Dün, Barışpınarı harekâtının 120 saatlik sigara molası gece 22.00’de doldu, stupid Trump’ın tutarsız ve çılgın sosyal medya mesajları, çirkin mektubu derken restleşmelerde de sona gelindi...

Dün, Barışpınarı harekatının 120 saatlik sigara molası gece 22.00'de doldu, stupid Trump'ın tutarsız ve çılgın sosyal medya mesajları, çirkin mektubu derken restleşmelerde de sona gelindi...

Tam da 'bundan sonra ne olacak?', 'Acaba bilmediğimiz bir ihlal oldu mu, gerçekten çekildiler mi?', 'PYD/PKK'nın sınır kasabalarımıza saldırılarını ihlal sayacak mıyız?' suallerinin cevaplarını düşünürken önceden planlı Erdoğan – Putin görüşmesi başladı...

Ve nihayet, akşam millet heyecanla takip ettiği tv dizilerini bırakıp; tamı tamına 6 saat 40 dakika süren görüşmenin sonuçlarını dinlemek üzere haber ajanslarına kilitlendi...

Önce liderlerin (Erdoğan, Putin) açıklamalarını, sonra (Türkiye – Rusya) Dışişleri Bakanlarınca 10 maddelik Soçi Muhtıra Mutabakatının maddelerini dinledik..

Akabinde geç vakitlere kadar sürü sepet yorumcu bu yedi maddenin şerhini yapmaya, bir dosya kağıdı bile tutmayan fakat beklentileri çok yüksek mutabakat metnini tahlile başladılar..

Sonuçta bendeniz de, min gayr'i haddin bir tahlil yapacağım.

Öncelikle, 4. Maddede yer alan 23 maddelik Adana mutabakatı.. Türkiye ve Suriye kendilerini tehdit eden PKK gibi terör örgütlerine karşı önlemler alacak ve onların kendi toprağındaki tüm faaliyetlerine engel olacaktı.

Bugün İmralı'da mukim teröristbaşı Adana sonrasında (9 Ekim 1998'de) Suriye'den kaçmıştı... Arap Baharı Suriye'ye de sıçratılınca anlaşma hükümsüz kalmış, yáni 3 sene yürürlükte kalabilmişti.. Soçi'de gündeme getirilmesi kafamı karıştırdı...

Partizan yorumlarını bir kenara bırakırsanız, hemen herkesin üzerinde durduğu ise, 5'inci madde oldu.. Gerçekten de mutabakat göbeğindeki bu madde, işin en can alıcı kısmıydı. Fakat tuhaftır, aynı zamanda 'mutabık mıyız değil miyiz?' sualine bile yol açabiliyordu...

'MADDE 5: 23 Ekim 2019, öğlen saat 12.00'den itibaren, Rus askeri polisi ve Suriye sınır muhafızları, Barış Pınarı Harekat alanının dışında kalan Türkiye-Suriye sınırının Suriye tarafına, YPG unsurları ve silahlarının Türkiye – Suriye sınırından itibaren 30 km'nin dışına çıkarılmasını temin etmek üzere girecektir. Bu işlem 150 saat içinde tamamlanacaktır. Aynı saat itibarıyla, mevcut Barış Pınarı Harekat alanı sınırlarının batısı ve doğusunda 10 km derinlikte Kamışlı şehri hariç Türk-Rus ortak devriyeleri başlayacaktır.'

Bu tuhaf maddeye dair bendenizin düşünceleri (maddeler halinde):

1) Bu işlem 150 saat içinde tamamlanacaktır.

Neden Amerika ile 120, Rusya ile 150 saat? Beş gün değil 120 saat, 6 gün değil, biraz fazlası (6 saat) ilaveli 150 saat denilerek, saatlere kadar sınırlı 'çekilmeyi sağlama' detayları 'zamanlamalarda fevkalade hassasiyet..' vurgusu mudur, yoksa, Türkçe konuşurken ye-pe-ge değil, vay, pi, ci demek gibi bir hava atma taktiği mi?

2) 10 km, Kamışlı şehri hariç... Neden 10 km ile sınırlı devriye bölgesi ve neden Kamışlı hariç? Ve bu devriye işi de ABD devriyeleri gibi sûretá mı olacak yoksa Rusya, ABD covboyları gibi laubalî değil ciddî olarak mı yapacak işini?

Ricál-i devlet, Türkiye ve Dünya kamuoyunun merak ettiği bütün bu suallere acilen cevap vermelidir... Soçi mutabakatı (muhtırası) ile dağ fare mi doğurdu yoksa diplomatik ve harbî bir zafer mi elde ettik?

Neyse, bekleyelim... Devlet şerhi gelsin, bir şeyler başlasın.. İnşá'allah '120, 150 yok mu arttıran' komedyası gerçekleşmez.