Demokrasi kültürünün vazgeçilmez unsuru siyasi tartışmalardır. Ancak tartışma yapmak kaliteli soru sorabilmekten geçmektedir. Her ne kadar ülkemizde kitap okuma oranları düşük olsa da yine de en yüksek kitap okuma oranına, sosyal tabaklar içinde üniversite gençliği sahiptir. Hem demokrasi kültürünün geliştirilmesi hem de üniversite gençliğinin üzerinden topluma insanların kavga etmeden tartışabileceğinin gösterilmesi için Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun onbeş günde bir veya aylık olarak gerçekleştirilecek periyodik üniversite gençleri ile buluşma toplantıları düzenlenmesini çok faydalı olacağını düşünüyorum. Her buluşma bir üniversitenin toplantı salonunda yapılabilir, hem o üniversitenin sorunları da dinlenmiş olur. Doğudaki üniversitelerin ziyaret edilmesi özellikle kürt sorununu çözümünde olumlu katkı sağlayacaktır. Çünkü İslamcıların cevabını veremeyeceği bir soru olmaz. Her tartışmada hakikatin ortaya çıkması, İslami hakikatlerin ortaya çıkması ile olur.

Bir topluluğun önüne çıkıp istediğiniz soruyu sorun, ben cevaplandıracağım demek kendi bilgisine güven gerektiren bir davranıştır. Çünkü hazırlıksız yakalanmak, istemez insan. Ama istediğiniz soruyu sorun cevaplandıracağım demek ise kişinin çoktan hazır olduğunu gösterir. Sayın Başkanımız Ahmet Davutoğlu hoca bu konuda her hangi bir hazırlık yapmadan dahi üniversiteli gençlerin karşısına çıkıp, en uç ve en suçlayıcı soruları dahi cevaplandırabilecek sabır ve bilgiye sahip olan bir kişidir. Hem onun karşısında öğrenciler, yanlış bir soru sorarım diye soru dahi soramayacak kadar bilgili ve akıl yürütmesi yüksek bir hocadır. Çünkü yanlış bir soru sorarsanız, Sayın Ahmet Davutoğlu size soru sormaya başlar ve sorduğu sorularla sizin çelişkinizi veya yanlış bilginizi ortaya koyar. İkinci bir kere gelişi güzel soru sormaya cesaret edemezsiniz. O nedenle Sayın Ahmet Davutoğlu hocaya soru sormak dahi kaliteli olmayı gerektirir. Üniversiteli gençlerle Başbakanımızın buluşmaları, onların kalitesini artıracaktır.

Tüm bunları nasıl mı biliyorum? 1996-1997 öğretim yılında Marmara Üniversitesi Ortadoğu ve İslam Ülkeleri Enstitüsü, Siyasi Tarih ve Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans programın da Sayın Başbakanımız derslerimize giriyordu. O zamanlar çok talep edilen bir bölümdü. Kaliteli öğrenciler geliyordu. Gerçi ben devam edemedim, üç beş hafta ders alabildim. Anlatığı ders konularında öğrenciler sorular soruyor ve tartışmalar yapıyordu. Hocamız bir keresinde karşı görüş bildiren bir öğrenciye hemen, tartışılan olayın tarihini sordu. Öğrencide, 1600 veya 1700 yılları olması lazım cevabını verme gafletinde bulundu.  hocamız, 100 yılın toplumların değişmesinde çok uzun bir süre, sen bir tarih öğrencisi olarak bu olayın hangi yılda olduğunu tam olarak bilmelisin diye cevabı eleştirmeye başladı…. Ben ondan sonra, çok soru soran tartışan biri olmama rağmen, kendisine hiç soru sormadım ve cevapta vermedim… Hocamızın tarihleri ve isimleri çok iyi hafızasında tuttuğu çok aşikardı. Akıl yürütme konusunda da oldukça iyiydi. Açıkçası tartışmaya cesaret bile edemedim. Neyse…

Üniversiteli gençlerle buluşma, demokrasi kültürünün gelişmesine iktidarın her tür tartışmaya açık olduğunu ve gizleyeceği hiçbir ajandasının olmadığını gösterir bir uygulama olur….