Afrin kolay, “tafrin” zor..

Türkiye’nin Akdeniz doğusu güney sınırlarının Suriye bölgesindeki Afrin’e “Zeytin Dalı Harekâtı” geçtiğimiz Cumartesi günü saat 17:00’da başladı…

Allah şanlı ordumuzu bu harekâtında da muvaffak eylesin, en az zayiatla düşmana galabe çalsın ordumuz inşa’allah.

Kanaatim, sonuç FIRAT KALKANI HAREKÂTI gibi olacak. Fazla bir kayıp vermeden buradan da anlının akıyla çıkacaktır ordumuz.

Fırat Kalkanı’ında hazırlıksızdık, 15 Temmuz henüz atlatılmıştı ve ordumuz -terörle mücadeleyi saymazsak- uzun süredir savaş yapmıyordu..

Afrin kolay.. Esasen topyekûn bir savaşa girsek, seferberlik ilân edilse bile kolay..

BEDİR SAVAŞI dönüşünde Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), “Küçük harpten büyük harbe dönüyoruz” buyurmuşlardı...

“Küçük” denilen, İslâm ordusunun ilk savaşıydı..

Mücahidlerin yarısı, yaşlı sahabilerdi.. Sayıca da müşrik ordusundan üçte bir nisbetinde azdılar...

Yine de küçüktü, o büyük savaş... Yani kolaydı. Zira çok daha zor bir mücadele vardı ki, o da nefislerle olandı...

Nefislerine galip gelemeyen ordular asla başarılı olamazlardı..

* *

Afrin kolay, tafrin zor.. Tafrin? Aslında “tafra zor” demem lazımdı, kafiyeli olsun dedim, “tafrin zor” diye uydurdum..

“Tafra” ne diye sorarsanız anlayım:

Hani böbürlenip duran, ukalâ dümbeleği bir tip atıp tutmaya başladığında afra tafra yapma dersiniz ya, işte o..

Yukarıya sıçramak, atlamak.. Osmanlı devrinde “ilmiye” sınıfında rütbe ve derece almak.. Yüksekten atıp tutma, kendini olduğundan büyük görüp hava atmak, böbürlenmek…

Yani dostlar, aranızda afra tafra yapanlar çoksa işiniz zordur.

Bunların çoğu, nefsine yenilmiş, dibe vurmuşlardır..

Bunlar arivisttir...

Bazı konuları iyi bilmek, herkes için zarurî..

Siyasetçi de sade vatandaş da, esnaf da avukat da ARİVİSTLERİ iyi bilmek zorunda.. Bilmezse ne olur?

* *

Üstad M. Şevket Eygi yazmıştı…

Zát-ı âlilerinden iktibasla anlatayım, çok daha güzel ve isabetli olur:

“Arivizm ikbal avcılığı demektir, arivist de ikbal avcısı.

İlim ve kültürü yeterli değil, ehliyeti liyakati fazileti meziyeti yok ama korkunç bir hırsla yükselmek, bir yere gelmek istiyor.

Bunun için her hilekârlığı, ahlaksızlığı, sahtekarlığı yapıyor.. Öyle bir makyavelizm sergiliyor ki, Makyavel görse pes der..

Yalan, iftira, en iğrenç entrikalar, kulisler... Arivist şeytana hocalık edebilir.

İcabında en yıkıcı, en sert, en zararlı muhalefeti yapar.

Gerektiğinde yağcılık, yalakalık, dalkavuklukta ondan beceriklisi yoktur.

Arivistin fazilet ve ehliyet kanatları yoktur. O bir sürüngendir.

Yüksek tepelerde hem kartala hem yılana rastlanır. Birileri uçarak, ötekiler sürünerek yükselmiştir.

Arivistler yılandır, hepsi de sürünerek yükselmiştir..

Arivisti bol olan bir ülkede güneş doğmaz, sabah olmaz..

Arivistle arivist olmayanı birbirinden ayırt edemeyen toplumlar sürünmeye mahkûmdur.”.

#harbiden: (İLÂVEM): Arivistler aynaları çatlatır.. Ahmakça mağrurdurlar.. Şöhret olmak için her basitliği yapmak, milletin ayıplayacağı şeyler... Bunlara ahmaklık değil, kurnazlık görünür.. 22.01.2018