ABD ve FETÖ aynı yatakta

Hep söyler dururum, Türkiye’nin bir aylık gündemi, Avrupa Birliği ülkelerinin tamamının yıllık gündemlerinden daha yoğun diye. Yakına da baksak, uzaklara da dalsak, önemli bir gündem konusu karşımıza çıkar. Gazeteci gözü ile baktığımızda, bu durum hem zor hem de zevklidir. –Gazeteciliği ihanete çevirmemek kaydıyla-

***
Tüm bu yoğun gündem arasında öyle olaylar vardır ki hem yaşandığı dönemi, hem de öncesi ve sonrasına etki eder. MİT TIR’larına yapılan operasyon da böyle bir olay işte. Ulusal ve uluslararası ayakları olan MİT TIR’ları mevzusunun karanlık noktaları FETÖ’nün de çözümlenmesi ile açığa çıkmaya başladı.

***
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, MİT TIR’larını durduran FETÖ’cülerin ABD Büyükelçiliğini ve Başkonsolosluğunu defalarca aradığını, konunun Büyükelçiliğe yazılı olarak sorulduğunu açıkladı. Herkes ABD’nin bu telefon kayıtlarına ne diyeceğini merak ediyordu ki, ABD Büyükelçiliğinden beklenmedik bir cevap geldi; “Savcılık bizden bilgi istemedi.”

***
Tamam FETÖ ile olan işbirliklerini itiraf etmelerini beklemiyorduk ancak, zaman kazanmak için böylesine ucuz ayak oyunları yapacakları da aklımıza gelmezdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımız çok yerinde bir refleks göstererek, jet hızında ABD Büyükelçiliği bugün 15.26’da bilgi talep yazımızı teslim aldı" açıklaması yaptı.

***
ABD Büyükelçiliğinin aynı açıklamasında geçen “İddiayı destekleyecek bilgi yok. Türk yetkililerle temas halindeyiz.” ifadesi de savcılığın hazırladığı iddianamede geçen arama kayıtları ve sürelerinin yer aldığı şu bölüm ile çürüyor; “Bayram Andaç, 20 Ocak 2014'te ABD Büyükelçiliğini arayarak 42 saniyelik bir görüşme yaptı. Yine aynı günün akşamı 46 saniyelik bir görüşme yaptı. Bu görüşmeden 1 dakika sonra da İstanbul Başkonsolosluğunu arayıp 36 saniye görüştü. Andaç, ABD Büyükelçiliği ile 24 Ocak’ta 102 saniye, 21 Şubat’ta da 101 saniyelik görüşme yaptı. 'Sivil imam' Muharrem Gözüküçük ise ABD Büyükelçiliğini 6 Nisan 2014'te iki kez arayıp 155 saniye ve 33 saniye konuştu.”
***

Bu yaşananları görmezden gelip, ortadaki ihaneti ve işbirliğini anlamak istemeyenler, ihanetin üzerini kapatmak için otobanda yürüyenler var. Bu ihanetin üzerini kapatmaya çalışmak, şehitlerimize, gazilerimize, 80 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti Devletine ihanet etmek demektir. Bir ihanetin üzerini kapatmak için, başka bir ihanetin içinde olmak da başka bir “başarı”

***

Bu arada sosyal medyada gezinirken rast gelmişsinizdir. ABD Büyükelçiliği şirin görünmek adına bazı hamleler yapıyor. “ABD Büyükelçiliği'nin Yeni Yüzleri” isimli projede ABD Büyükelçiliğinde çalışan bürokratlar, Türkçe olarak hayat hikayelerini anlatıyor. Videoda “Allah’a şükür” diyen ABD’li mi ararsınız, lahmacundan şalgamdan dem vurmak mı ararsınız, her şey var. Başka neler var; Burs, Kayseri, Kapadokya, Trabzon, Türk Sanat Müziği, Orhan Gencebay, Selda Bağcan, Hababam Sınıfı, Dünyayı Kurtaran Adam… “ABD Büyükelçiliğinde çalışan Kevın’ı dinlediğimde, kendimden utandım…