Doktor geldi, yanında emniyet müdürü önce sessizce bakıştık, doktorun kelimeler ağzında düğüm düğüm olmuş sessizce başımız sağolsun dedi ardından emniyet müdürü babama sarılarak "Vatan sağolsun" dedi.  İşte o an yüreğime oturan tarifsiz acıyı hissettim..

Dünya nimetleri bizlerin gözünü öyle boyamıştır ki kimi zaman ahiretimizi bile unutup kin-haset-mal-mülk-zevk peşinde savrulup gideriz. Çevremizde çok az insan vardır ki ahireti için yaşayıp takva yı feyz alsın. İşte o insanlardan biride benim aslan kardeşim Kadir Cihan Karagözlüydü.

Haram'ı bilmez mekruh bile gönlünden geçmez bir vatan evladıydı.

Kendi için değil vatana faydalı olmak için yaşayan ve bu doğrultuda eğitim hayatını sürdüren biriydi, ilk orta ve lise hayatını Zeytinburnu'nda tamamladı.

Bu zamana kadar parmakla gösterilen bir birey olmak küçüklerine örnek olmanın dışında artık ailesi ve vatanı için daha büyük hedeflerine ulaşma zamanı gelmişti.

Abisi olarak benim için zor olacaktı çünkü kardeşten ziyade sırdaşım dertdaşım olan Cihanım Trabzon'a gurbete gidecek KTÜ de iktisat okuyacaktı..Müthiş bir tarih meraklısı ve araştırmacısıydı bizim aslanparçası babamla ve arkadaşlarıyla Osmanlı tarihinden tutun Cumhuriyet dönemine kadar her türlü konuyu tartışabilecek bilgiye ve donanıma sahipti..

Üniversitede de örnek bir öğrenci olarak mezun oldu.

İstanbul'a baba ocağına geri döndü..

Bir süre büyük bir lojistik firmasında çalıştı ama aklı başka yerdeydi..Tarih yüksek lisansı yapmak akademisyen olmak istiyordu..

Ülkedeki bölücülük canını sıkıyor kaybettiğimiz mehmetçikler ve polisler aklından hiç çıkmıyordu, bir gün gelerek polis olmaya karar verdiğini söyledi.Ve öylede oldu..

İstanbul çevik kuvvet birimine göreve başladığında üniforması üzerindeki ay yıldızlı bayrak üzerinde büyüyor adeta göğsünü kabartıyordu. Polislik zor, meşakatli son derece fedakarlık isteyen bir iş..

Aşk olmadan , bayrak sevdası olmadan asla yapılacak bir iş değil..

Her daim abdestli, namazında olan Cihanım , bir bayram sabahı sahura kalkıp namazını kıldıktan sonra hazırlanıp evden çıkacağı zamana kadar Yasin-i Şerif okuyarak gönlünü ferahlatıp sonrada birliğine doğru hareket etmişti..

Çevik kuvvet olmak birçoğuna zor gelse de o güle oynaya işine gidiyordu..Amirine dilekçe vererek İstanbul Ünv. de görev yapmak istediğini söylemiş ve görev yeri olarak oraya atanmıştı.

Çünkü benim kardeşim İstanbul Ünv Tarih bölümünde yüksek lisans yapıyordu mesaisi biter bitmez derslere katılıp sonra istirahate geçiyordu..

Akademisyen olacak hizmetini böyle devam ettirecekti.

Yasin-i Şerifin nurundan nasiplenip bayrampaşadaki çevikkuvvet birimine gidip ordan görev yerlerine gidiyordu..

Her gün ki rütini buydu..

Haziran başlamış akşamları Yedi kuledeki çay bahçesine gidip sahura kadar sohbetlerimiz de başlamıştı.

Sabah , her zaman ki gibi işyerine gittim arkadaşlarla sohbet şakalaşmalar derken masamın karşısındaki televizyonda son dakika haberi geçmeye başladı..

Veznecilerde patlama.....

Henüz kesin bir bilgi yok ekipler araştırmalarını sürdürüyor..

Dikkat kesildim.. Görüntüler gelmeye başlayınca polise yapılan bir saldırı olduğunu gördüm..

Lanet ve beddua ederken çevik kuvvetin parçalanmış arabalarını gördüm ekranda ..

O anda tutulup kaldım. Elim ayağım boşaldı. damağım kurudu.. Gözlerimi ekrandan alamıyorum yanıma gelip gidenleri duymuyor hiçbir şey anlamıyordum.. Elim telefona gitmiyor. Aslan parçamı aramaya cesaret edemiyordum.. Onun aramasını bekliyordum. "Abi bizim birlik değil merak etmeyin ben iyiyim demesini..

Babam aradı..annem aradı..arkadaşlarım aradı..akrabalarım aradı ama ben telefonu açamıyordum..

Hayatta yüzleşmekten kaçtığım başka hiçbir şey olmamıştı şimdiye kadar.

Bir an geçmişte yaşadıklarım gerçekten film şeridi gibi gözümün önünden geçti..

Çocukken haftalarca komada kaldığım.

Gönül verdiğim davamın ilçe merkezinin teröristlerce uzun namlulu silahlarla taranıp en yakın arkadaşları kaybettiğim.

Evde yangın çıkmak üzereyken uyandığım...

Bunların hepsi bir kaç saniyede geçti aklımdan.

Hadi Yasin güçlü ol ara Cihan'ı..

Aramaya başladım ama telefon cevap vermiyor. arıyorum..arıyorum..arıyorum...

Bir yanda annemi ve babamı teskin etmeye çalışıyorum bir yanda zor da olsa ayakta durmaya çalışıyorum.

Babamla buluşup olay yerine gittik.

Olay yeri savaş alanı gibi..

Paramparça araçlar.. Barut kokusu etrafta herkes çığlık çığlığa..Polislere soruyoruz.. cevap yok..

1 saatin sonunda Çapa'da yaralı olduğu haberi geldi.. Can havli ile hastaneye gittik. Soruyoruz cevap yok.. soruyoruz bilmiyorlar.. soruyoruz duymuyorlar.. soruyoruz kaçıyorlar..

Doktor geldi, yanında emniyet müdürü önce sessizce bakıştık, doktorun kelimeler ağzında düğüm düğüm olmuş sessizce başımız sağolsun dedi ardından emniyet müdürü babama sarılarak "Vatan sağolsun" dedi. İşte o an yüreğime oturan tarifsiz acıyı hissettim..

Zaman durdu..gözyaşım akmıyor. kelimeler çıkmıyor..ve ben o anda büyüyorum 20 yaş daha..

Nasıl olur bu benim kardeşim ölemez..bu olamaz..Cihan'ı çoktan adli tıbba götürmüşler.

Bizde adli tıbba gidiyoruz teyid alıyoruz.

Mahalleye gidiyoruz..

Herkesin çocuğu kardeşi arkadaşı dostu..Cihan artık yok..bağırışlar yakarışlar..herkesler orda..

Emniyet müdürleri,Vali,Kaymakam,Savcılar, Parti liderleri,Milletvekilleri..

Devlet yanımızda ama Cihan yok

Saldırıyı PKK yapmış 1 ton patlayıcı yüklü aracı iki Çevik Kuvvet servis aracı arasında patlatmışlar..

6 aslan parçası polis, 5 sivil vatandaş şehit olmuş onlarca yaralı.. Ramazan Kırboğa, Emrah Pekdoğan, Kadir Cihan Karagözlü, Duha Beker, Gökhan Topçu ve Yaşar Özlem.''

Göğüs göğüse çarpışmaya cesaret edemeyen kahpeler haince pusu kurmuşlardı..

Benim cihanım kardeşim aslan parçam..

Oruçlu ve abdestli bir şekilde şehitler makamına göçmüştü..

İnancımız itikadımız tamdır elhamdülillah..

Biz her canlı gibi ölümü tadarken o şehit oldu o mübarek mertebeye ulaştı..

Şİmdi nasıl mıyım?

Onu çok özlüyorum..

Biliyorum bizimle beraber..

Biliyorum başta Peygamber efendimiz olmak üzere tüm şehitlerle aynı makamda..

Biliyorum ölmedi.

Ama işte bir yanım eksik.

Tam hüzünlenip ufka dalarken..

Bir ezan sesi geliyor kulağıma ,

Ve ayetin kudreti hafifletiyor özlemimi,

Ve la tekûlû li men yuktelu fî sebîlillahi emvat(emvatun), bel ehyaun ve lakin la teş'urûn(teş'urûne).

Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin; hayır onlar diridirler. Fakat siz bunun şuurunda değilsiniz.