ANKARA ÇAYI

Ankara’nın içinden, tam ortasından bir Ankara çayı geçmektedir. Çubuk, Hatip ve İncesu çaylarının beslediği bu çayın uzunluğu yaklaşık 150 km’dir. Sakarya ırmağını besleyen havzalardan bir tanesidir. Bu çay pek çok ilçeden geçmekte, başta Büyükşehir olmak üzere geçtiği ilçe Belediyelerini de sorunu, ilgilendirmektedir. Çay Mamak, Altındağ, Keçiören, Yenimahalle, Sincan, Ayaş, Beypazarı ve Nallıhan ilçelerinden geçmektedir.

Ankara çayı Türkiye'nin vitrini başkent Ankara'ya hiç ama hiç yakışmamaktadır. Adeta Başkentin yüz akı olması gerekirken, yüz karası durumundadır. Evsel atıklar, foseptik atıklar ve kanalizasyon suları çaya akmaktadır. Şehrin içinden geçen kısmının üçte ikisi kapatılmış, ancak Varlık mahallesinden geçen kısmı 13. yüzyıldan kalma tarihi Selçuklu köprüsünün bulunması nedeniyle kapatılmamıştır. Buradaki amaç tarihi köprünün görünürlüğünü ve belirliliğini sağlamaktır. Düşünce doğrudur, ancak Çay son derece pis, kirli ve özellikle yaz aylarında kötü koktuğu için tarihe ve kültüre, Çayın üstünün açık olması, yarar değil çok büyük zarar vermektedir, çağdışı bir tablonun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Yaz aylarında tarihi Akköprü’nün üzerinden kötü koku nedeniyle geçmek mümkün olmamaktadır.

Çayın üstünün kapatılması kirliliği ve kötü koku sorununu ortadan kaldıracak olmakla birlikte, sorunu çözmeyecek, sadece üzerini kapatacaktır. Bu da akılcı ve çağdaş bir çözüm modeli olmayacaktır.

Yaklaşık 4 sene önce Valilik ve Büyükşehir, ıslah çalışmalarının Belediye ve DSİ işbirliği ile Ankapark ve DSİ çalışmaları kapsamında sürdürüldüğünü belirtmişti. Ancak hiçbir çalışma yapılmadı, hiçbir ilerleme kaydedilmedi. Sorun aynen günümüzde devam etmektedir.

En son Hürriyet gazetesinin Ankara Ekinin 24 Nisan 2018 tarihli haberinde ASKİ Genel Müdürü, Çubuk barajından itibaren Ankara çayının 10 km lik kısmının 2 yıl içinde ıslah edileceği, evsel atık girişinin tamamen kesileceğini ifade etmektedir. Bu haberin ve çalışmaların ısrarlı takipçisi olacağız. Bakalım Ankara çayı Çubuk barajından itibaren Sincan’a kadar tamamen ıslah edilecek mi, kanalizasyon atıklarının Çaya girişi kökten kesilecek mi, Çayın Varlık mahallesinden geçen, Akköprü’nün bulundu açık kısmı Porsuk çayı gibi ıslah edilecek mi? Bu soruların cevaplarının sıkı takipçisi olacağız, çalışmaları ve gelişmeleri hep birlikte göreceğiz!

Sonuç itibariyle Türkiye’nin vitrini Başkent Ankara’nın tam ortasından geçen Ankara çayının kirliliği ve evsel atıkların akması nedeniyle çekilmez kokusu, rezalet, kepaze ve çağdışı bir tablo ortaya çıkarmaktadır. Ankara’nın itibarını fena halde zedelemektedir.

Ankara’nın 5 girişine tanesi 5 milyondan 25 milyona 5 kapı yapan, ölü ve gereksiz bir yatırım olan Ankapark için 2 milyar TL harcayan Büyükşehir Belediyesi, yukarıdaki rakamların yanında çerez parası maliyetine Ankara çayının neden ıslah etmez? Akıl alır gibi değil! Anlaşılır gibi değil!

Yapılacak şey çok basittir:

Ankara Büyükşehir Belediyesi Ankara çayının şehrin içinden geçen kısmını çok ivedi ıslah etmeli, kanalizasyon kanallarından gelen foseptik atıkların Çaya karışmasını engellemeli, Ankara’nın evsel atıklarını Çaya karışmadan Çayın sağından ve solundan dev kanalizasyon kanallarıyla intikal ettirerek yeterli arıtma tesislerine ulaştırmalı, Varlık mahallesindeki tarihi Akköprü’yü pisliklekten, kötü kokudan ve kepazelikten derhal kurtarmalı, Çayın içine kumlar getirerek, Eskişehir’deki Porsuk çayı gibi, Çayın içini ve Çayın çevresini yaşanılabilir ve temiz, çağdaş bir yapıya kavuşturmalıdır.

Bu, Ankara Büyükşehir Belediyesinin tarihe, kültüre, doğaya ve insana karşı olan en asli görev ve sorumluluğunun bir gereğidir. Bu tarihsel sorumluluk ve zorunluluktan kaçış ise mümkün değildir!!!