Arapların Osmanlıya ihaneti!

İngilizlerin kahpe oyunlarından birisi de Şerif Hüseyin'i kandırmaktı. İngilizler, o dönem Osmanlının olan ve Osmanlının güvenliğini sağladığı Suriye ve Şam topraklarını Arap liderlerine baş kaldırtarak, oraları Osmanlıdan koparabilme mücadelesine girdiler.


Şerif Hüseyin'e "Osmanlıyı buradan at, burası sizin kadim toprağınız, yeni bir devlet kuralım, başına da seni getirelim kral olarak!" dediler. İngilizlerle aynı arabaya bile binilmeyeceğini bilmeyen Şerif Hüseyin, aşiretini ve yakınındakileri silahlandırarak Osmanlı askerine kurşun sıktırdı!

Şerif Hüseyin ve çetesi Osmanlı askerini Suriye'den çıkartma konusunda başarılı olunca sevindi:

"Yaşasın! Kendi vatanımız olacak!"

Baktığımız zaman aslında hepsi bir koltuk sevdasıydı. Sen zaten bir vatanda yaşıyordun! Rahattın, huzurluydun, devletin büyük bir devletti.

Şerif Hüseyin daha sonra İngilizlerle tekrar masaya oturdu ve dedi ki; "Evet ben Osmanlı'yı bu topraklardan çıkardım, buranın en büyük aşiretiyim, haydi bir ülke kuralım, bu ülkenin de başına ben oturayım!"

Dedi ki İngilizler; "O iş o kadar kolay değil! Tamam biz buraya bir ülke kuracağız ama önce bazı aşamalardan geçmek lazım!" İngilizler giriştikleri bu oyalama politikasının hemen ardından bir B planı yaptılar:

"Şerif Hüseyin'i nasıl susturabiliriz? Onu nasıl devirebiliriz ve onu kendi halkına nasıl rezil gösterebiliriz?"

Zira İngiliz'in kuracağı devletin başında bir İngiliz yoksa; İngilizler oraya devlet kurdurmaz!

Bir takım olaylardan sonra Şerif Hüseyin'i Kıbrıs Adasına sürgüne gönderdiler. Şerif Hüseyin Kıbrıs Adasında zindana atıldı.

Şerif Hüseyin için derler ki; "Şerif Hüseyin, 'Ben nasıl Osmanlıya ihanet ettim, ben nasıl İngilize güvendim?' diye kafasını duvarlara vura vura öldü!"

Arap dünyasına batığımız zaman 1900'lü yılların başında başlayan ve günümüze kadar devam eden diktatörlük denilen bir dönem vardır.

Bazı Arap severler der ki; "Araplar bize hiç bir şekilde ihanet etmemiştir!" Ben de derim ki; Osmanlı bu kadar toprağa sahipken, nasıl olur da büyük bir kayıp verdi? Bir avuç İngiliz mi bunu başardı? Araplar bize ihanet etmedi derken, Arapları savunacaksak hak üzerinden savunalım. Adalet üzerinden savunalım ki akla kara ortaya çıkıversin! Bizim yaptığımız bir yanlış varsa konuşalım, onların yaptığı bir yanlış varsa konuşalım! Birine yanlış yaptığı halde "yapmamıştır" dersek taraf tutarız. Taraf tutmak ise bizim vatanımıza ve atalarımıza yapabileceğimiz en büyük ihanettir! Tarafsız olalım ve adalet bazında konuşalım!

Şimdi Araplar bize ihanet etti mi? Evet etti. Ama tutup da "Araplar bize ihanet etti!" diye yola çıkarsak en büyük hatayı biz yapmış oluruz. Bu cümleyi kurarken, bize ihanet edenlerin Araplar içerisindeki devşiriştirilmişler olduğunu unutmayalım!

Nasıl ki Türkiye içerisindeki devşiriştirilmişler İttihat ve Terakkiyi kurdular ve hepsi masondu ve bizi I. Dünya savaşına soktular da ordumuzun gücünü, topraklarımızı kaybettik? Nasıl ki 7 cephede bizi savaşa sürüklediler, padişahı düşürdüler ve ardından atalarını silip nasıl birden İngiliz oldularsa aynısını Araplar da yaptı!

Osmanlıdan kopan Araplar, Suriye örneği gibi azınlık bir gurup olan Nusayrilerin eline geçti. Nusayriler ülkeyi 70-80 yıl yönetti!

Arap Milleti laiklik gibi bir felsefeyi içine alamazdı! Peki ne yaptılar?

Başlarına onlardan, onlar gibi düşünen ve onların dediğini yapan ama bakıldığında onların düşmanı gibi gözüken yöneticiler getirdiler. Hafız Esad gibi Beşer Esad gibi...

Mısır'ın yönetimine bugüne kadar kimleri kimleri getirdiler. Ve bu başa getirilenlerin hepsine en büyük desteği verenler, Araplar oldu! Dikkat edin Araplar! Müslümanlar değil!

İkisini birbirinden ayırmamız lazım, her Arap gördüğümüzü Müslüman saymayalım!

Mısır'da bugüne kadar hiç bir devlet başkanı seçimle gelmemiştir! Hep darbe ile gelmiştir! Adamlar darbe ile yönetici getirmeyi huy edinmişler!

Mısır halkı üzerinde darbe psikolojisini öyle bir oluşturmuşlar ki... "Dikkat et! Her an- her şey değişebilir bir darbe olur, binlerce kişi ölür, ve yeni bir lider geçer, onun emri altına girmek zorunda kalırsın! Sakın ola özgürlükten, demokrasiden ve buna benzer şeylerden bahsetme!

Peki, Mısırın komutanları bugüne kadar kime hizmet etti?

Neden bir Türk zengini, İngiltere'ye rahat bir şekilde gidemezken, bir Mısır fakiri rahat bir şekilde İngiltere'ye gidip iş yeri açabiliyor?

Neden İngiltere prensesi Mısırlı bir Arapla evlilik kararı aldı?

Çünkü İngiltere ile Mısır'ın kadim bir akrabalık bağı vardır!

Firavunların Avrupa'ya göçtükleri dönemde yeni bir Avrupa ve Firavun soyu meydana gelmiştir!

Devletine ihanet edenin soyu soysuzluktur, ölümü ise fecidir!

Tıpkı Şerif Ali ve soyu gibi...