‘12 Yıl Zorunlu Eğitim’ ile üniversitelerin buna bağlı olarak normalin çok çok üzerinde yaygınlaştırılması yıllardır tartışılan eğitim sorununa çare olamadığı gibi birçok telafisi zor sorunu da beraberinde getirmiştir.

'12 Yıl Zorunlu Eğitim' ile üniversitelerin buna bağlı olarak normalin çok çok üzerinde yaygınlaştırılması yıllardır tartışılan eğitim sorununa çare olamadığı gibi birçok telafisi zor sorunu da beraberinde getirmiştir.

Bir eğitimci olarak 12 Yıl Zorunlu Eğitime geçildiği dönemden beri karşı ve bunun ülkemiz şartlarına uygun olmadığını dile getiriyorum.

Aklın yolu birdir, eğitimle az çok ilgisi olan ve objektif düşünme ve karar verme iradesine sahip her kişi bu sistemin ülkemiz şartlarına uygun olmadığını görebilir.

Elbette ki bilmiyorum; ancak, 12 Yıl Zorunlu Eğitim uygulamasına geçilmesine ve üniversitelerin yaygınlaştırılmasının bir dayatma sonucu hayata geçirildiğine inanıyorum.

Bu yazıyı kimseyi suçlamak için yazmıyor; en azından çocuklarının bire bir eğitiminden sorumlu anne babaların bu gerçekleri bilmesinin faydalı olacağına inanıyorum.

Çünkü, anne babaların eğitimden genel beklentileri içerisinde birinci öncelikli çocuklarının bir iş, meslek sahibi olmasıdır.

Biz ne kadar da üniversite eğitimi bir meslek için yapılmaz desek de gerçekler öyle değil. Onun içindir ki her okul seviyesinde öncelik öğretime verilmiştir.

Her ne kadar Cumhurbaşkanımız 'her okul seviyesinde öğretime ağırlık verilirken eğitim kısmı ihmal edilmiştir' dese de okul seviyesinde öğretimde de durumumuz oldukça zayıftır.

Bu durumu ülke çapında yapılan sınav sonuçlarında görmekteyiz. Yani, sadece eğitimde değil, öğretimde de durumumuz zayıftır.

Yine, Cumhurbaşkanımız,'özellikle medyanın etkisiyle geleneksel eğitim öğretimin gücü azalırken yerine daha iyisi konulamamıştır. Evlatlarımızın zihinleri batının popüler kültür ve sapkın hezeyanlarla doldurulmuştur' diyerek çok acı bir gerçeği itiraf etmektedir.

Devamında 'Tek ihtiyacımız olan değerlerini iyi bilen, kültürüne, tarihine sahip çıkan insanlar yetiştirmektir. Önümüzdeki dönemde önceliğimiz aileden başlayarak çocuklarımızı hakkıyla yetiştirmek şarttır. Bu değişim sıradan müfredat tadilatından ziyade topyekun eğitim-öğretim reformu gerektirir' diyerek mevcut durumun değişmesine vurgu yapıyor.

Tepeden en aşağıya kadar toplumun her ferdi yaşanan bu gerçeğin farkına vararak bu değişimin gerçekleşmesi için gerekenin yapılmasına katkı yapmalıdır.

En başta 12 Yıllık Zorunlu Eğitim ve üniversite eğitimiyle yüzleşerek fayda ve zararları tam olarak ortaya konulmalıdır.

Bu yüzleşmeyi gerçekleştirebilmek için her türlü siyasi, ideolojik saplantılardan kendimizi uzak tutmalıyız.

Herkese soruyorum:

-12 Yıl Zorunlu Eğitim ve üniversitelerin yaygınlaştırılmasının ülkemiz ve insanımıza ne faydası oldu?

Bana göre faydası çok az zararı ise oldukça çoktur. O kadar çok ki, telafisi on yıllarda bile zor olacak düzeyde!

Yapılan 17-29 yaş arası gençler arasında bir araştırmaya göre gençlerin yüzde 64'ü temelli kalma üzere başka bir ülkede yaşamak istiyor. Yüzde 22 olan kararsızlarla birlikte bu oran yüzde 80'i buluyor!

Bir millet açısından bunun izahını yapmak bile çok acı olup geleceğimiz açısından felakettir.

Yan ağlasak da dön ağlasak da tablo bu!

Bundan yıllar önce 'şimdilik bir sorun yok, yıllar sonra üniversite mezunları çoğalarak yığınla sorun halinde karşımıza çıkacak' demiştim.

Bugün bu sorunlar yığınlar halinde karşımızda olup çözmenin imkanı görülmemektedir.

Geçen yıl Milli Eğitim Bakanımız 700 bin öğretmenin atama beklediğini söyleyerek acı tabloyu ortaya koymuştu.

Her yıl yeni mezunların bu sayıya katıldığını düşünürsek bu kadar öğretmenin istihdamı imkansız değil mi?

En büyük işsizlik üniversite mezunlarında görülmektedir. İşsizlik gençlerin psikolojisini bozduğu gibi toplumsak dokuyu da zarar vermektedir.