“Ana-baba Hakkı ve Evlatlar” başlıklı önceki yazımda kısmi de olsa ana-babaların evlatları üzerindeki haklarından bahsetmiş bu yazımda devam edeceğimi ifade etmiştim.

'Ana-baba Hakkı ve Evlatlar' başlıklı önceki yazımda kısmi de olsa ana-babaların evlatları üzerindeki haklarından bahsetmiş bu yazımda devam edeceğimi ifade etmiştim.

Kitaplar dolusu açıklamayı gerektiren bir konu olduğundan bir iki sayfada açıklamak oldukça zordur.

Allah(c.c.) ana-babalarımıza karşı en küçük kırıcı sözü bırakın, saygısızlık ve memnuniyetsizlik göstermeye bile razı değildir. Aşağıdaki Ayet-i Kerime'de;

'Rabbin, yalnız kendisine ibadet etmenizi ve ana-babaya iyilikte bulunmayı emretmiştir. Eğer ikisinden biri veya her ikisi, senin yanında iken ihtiyarlayacak olursa, onlara karşı «öf» bile deme, onları azarlama. İkisine de hep tatlı söz söyle. Onlara rahmet ve tevazu kanatlarını ger ve; «Rabbim! Onlar beni küçükken (merhametle) yetiştirdikleri gibi Sen de onlara merhamet eyle, de!' (el-İsra, 23-24) buyurarak açık olarak biz kullarına ana-babaya itaatin ne derece önemli olduğunu bildirmektedir.

Ana-babanın merhametine sığınarak ana-babaya saygısız ve itaatsizlik evlatlar üzerine hak değildir.

Bu durumun basite alınacak bir tarafı yok; ana-baba evlatlarını affetse bile ana-babanın sahibi Cenab-ı Allah'ın affı garanti değildir.

Öyle hassas ve önemli bir konu ki, Yüce Rabbimiz ve Resulullah Efendimiz(s.a.v) keskin bir şekilde ikazda bulunuyor.

Aşağıdaki Hadis-i Şerifi dikkatlice bir değil zaman zaman hatırlayalım; çünkü, hatırlamakta olağanüstü fayda var.

'Anne ve babasına veya onlardan sadece birine yaşlılık günlerinde yetişip de cennete giremeyen kimse perişan olsun, perişan olsun, perişan olsun!' (Müslim)

-İçiniz titreyip tüyleriniz diken diken olmadı mı?

Ana-babasına saygısı olmayan, haklarını gözetmeyen, İslam'a aykırı olmayan meşru emirlerini dikkate almayan evlatların bu dünyada huzur içinde olabilecekleri düşünülemez!

Göstermelik bazı iyi gibi görülen davranışları aldatmasın, menfaatine dokunduğun zaman ahlaki zafiyetlerini gösterebilirler.

-Günümüzde hangi ana-baba ve evlatları arasında çatışma yok?

Az bir kısmında olmasa da kahir ekseriyetinde var.

Keşke yanılayım ama benim gözlemlediğim kadarıyla birçok ailede bir takım sıkıntıların olduğu bir gerçek.

Elbette ki, bu durumun birçok sebebi var ve en büyük kusur da ana-babalarda. Bu konu ile ilgili açıklamalarımı önceki birçok yazımda dile getirdim, bundan sonrada dile getirmeye çalışırım, inşallah!

Ana-babalar masum değil; ancak, yazımın konusu ana-baba hakkı olduğu için ağırlıklı olarak bunun üzerinde duruyorum.

-Duaya ihtiyacı olmayan bir Müslüman olabilir mi?

Azıcık aklı ve şuuru olan bir Müslüman benim duaya ihtiyacım yok diyemez; derse kesinlikle ya aklında ya da imanında bir sıkıntı var demektir.

İşte hulusi kalp ile yapılmış bir ana-babanın duası Allah(c.c.) katında makbul ve geçerlidir. Onun için ana-baba duası almaya çok gayret edilmeli, hele hele beddualarına sebep olabilecek ağır söz ve davranışlardan kaçınılmalıdır.

İnanın, bu işin şakaya gelir bir tarafı yok ve çok kişi bu duruma şahit olmuş veya duymuştur!

Efendimiz(s.a.v) aşağıdaki Hadis-i Şeriflerde::

'Makbul olduğunda şüphe bulunmayan üç dua vardır; babanın çocuğuna duası; misafirin duası; mazlumun duası.' (Ebû Davûd, Tirmizî, İbn-i Mace)

'Babanın oğluna duası, peygamberin ümmetine duası gibidir.' (Süyûtî) buyurmaktadır.

Yukarıda ifade ettiğim gibi bu konu ile ilgili açıklamaların çok geniş olduğu, ayrıntılı bilgi almak isteyenler küçük bir araştırmayla bu bilgiye ulaşabilirler.

Son olarak:

Nüfey bin Haris (r.a.) şöyle rivayet eder:

'Resûlullah(s.a.v.) bir gün:

–Büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi? diye üç defa sordu. Biz de:

–Evet, ya Resulallah dedik. Resûl-i Ekrem Efendimiz:

–Allah'a şirk koşmak, ana-babaya itaatsizlik etmek! buyurduktan sonra, yaslandığı yerden doğrulup oturdu ve;

-İyi dinleyin, bir de yalan söylemek ve yalancı şahitlik yapmak!, buyurdu.

Bu sözü o kadar çok tekrar etti ki, daha fazla üzülmesini istemediğimiz için, keşke sükût buyursalar da yorulmasalar, diye arzu ettik.' (Buharî, Müslim)

Bazı rivayetlerde, kıyamet gününde Allah Teala'nın anne ve babasına itaatsizlik eden kimselerin yüzlerine bakmayacağı haber verilmektedir, diye İslam alimleri açıklama yapmaktalar.

Allah(c.c.); Zatı'nın, Efendimiz(s.a.v.), tüm peygamber, veli ve ana-babasının razı olduğu kullarından eylesin!