Amerikan rü’yâsı..

Hayır başlık sizi yanıltmasın...

Amerikan rü’yâsı ya da “Coming To America...”

Bu isimdeki meşhur sinema filminden bahsetmeyeceğim.. ABD’nin geri kalmış ülkelere bu başlıkla pompaladığı ve gûya Amerikan hayatının süper rahatlığı, huzuru yalanlarından da uzun boylu bahsetmeyeceğim...

“Yalanlarından” diyorum zira daha sekiz yaşımda bunun ahmak kandırmaca olduğunu bizzat yaşayarak görmüş biriyim.

Merhum babamın NASA’da kurs gördüğü 1963/64 yıllarında orada idik ve hattâ bendeniz ilkokul 2’inci sınıfı orada okumuştum...

Merhum babacığım ABD yalanlarına inanmayalım diye riskli olmasına rağmen bizi zenci mahallelerine dahi götürmüştü..

Beyaz mahallelerinin Ku Klux Klan (KKK) terörist adayı beyaz (!) çocukları bölgelerine giren siyahî çocukları “Negro, negro... Negro ise a black man” diye nakaratı olan bir şarkı ile kızdırırlardı...

Negro İspanyolcadan gelme zenci anlamında bir kelime idi. Yeni Zelanda teröristinin de içinden geldiği “White Power” tarafının hasseten kullandığı ZENCİ anlamında aşağılayıcı bir sözdü...

Çok geçmeden karşılarında Malcolm X ve “Black Power”ını buldular da mecburen imana gelip en azından resmiyette barış sağlanmış oldu...

* * *

Çocuktan al haberi denilir ya... Biz de çocuklardan almıştık Amerikan rü’yâsının ilk haberlerini... Sonra kızılderililerden bir çocukla aramızda geçen bir kavga ile hafızama kazınmıştı bu yalan!..

Zavallı bir kızılderili âileden olan komşunun akranım olan çocuğuyla mâsum bir bisiklet meselesi yüzünden kavga etmiştim.

Faşist beyaz amerikalılar hemen polisi aramış... Gelen Amerikan polisi zavallı çocuğun babasını dahi dersdest etmişlerdi..

Sirenleri duyan babacığım evden fırlayıp polise yetişmiş, bir şikayetimizin olmadığını anlatıp zavallı adamı ve çocuğunu hapislerden kurtarmıştı...

Zenciler gibi bu kızılderili asimile zavallı insanlar da USA’da insandan sayılmıyordu yani.. Amerikan rü’yâsının gerçek yüzü buydu işte...

Eziklerin, kesintisiz ABD propagandası etkisiyle dünyanın en uygar ve görkemli ülkesinin USA olduğunu sanarak, yalnız geceleri değil, gündüzleri de gördükleri bu “ahmaklık rü’yâsı”na dair bu kadar yeter...

Bir de “Amerikan rü’yâsı” madalyonunun öteki yüzü var. Ki, asıl oraya bakılmalıdır...

Amerika’yı yöneten (stupid Trump gibi) ahmakların gördükleri ve asla gerçekleşmeyecek olan şeytan aldatması bir “süper dangalak rü’yâsı”

Bunlar bütün dünyayı aşağılık ahmaklardan ibaret sanıyorlar... Süper Güç olarak biz ne dersek o olacak diyorlar...

Soylarının geldiği Avrupa’ya bile kafa tutmaya, patronluk taslamaya hattâ AB’yi tehdide başladılar.

Oysa bu “süper dangalak rü’yâsı” çok yakında bitecek ve ABD de SSCB gibi yok olacak.. SSCB sonrasındaki gibi USA sonrasında da irili ufaklı birkaç devlet kurulacaktır.

Bunlardan en güçlüsü ise Müslüman siyahî kardeşlerimizin kuracakları bir İslâm devleti olacaktır.

O yüzden stupid Trump yönetimindeki USA’nın “ya S-400’leri almaktan vazgeçersiniz, ya da...” yollu tehditleri gülüp geçilecek türdendir..

Öte yandan bize Patriot füzelerini satmaya çalışan ABD, Suriye - Irak sınırımızda güvenliği kendi inisiyatifi ile sağlamak istemektedir.

Bu müttefiklik değildir, bu bir ihanet planıdır!. Türkiye için en büyük stratejik hata ABD tezlerine inanmaktır. ABD’ye (USA) inanmak Amerikan rü’yâsı kadar ahmakçadır.. 11.04.2019