15 Temmuz ve Türkiye’nin Kıymetini Bilmek

İki öğretmen arkadaşımızla bir okul projemiz kapsamında birkaç günlük bir toplantı için Almanya’ya gitmiştik. Üçümüzün de Almanya’ya ilk gidişiydi. Havaalanında iner inmez bir arkadaşımız: Türkiye’ye özlem duyduğunu ima eden bir ses tonuyla “Mustafa, biz şimdi gurbetteyiz değil mi?” demişti. Bizi hem güldürdü hem de düşündürdü…

İnsanın en değerlisi değer bilendir. Nankörlükten uzak tavırlar bizi kendi öz benliğimize yaklaştırır. Değer bilmek soruları cevapsız bırakmamaktır. Birisi sana bir şey sunmuşsa senin de karşılığında sunacak bir şeyin var mı diye cebini kontrol etmendir. Para, teşekkür, tefekkür, tebessüm… Cepte ne varsa…

Değer bilmenin bir türü de insanın kendi ülkesinin değerini bilmesidir. Kaba bir milliyetçilik anlayışından bahsetmiyorum. Bilime, sanata ve insan psikolojisine son derece uygun bir şey söylüyorum. İnsan ilişkileri yakından uzağa doğru ilerler. Faydalı olmak isteyen önce en yakınındakilerden başlamalıdır. Anne ve babasına hayrı olmayanın size hayrı olmaz. Kendi milletine faydası dokunmayanın başka milletlere de faydası olmaz.

Bu ülke FETÖ’ye ne vermedi ki? Kurbanını verdi, bursunu verdi, tüm gazete ve dergilerine abone oldu, dershane ve okullarına çocuğunu gönderdi, bankasına parasını yatırdı… “FETÖ soru çaldı” şeklindeki ciddi iddialara bile kulak asmadı. Sonrası ne? Koca bir nankörlük. 15 Temmuz bize neyi öğretti? Öncelikle “Türkiye’nin kıymetini bilmek ve ona sahip çıkmak gerektiğini…

Değişim ve dönüşüm kaçınılmazdır. Fikirler, gelenekler, kanunlar… Çoğu şey zamanla değişir. Ülke de değişir. Değişime direnmemek en iyisidir. Ama yaşanmış onca darbenin bu ülkede bıraktığı izler hala sıcakken tutup yeni bir darbe girişiminde bulunmak akıl karı değildir. Sana istediğin her şeyi vermiş bir milletin bir de namusuna göz dikmektir.

İstediğini alanın yapması gereken teşekkür etmektir. İhtiyacı olmayanı da istemek ve haddi aşmak değil. FETÖ, doymak bilmeyen iştahıyla Amerika Birleşik Devletleri’nde oturup Türkiye’yi yönetmek istedi. Milletimiz ve devletimiz ise bu ülkenin Amerika’dan yönetilemeyeceğini kendisine öğretti. Nankörlerin ve hainlerin bu ülkenin başına geçemeyeceklerini herkes gördü.

15 Temmuz’un yıldönümü vesilesiyle şehitlerimize tekrar rahmet diliyorum. Onlar bu ülkenin kıymetini iyi bildiler. İnşallah biz de bu ülkeyi çok daha iyi yelere getiririz.

Ümidim; hala yakalanamayan darbede aktif görev almış hainlerin en kısa sürede yakalanması, görevinden alındığı halde darbe girişimi ile ilgisi olmayan masum vatandaşlarımız varsa görevlerine iade edilmeleri ve Türkiye’de bir daha herhangi bir darbe girişimi yaşanmamadır.

Not: Sevgili dostlar, 9 Eylül 2018 Pazar gününe kadar müsaadenizi istiyorum. İnşallah uzun süredir üzerinde çalışmakta olduğum kitabıma son şeklini vereceğim. Güzel günlerde, daha güzel yazılarla ve kitabımın bitmiş haliyle karşınızda olmak ümidiyle.