Ahmak, “akılını gereği gibi kullanmayan, bön, budala, aptal” olarak tanımlanmakta olup yazımda daha ziyade ”aklını gereği gibi kullanmayan” anlamı ekseninde değerlendirmeye çalışacağım.

Ahmak, 'akılını gereği gibi kullanmayan, bön, budala, aptal' olarak tanımlanmakta olup yazımda daha ziyade 'aklını gereği gibi kullanmayan' anlamı ekseninde değerlendirmeye çalışacağım.

Öyle ilginç bir zamanda yaşıyoruz ki; en akıllıları en akılsızlar 'aklını kullanmıyorlar' diye suçlamaktadırlar. Akıllı kimin olduğu içerikli yazımı daha önce paylaştığım için bu yazımda fazla ayrıntıya girmeyeceğim.

Normal şartlar altında bir Müslüman neyin faydalı ve zararlı olacağını bilir; ancak, nefse söz geçiremediğinden ahmakça söz ve davranışlarda bulunur.

İmam-ı Rabbani Hazretleri 'Mahlukatın, yaratılmışların en ahmağı nefistir. Çünkü daima kendi aleyhine, zararına olan şeyleri ister' buyurarak ahmaklığın nereden kaynaklandığını net olarak ortaya koymaktadır.

Müslüman kendisine neyin faydalı olacağını bilmeli, söyleyeceklerini iman ve akıl süzgecinden geçirerek söyleme gayreti içinde olmalıdır. Özellikle sosyal medyanın etkisiyle dolduruşa gelip iman ve itikada zarar verici söz ve yazılardan kaçınılmalıdır.

Birkaç hafta önce kalabalık bir camimizin imamı Cuma namazından önceki vaazında, birazda cemaati uyanık tutmak için olsa gerek sosyal medyada çok kullanılan tuzak paylaşımlardan örnekler veriyordu. Herkesin bildiği aşağıdaki örneği de cemaate anlattı.

Hacı amcamızın biri bankada işlem yaptırırken işlem yapan bayan memura­, 'kızım sol elle çay içmek mekruhtur' diye ikazda bulunur. Bayan memur da 'Hacı amca senin faiz işlemlerini sağ elimle yaptığım için sol elimde çayımı içiyorum' diyerek ilginç bir ifadeyle tepkisini ortaya koyarak hacı amcayı can evinden vurur.

Cemaatin tamamına yakını Nasrettin Hoca fıkrası anlatılmış gibi güldüler. Güldüler; çünkü, burada amaçlananın ne olduğunun şuurunda değillerdi. Kimse böyle bir olayın olup olmadığını, kurgulanmış bir tuzak olduğunu düşünemedi; çünkü, anlatan imam efendiydi!

İnsan azıcık düşünse böyle bir diyaloğun geçmediğini bunun hacı, hocayı kötüleme amaçlı kurgulandığını anlayabilirdi. Anlayamadılar; çünkü, bunu anlatan kişi tuzağı ilk önce fark etmesi gerek imam efendiydi. Anlasaydı zaten anlatmazdı!

İmam efendi anlatmaya devam etti. Oturarak su içen örtülü bir genç kıza namaz kılıp kılmadığını sorar. Genç kız kılmadığını söyleyince imam efendi, sünnetten önce farz ibadet olan namazı kılması gerektiğini, söyler.

Ne var bunda elbette ki farzı yerine getirmek sünnet ve vacipten daha önceliklidir, diyebilirsiniz. Elbette ki, doğrudur. Farz ibadetlerin yerine getirilmesi sünnet ve vacip ibadetlerden önce yerine getirilmelidir.

-İyi de kardeşim farzın işlenmesine engel olan sünnetin işlenmesi midir?

Bu da tuzak örneklerden biridir. Amaç, sünneti kıdım kıdım ortadan kaldırmaktır. Bir Müslüman farzları yerine getirdiği gibi sünnetleri de yerine getirmenin gayreti içinde olmalıdır. Ancak, yukarıdaki mantıkla bu durumu açıklamak çok yanlıştır.

Şunu da beynimizin bir kenarına nakşedelim. Sünnete hassasiyet gösterme şuurunda olan bir kişi farzları yerine getirmede de mutlaka hassasiyet gösterir.

Hacı, hoca ve dindarları itibarsızlaştırmaya yönelik kurgulanmış çok örnek var. Geçmişte bu algı operasyonu filmlerle yapıyorlardı. En çok izlediğimiz Kemal Sunal filmlerindeki hoca ve hacılara bir bakınız. Nerede pespaye, üçkağıtçı, sapık, çirkin adam varsa hoca, hacı rolünde oynatılıyor.

Toplumun tüm fertleri sütten çıkmış ak kaşık, kötü olan ise hacı ve hocalar. Elbette ki, hacı, hoca ve kendini dindar olarak tanımlayan insanlar söz ve davranışlarına daha fazla dikkat etmeli olup buna bir itirazım olamaz. Ancak, yüzde doksanın kendisini Müslüman olarak tanımladığı bir toplumda herkes ahlaklı, adil ve dürüst olmalıdır.

Ayrıca, İslam düşmanlarının bu tür algı operasyonlarından çok bu algıların tuzağına düşen ahmaklara kızıyorum. Bu tuzaklara düşmemek için yapmamız gereken en önemli iş ahmak arkadaşların ahmakça söz ve davranışlarına karşı dikkatli olup ahmaklığa düşmemektir.

Hz. Ömer(ra) Efendimiz 'Ahmakla arkadaşlık etmekten kaçın; çünkü, ekseriya sana iyilik yapayım derken, zararı dokunur' buyurarak ehli sünnet alimlerimiz dışında kim ne söylerse söylesin her söze balıklama atlanılmamalıdır.

Hele hele yalakalık ve birilerini güldürmek amacıyla bu ve buna benzer örnekler hiç verilmemelidir. Soytarılığa lüzum olmadan anlatılmak istenen toplumsal sorunlar mecrasının dışına çıkarılmadan anlatılmalıdır.

İmam-ı Rabbani Hazretleri 'Dünyayı ele geçirmek için ahireti vermek ve insanlara yaranmak için Allahü Tealayı bırakmak ahmaklıktır' buyurmaktadır.