Altını Çizerek Okumak

Bir önceki yazıda tarayarak okuma modundan bahsettik ya, bu sefer normal okumadan da yavaş olan bir moda dikkat çekelim: Altını çizerek okumak.

Araba kullanırken nasıl çoklu vites seviyesi varsa okumada da duruma göre kullanabileceğimiz çoklu hızlarımız olabilir, olmalı. Tarayarak okuma kritik viteslerden biri. Altını çizerek okuma da belki onun kadar önemli.

Beynin iki temel modu olduğunu anlatan Daniel Kahneman’a bir selam verelim. Merak edenler Nobel ödüllü bu bilim insanının “Thinking Fast and Slow” adlı kitabını inceleyebilirler. Niye kitapları elimde kalemle okuduğumu bu kitap sayesinde anladım J

Altını çizmeyi, aylar yıllar sonra geri döndüğümüzde önemli yerleri fark etmek gibi bir niyetle yapmıyoruz aslında. Asıl faydası şu: Okurken beynimize mesaj veriyoruz. Burası daha kritik, bunu farklı kaydet, buna kafa yor, bunu düşün. Altını çizmenin ana amacı bu. Normal okumadan farklı bir modda okuyor o kısımları beyin, sonraki aşamalarda zihinde izledikleri yol farklı oluyor o cümlelerin.

Roman okurken pek yapılacak bir şey değil tabii. Ama romanda bile sizi etkileyen yerleri işaretlemeyi düşünebilirsiniz. Özellikle bilgi edinmeye dayalı konularda yeri geldikçe altını çizerek okumak son derece önemlidir.

Altını çizmek tabirini genel olarak düşünün. Kast ettiğim daha çok ‘işaretlemek’. Yerine göre sayfanın köşesine küçük bir işaret koyabilirsiniz. Belki paragrafların kenarında dikine işaretler koyarsınız. Yeri gelir gerçekten satır satır altını çize çize okursunuz. Ya da paragrafı okur, döner baştan altını çizerek tekrar okursunuz.

Unutmayın, her yetenek zamanla gelişir ve her yetenek her kişide kendine özel şekillere bürünür. İşaretleyerek okuma da zamanla gelişip size uyum sağlayacak bir yetenektir. Yazdıklarımı düşünüp kendinize göre karar verin. İster kullanın, ister kullanmayın… Kullanacaksanız kendinize en uygun yöntemlerini bulmaya çalışın.

Keyifli okumalar, güzel çizmeler.