AK PARTİ SONUÇLARI DOĞRU OKUYABİLECEK Mİ?

Benim en büyük endişem, Ak Partili yöneticiler Cb. seçiminde 51.7 aldık şimdi de ona yakın oy aldık. Dolayısıyla biz oyumuzu koruyoruz rehavatına kapılmasıdır.

Halbuki en az yüzde on oy kaybettiler. Bu açığı MHP ve Kürt oyları kapattı. Gelecekteki Başkanlık seçiminde MHP'nin rakip olacağını da göz önüne alarak şimdiden plan yapmazlarsa ilk Başkan malesef kimsenin beklemediği (bazıları bekliyor ve hazırlıyor olabilir) kişi olacak...

Malesef Ak Parti yöneticileri bunu görmeyecek ve biz oylarımızı koruduk diye düşünüp sonradan katkıda bulunanları unutacaklar...

İşte bu zevali yakınlaştıracak...

Yüksekliğin en son noktası zevalin de başlangıcıdır...

ANKARA'DA OYLAR NEDEN DÜŞTÜ?

Ankara'da oyların düşmesinde benim gözlemim, belediye'ye karşı oluşan tepkidir. Özellikle Melih ve ekibi önceki yıllara göre gözle görülür bir çalışma sergilememesi, yolların delik deşik olması, ihalelerin belli yerlere verilmesi ve feto konusunda geçmişteki yakınlığı (ayrıca feto ile geçmişte yakın dirsek teması içinde olmasına rağmen feto ve sol ilişkisi ile ilgili kitap yazması, bilbordlarda bu süreçte reklamı yapılması, insanlardaki travmaları ve eski yaraların tekrar açılmasını sağlamıştır.) bir tepki olarak yansımış olmasıdır.

Oyların düşmesinde özellikle kanaat önderleriyle ciddi bir kontak kurulmamış olması da önemlidir. Ankara'da varsa yoksa tabeladan öteye gitmeyen stk'larla iş birliği yapıldı. Pahalı toplantılara ve yemeklere çağrıldı... Ama asıl potansiyeli olanlara ulaşılmadı... Örneğin hemşeri dernekleri çok fazla ciddiye alınmaya başlandı ki bu derneklerin bir çoğu akşama kadar okey oynama ve belediyeden ihale kapmaktan başka marifeti olmayan derneklerdir. Bu tür dernekler çok ciddiye alındığından artık her köyün Ankara'da bir derneği kurulmaya ve ardından federasyonlaşmaya başladılar... Bu da ayrı bir hormonlu gelişme...

Ak Parti teşkilatlarının aşırı halktan kopuk olması, halkın bir ilçe başkanına bile ulaşamaz duruma düşmesi de etkili olmuştur. İlçe Başkanlarının kendilerini halkın seçtiği Ak Partili Belediye Başkanından da üstün görmesi ve havalara girmesi de halkta rahatsızlık oluşturmaktadır. Atanmışların seçilmişlerden üstün hale gelmesi ve protokollerde Başkanla birlikte bulunması da sıkıntı oluşturmuştur.

Ayrıca tüm Türkiye çapındaki Ak Parti teşkilatlarında ruh kalmamış. Herkes, reis çıkar ve oyları toplar modundaydı. Ak Parti teşkilatları bir parti teşkilatı olmaktan çıkmış, rant ve iş takip yerleri haline gelmiştir. En kısa zamanda taze kan aktarılmalıdır.

PEKİ İSTANBUL’DA OYLAR NEDEN DÜŞTÜ?

Ankara’da ki düşüşün benzerinin nedenleri İstanbul için geçerli olsa da, iktidarın en iddialı yatırımlarını İstanbul’da yapmasının halk üzerinde oya dönüşmemesinin nedenleri de iyice araştırılmalıdır. İnsanların gelecek kaygısı, ekonomik sıkıntılar, referandum’un iyi anlatılamamış olması, muhafazakarlar üzerinde Ak Parti’nin değil Saadetin daha etkili olması, Temel Karamollaoğlu’nun konuşması ve üslubunun güven telkin etmesi de bunda etkili olmuştur.

Ayrıca, Kadir Topbaş ve ailesi ile ilgili Feto iddiası da güven bunalımına yol açmıştır. Belediye’nin yanlış tutumu da tepki çekmiştir. İstanbul’daki Kürt seçmenlerin Güneydoğuya nispeten Hayır oylarını tercih etmesi de ilginç bir ironidir. Bu durum, büyükşehirlerdeki Kürtlerin daha çok ideolojik bakışa sahip olduklarını, fakat doğrudan sorunlu bölgede yaşayan insanların daha çok istikrar ve huzur istediğini göstermektedir. Ayrıca, Güneydoğu’daki Kürt seçmenler üzerinde kanaat önderleri etkili olurken, büyükşehirlerde bu durum daha da azalmakta ve bunun yerini medya ile siyasi partiler etkili olmaktadır. Büyükşehirlerdeki Kürt oyların düşüşünde MHP ile yapılan ittifakın ters tepmesinin de büyük etkisi olmuştur. Fakat Güneydoğuda bu ittifakın etkisi çok hissedilmemişken batıda Kürt ve Türk seçmenlerin birlikte yaşaması, artan milliyetçi söylemler Kürtler üzerinde negatif etki oluşturmuştur.

Tabi ki Feto mağdurları ve aileleri de ayrı bir sorun oluşturmaktadır. Güçlü Feto destekçi kurum ve şahısların üzerine gidilmemesi de adalet duygularını zedelemiş ve tepki çekmiştir. Ayrıca gençler Ak Partiyi tercih etmemişlerdir. Onlar için Ak Parti statükoyu temsil etmektedir. Ak Parti gençlerin oyunu almak için 18 yaş konusunu gündeme getirmesi siyasi rüşvet olarak algılanmış ve beklenen genç kitlenin teveccühünü kazanmadığı gibi, güçlü insanların çocuklarına yer açılıyor tepkisini de çekmiştir.

Kısacası Ak Parti’nin çok kapsamlı araştırmalar yapması ve eksiklerini tespit edip şimdiden çalışması gerekir. Fakat bu kadroyla bu çalışmalar zor yapılır…