Rahmetli Batırhan Darımbet; çok imanlı ve şuurlu bir Türkçü idi. Bana 16 jeltoksan olayını anlattı. Jeltoksan, aralık ayı demektir. Olay 1986 yılında oldu. 

Rahmetli Batırhan Darımbet; çok imanlı ve şuurlu bir Türkçü idi.

Bana 16 jeltoksan olayını anlattı. Jeltoksan, aralık ayı demektir.

Olay 1986 yılında oldu.

Kazak gençlerinden binlercesi, Almatı sokaklarında bağımsızlık için,

Yürüyüş ve gösteri yaptılar.

Buna sert bir tavır gösteren Sovyet yönetimi,

Olayı kanlı bir şekilde bastırdı.

50 kazak gencini şehit oldu.

O zaman bütün dünyada yankı buldu.

Nasıl olur da Sovyetlerde halk sokağa dökülebilirdi.

Bu olaydan sonra Sibirya'da kömür işçileri, sabun yokluğundan isyan etti.

Daha sonra bir Alman pilot, özel uçağı ile kremline indi.

Sovyet radarları görmedi ve Sovyetler dağıldı.

Sovyetlerin dağılma başlangıcı, işte bu 16 jeltoksan olayıdır.

***

Darımbet anlattı. Şehit olanların üzerinde Alpaslan Türkeş'in resmi varmış.

Bir gün Başbuğa sordum? Bu resim işi nedir? Diye.

O da; 'Biz Doğu Almanya'daki Kazak subayları eğittik' dedi.

Hatta Mustafa cemiloğlu olayının arkasında da Başbuğun olduğunu duydum.

Başbuğ, Sovyetler birliğinde her olaya müdahale edecek durumdaydı.

Bunu tespit eden Sovyetler, büyükelçisi yoluyla Başbuğla teması hiç kesmedi.

Sovyetler birliği dağılırken Başbuğ; bazı şer odaklarının isyanlar çıkarıp,

İç savaşa sebep olmaktan çok korkuyordu.

Kızılordu, Türk devlet ve topluluklarında katliam yapabilirdi.

Bu durum karşısında Sovyetler de korkuyordu.

Çernişev; 'Ne yapabiliriz?' diye sormuş.

Türkeş de; 'İngiliz milletler topluluğu gibi bir kuruluşa gidin' demiş.

Bunun özerine, Rusya federasyonu, 'Bağımsız devletler topluluğu'nu kurdu.

Ayrıca 'Karadeniz iktisadi işbirliği anlaşması' da bu fikirden doğdu.

***

Demirel Başbakanken, 1992 nisan ayı sonlarında Türk devletleri gezisi yaptı.

Başbuğ, ben ve Oktay Öztürk de katıldık.

Başbuğ orada Demirel'e danışmanlık etti.

Bu arada 'Türk devletler ve toplulukları kültür ve dayanışma kurultayı'na karar verildi.

Bu konuda Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı da ev sahipliği yapması için ikna etti.

'İsterseniz ben katılmayım' dedi.

Ama Antalya da böyle bir kurultay yapılıp Başbuğ da katıldı.

Tarihinde ilk defa Türk milleti, böyle bir kurultay yapıyordu.

'Türk Devletler Teşkilatı'nın temelleri o zaman atıldı.

***

Bir gün odasına girdiğimde Orta Asya haritasına bakıyordu.

Aral gölü kurmuştu. Bana sordu?

'Ne yapabiliriz?' diye. Ben de; 'ya Seyhun ve Ceyhun nehirleri tekrar bırakılmalı,

Veya Obi ve Yenisey nehirleri buraya akıtılmalı' dedim.

Ama Seyhun ve Ceyhun nehirlerinin bırakılması imkansızdı.

Çünkü Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan'ın

Verimli topraklarını bu iki nehir suluyordu.

Bu ülkelerin tarım gelirini bu iki nehir temin ediyordu.

Hasılı çok iyi yetişmiş bir kurmay olarak, Türk dünyasının hep kaygısını güttü.

O, Türk milletine 'Turan ve Kızıl Elma ülküsü'nü öğretti.

Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.

07.04.2022, Kayseri.