Ahmak gazetecilik..

Bunu ahmaklar gazeteci olmamalı şeklinde bir temenniye de çevirebiirsiniz.

Gazeteci kültürlü olmalıdır, en başta da kendi kültürüne hâkim olmalıdır... Gazetecinin birkaç dil bileni makbuldür lâkin her gazeteci önce kendi ülkesine ait havadisatı takip etmelidir...

Hattâ magazin gazetecileri bile önce kendi ülkesindeki meşhur kişileri takip etmelidir... Amerikalı bir artistten, bir şarkıcıdan, bir aktristten önce kendi ülkenin sanatçılarını takip et...

Mehmet Şevket Eygi üstad, basınımızın duâyeni, kalemi yüzünden başı çok ağırmış, ayak ve el bileklerine kelepçeler, zincirler takılarak bir yazısı yüzünden evinden alınarak katillerle birlikte götürülüp zindanlara atılmış bir gerçek gazetecidir...

Magazinle işi olmaz ama yerli meşhurları ve bunların başlarına gelenleri de takip eder, mühim gördüğü konuları okurlarıya paylaşır zaman zaman.

Geçen gün yakın tarihte inkılâbçıların zulümlerini, samimi Müslümanların bu yüzden başına gelenleri anlattığı “Başına şapka geçirip astılar” başlıklı ve 5 Aralık tarihli yazısında böyle bir konu vardı.

Ünlülerden Cem Özer’den bahsediyordu...

“Film çevirirken bacağını birkaç yerinden kırıp hastahanelere düşen, yoğun bakımda 42 gün kalan Cem Özer şöyle diyor: “Çok merak ederdim, çok şükür ölmeden önce cenazemi yaşadım. Artık cenazelere gitmiyorum. Marka eşarplar, gözlükler, tabutun başında selfie’ler falan. Benimkine [cenazeme], hayatına gerçekten dokunduklarım gelsin. Küçük bir camiden kalksın. Teşvikiye falan olmasın.” (Milliyet)”

* * *

Bugün ahmak gazeteciliğe örnek bir habere rastladım ve yazıma onunla girdim ancak konu “hattâ magazin gazetecileri bile..” deyince biraz dağıldı..

Karanlık odada fotoğraf çıkartmaktan başka her işi yapan bir sözde haber sitesi, ona buna çamur atarken «“Medeniyetin Beşiği” Fransa’dan skandal görüntüler» başlığı ile bir haber yapmıştı...

Fransa’nın Gezisi de denilen ve giydikleri fosforlu yelekler yüzünden SARI YELEKLİLER EYLEMİ olarak markalanan olaylarda Fransız polisinin orantısız güç kulandığını anlatmak istiyorlardı ama, daha manşette vahim bir hata yapmışladı...

Gerçi onların at gözlükleriyle (marksist ideoloji ile) bile öyle dememeleri gerekirdi fakat bunlar yine de “Medeniyetin Beşiği” demişler Fransa için...

Fransa’nın tarihindeki “medeniyet” 1789 Fransız İhtilâl’inde Paris’teki Bastil hapishanesini boşaltıp yaptıkları ve maalesef çocuklarımıza çağ açan hadise olarak yutturulan büyük eylemle ihtilâl yapmak mıydı?

Yoksa daha dün denilecek zamana kadar (150 yıl öncesine kadar), helâ ve taharet nedir bilmemeleri, bugün dahi klozetlerinde su yerine tuvalet kâğıdı kullanıp, pis olarak donlarını çekmeleri mi?

Ya da dünya tarihinin en eski sömürgecilerinden olmaları, Paris’in altında başka bir Paris gibi kolaylık sağlayan metrolarını Afrika’dan yarısı yollarda ölerek getirdikleri siyahi insanlara karın tokluğunu bile tam sağlamadan yaptırmalarını mı medeniyet olarak kabul ediyor karanlık oda...

Fransa, İspanya, İngiltere hattâ ABD’yi kuranlar dahil neredeyse tüm Batı, sadece sömürgecilikleri ile dahi yüzkızartıcı tarihî sabıkaya sahip olup asla gerçek medeniyeti temsil edemezler...

Fransız polisinin SARI YELEKLİLERE yaptıkları da cedlerinin mirası genlerinden neşet ediyor. Sarı yeleklilerin eline fırsat geçsin aynısını onlar polise yapar!.. Veyl olsun bunlara özenenlere, hattâ yuh olsun...