Bir kez daha sarsıldık. İstanbul’da 6,2 büyüklüğünde bir depremle yüzleştik. Binalar sallandı, yürekler durdu. Ancak asıl yıkım, depremin ardından yaşandı: İletişimsizlik.
Telefonlar çekmedi, mesajlar gitmedi, aileler birbirinden habersiz kaldı. Korku içindeki insanlar, sevdiklerine ulaşmak için sokaklara döküldü. Peki neden? Çünkü GSM operatörleri, bir kez daha, bu ülkenin gerçeği olan deprem karşısında hazırlıksız yakalandı.
Hatırlayın… 6 Şubat depremlerinde de aynı manzarayı yaşamıştık. Milyonlarca insan, enkaz altındaki yakınlarına ulaşamadı. Operatörler, "yoğunluk" bahanesinin arkasına sığındı. Peki ne değişti? Hiçbir şey.
Aradan geçen aylarda ne altyapı güçlendirildi, ne acil durum protokolleri revize edildi. Bugün, İstanbul gibi kritik bir şehirde bile, en temel ihtiyaç olan iletişim yine çöktü. Bu, bir teknik arıza değil; tam bir sorumsuzluk örneği
Operatörlerin her seferinde öne sürdüğü mazeret aynı: "Aşırı yoğunluk nedeniyle iletişim kesintisi yaşanmaktadır." Peki bu yoğunluk, deprem gibi önceden bilinen bir risk karşısında neden öngörülemiyor?
Japonya’da, Şili’de, hatta dünyanın pek çok ülkesinde, deprem sonrası iletişim ağları çökmez. Çünkü alternatif sistemler devreye girer, acil durum hatları ayrılır, baz istasyonları enerji kesintilerine karşı yedeklenir. Bizdeyse, her depremde aynı bozuk kaset: "Üzgünüz, ulaşamıyorsunuz."
GSM operatörleri, abonelerine yıllardır "müşteri" olarak davranıyor. Kampanyalar, internet paketleri, faturalar derken, asıl sorumluluklarını unutuyorlar: Toplumun iletişim güvenliğini sağlamak.
Deprem anında bir telefon hattı, bir mesaj, bir can kurtarır. Ama operatörler için öncelik, kâr marjları olunca, insanların paniği, endişesi, çaresizliği ikinci plana atılıyor.
Artık Bahanelere Tahammül Yok!
Yetkililer ve operatörler, "Bu sefer ciddiyiz, önlem alacağız" diyerek geçiştirememelidirler. Çünkü her depremde aynı acıyı yaşamaktan bıktık.
Altyapı yatırımları ne zaman tamamlanacak?
Acil durum iletişim protokolleri ne zaman devreye girecek?
Bu soruların cevabı, bir sonraki depremde daha fazla can kaybetmeden verilmeli.
Son Söz: İletişim Bir Lüks Değil, Hayat Hattıdır!
Deprem değil, hazırlıksızlık öldürür. İletişimsizlik değil, ihmalkarlık çaresiz bırakır.
Bugün İstanbul’da yaşananlar, 6 Şubat’ın tekrarıydı. Yarın başka bir şehirde aynı acıyı yaşamak istemiyorsak, artık hesap sormalıyız.
Çünkü bir mesajın ulaşmadığı her an, bir canın kaybıdır. Ve bu vebal, operatörlerin ve yetkililerin sırtındadır.
Yeter artık!