Kanal İstanbul projesiyle ilgili tartışmalar yeniden alevlenirken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun referandum talebine muhalefetten ilk destek geldi.
Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul’un İstanbul halkının görüşüne sunulması gerektiğini belirterek, proje için referandum çağrısı yapmıştı.
“Elektronik ortamda halk oylaması yapılabilir”
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, İmamoğlu’nun önerisine destek vererek şu açıklamada bulundu:
“Ana muhalefet partisinin ‘İstanbul kanalı referanduma sunulmalı’ yaklaşımını da bu anlamda doğru bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz. İstanbul'da yaşayan herkes Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralarıyla elektronik ortamda bu oylamaya katılabilir ve reyini ortaya koyabilir.”
Kılıç, halkın doğrudan karar sürecine katılmasını sağlayacak bir yöntem olarak elektronik referandumun değerlendirilebileceğini belirtti.
Kılıç, açıklamalarının devamında şunları söyledi,
"İstanbul Türkiye'nin en kalabalık kenti ve İstanbul aynı zamanda dünyanın en kalabalık kenti, İstanbul dünyada trafikte en fazla zaman harcanan şehir durumunda. İstanbul'un mevcut nüfusunu bile yönetebilmek trafiğini yönetebilmek imkansızken İstanbul nüfusunu en az yüzde 30 arttıracak Kanal İstanbul Projesi son derece yanlış bir projedir. Kanal İstanbul Projesi'ne kesin bir dille karşı çıkıyoruz. İstanbul'un adalaştırılmasını meteorolojik olarak da yer bilim hareketleri bağlamında da deniz suyu hareketleri ve akışkanlığı bağlamında da mülkiyet hakları bağlamında da son derece yanlış bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz. İnsanlığın var oluşundan bugüne İstanbul bir yarım adadır.
Avrupa ve Asya'dan oluşan bir yarım adadır. Bu yarımadayı adalaştırmak İstanbul'u yok saymaktır. Statüsünü değiştirmektir. Dolayısıyla Kanal İstanbul Projesi'ne Yeniden Refah Partisi olarak kesin ve net bir şekilde karşıyız. İstanbul'un gündemi kanal değil, depremdir. Ya kanal ya İstanbul tercihini kullanmak zorundayız. Zira Kanal İstanbul için düşünülen kaynaklar depreme yönelik kentsel dönüşümlere aktarılmadığı takdirde olası bir büyük afeti Allah korusun, İstanbul'un neyle karşı karşıya kalacağı bilinmiyor; kâbus senaryolarını buradan bir daha zikretmek istemiyorum. Gündemi İstanbul'un kanal değil, depreme hazırlıktır. Bu konuda herkesin birlikte hareket etmek mecburiyeti vardır.
Devlet ve belediyeler birlikte hareket etmek zorundadır. İstanbul'da bir kanal projesine onay verip vermediğine aynı zamanda İstanbullulara da danışmak lazımdır. Hani doğruya doğru yanlışa yanlış diyoruz. Az önce hükümetin Kıbrıs'a planladığı Teknofest’i desteklediğimizi doğru bulduğumuzu ifade etmiştim. Şimdi de şunu ifade edeyim.
Ana muhalefet partisinin ‘İstanbul kanalı referanduma sunulmalı’ yaklaşımını da bu anlamda doğru bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz. İstanbul'da yaşayan herkes Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralarıyla elektronik ortamda bu oylamaya katılabilir ve reyini ortaya koyabilir. Böylece de kaynak israfına gerek kalmaz. Hükümet de 15 yıl önce verdiği bir sözü tutmak zorunda kendisini hissetmiş durumda kalmaz."