiz, 'birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenler' buyurmaktadır.

Bir insan hakkı tavsiye ettiği gibi iman üzerine yaşama, kötülüklerden uzak kalma sürecinde hem kendi nefsinden hem de dışarıdan gelen bela ve musibetlere karşı isyan etmeden sabır gösterebilmeli, göstermelidir. Çünkü insan, dünyada bir çok imtihanla karşı karşıya kalacaktır.

Burada iyilik içinde olmak ve iyiliği emretmek çok önemli olduğu gibi kötülüklerden de sakınmalı ve sakındırmalıdır.

Kurtuluşun burada olduğunu Allahü Teala; 'Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.' (Âli İmran: 3/104) Buyurmaktadır.

Yani, 'emri bil maruf nehyi anil münker' her Müslümanın üzerine zorunlu vazife olup yerine getirilmesi kurtuluşun vesilesidir.

-Ziyan mı? Allah(cc) hepimizi ziyanda olanlardan değil; ebedi kurtuluşa erenlerden eylesin.

Gelin hep beraber düşünelim; biz 'Asr' Suresi'nin Neresindeyiz?