3. DÜNYA SAVAŞI-6

6-Örnek: Oslo görüşmelerinin 2011’de yabancı ajanlar aracılığı ile sızdırılması, 7 Şubat 2012 Mit krizi, 2013 Mayıs sonu ve Haziran başı gezi olayları, 17-25 Aralık 2013 yargı ve emniyet darbesi, 6-8 Ekim 2014 olayları, 24 Temmuz 2015’ten itibaren yaklaşık 1 yıl süren hendek savaşları, son olarak 15 Temmuz 2016 FETÖ cü terörist işgal, istila ve darbe girişimi…

Türkiye kendi inisiyatifi ile, başkalarını karıştırmadan, terörü bitirmek için 2009 yılında Oslo’da PKK ile müzakere masasına oturdu. Burada MİT-PKK görüşmesi yapıldı. Fakat daha sonra dönemin konjonktürü içinde pazarlık gücünü arttırmak, Türkiye’ye baskı uygulamak amacıyla küresel hegemonyacılar harekete geçerek 2011 yılında, görüşmeyi yabancı ajanlar FETÖ’ye (cemaat) sızdırmış, onlarda Dicle haber ajansına vererek konu haber olmuştur. 7 Şubat 2012 yılında FETÖ’cü yargı Oslo görüşmeleri üzerinden teröre yardım ve yataklık bahanesiyle Mit Müsteşarı Hakan Fidan’ı ifadeye çağırmış, gelmesi halinde ise tutuklayıp bu konu üzerinden soruşturmayı genişleterek İç işleri Bakanı ve Başbakanı da dahil etmek, Hükümeti düşürmek hedeflenmiştir. Ama, Başbakanın oyunu görüp müsaade etmemesi ile hedef gerçekleştirilememiştir.

2013 Mayıs sonu ve Haziran başında Taksim Gezi parkındaki yeşil ve ağaç duyarlılığı bahane edilerek, dış güçlerin de desteği ile toplumsal olaylarla Hükümet devrilmeye çalışılmıştır. Hesap başka idi. Çünkü Gezi olaylarında talepler, 3. Köprü ve 3. Havaalanının, HES’lerin, nükleer santrallerin yapılmamasıydı. CNN İnternasyonel TV’sinin Taksimden 9 saat aralıksız yayın yapması tarihe geçmiştir. Fakat aynı TV Amerika ve Fransa’daki ölümlü toplumsal olaylarda 2 dk.lık yayınla konuyu geçiştirdi. 17-25 Aralık 2013 tarihinde FETÖ cü yargı ve emniyet, sahte delil ve ses kayıtları ve kumpaslarla yolsuzluk kılıfıyla Hükümetin dört Bakanı, onların çocukları ile iş ilişkileri üzerinden soruşturma ve tutuklamalar başlattı. Bakan çocukları, pek çok iş adamı ve bürokratlar tutuklandı. Amaç kamu oyunda yolsuzlar üzerinden algı operasyonu oluşturmak ve yargı yoluyla Hükümeti devirmekti. Ama olmadı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlılığı ve mücadelesi sayesinde başarılı olamadılar.

Daha sonra Küresel hegemonyacılar, vazgeçmediler. HDPKK maşasını devreye soktular. Kobani’de IŞİD’le mücadele eden PYD’ye Türkiye’nin yardım etmediği yalanı üzerinden HDP kışkırtmasıyla 6-8 Ekim 2014 tarihinde halk sokağa döküldü. Bu olaylarda 52 Kürt kökenli vatandaş hayatını kaybetti. Hal bu ki Türkiye Kobani’nin IŞİD’e karşı korunmasına yardım etmiş, Peşmerge’nin Türkiye üzerinden Kobani’ye geçmesine izin vermiş ve savaştan kaçan Kobani halkına, tüm Suriyelilere olduğu gibi, sonuna kadar kucak açmıştır. Batı, Türkiye’deki operasyonlarında başarısız oldukça çıldırdı. Yenilerini denedi. Türkiye’nin 2009’dan itibaren başlattığı Milli Birlik ve Kardeşlik, Demokratik Açılım projelerinin devamı olarak 2013 başında başlatılan ve yaklaşık 2,5 yıl süren Çözüm Sürecinde Batı, inisiyatifi bırakmamak için PKK’nın çekilmesini ve silah bırakmasını hiç istemedi. Tam gaz kışkırtmaya devam etti. PKK 11,15, 20 Temmuz 2015 tarihlerinde yaptığı açıklamalarla Çözüm Sürecini bitirdiğini, devrimci halk savaşlarını başlattığını, Kürt Halkını silahlanmaya davet ettiğini ilan etti. Suruç, Adıyaman, Diyarbakır ve Şanlıurfa terör saldırılarından sonra, zaten 24 Temmuz 2015 tarihinde tüm terör örgütlerine kaşı kapsamlı operasyonların başlamasıyla Çözüm Süreci bitti. Batı veya Küresel hegemonyacılar Irak ve Suriye’deki olaylarla da bağlantılı olarak PKK piyonunu kullanarak Türkiye’ye karşı Hendek savaşlarını başlattı. 24 Temmuz 2015 tarihinden itibaren başlayan, PKK’nın işgal girişiminde bulunduğu Güneydoğu’da 12 il ve ilçe merkezinde yürütülen Hendek operasyonları yaklaşık bir yıl sürmüş ve tüm şehirler terörden temizlenmiştir. Hendek savaşlarında Güneydoğu’da yapılan operasyonlarda ve Kandile yapılan hava harekatlarında Amerikalı, Avrupalı, Avustralyalı, Kanadalı, Alman… savaşçı ve keskin nişancılar ölü ele geçirildiler. Güneydoğu’da PKK’lıların arasında yabancıların ne işi var? NATO üyesi bir ülkeye karşı neden savaşıyorlar? Hedef Müslümanları ve Türkiye’yi parçalamaktır. Yapılan operasyon sonucunda 726 güvenlik gücü şehit olmuş, içerde ve dışarda 15 binin üzerinde terörist imha edilmiştir. (Devamı gelecek)