İstanbul eski Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturmaya "jammer" iddiaları da eklendi. Gündeme damga vuran gelişmeyi deneyimli hukukçu Ertuğrul Akar İstiklal Gazetesi'ne değerlendirdi. Akar, jammer kullanımının hukuki dayanakları ve siyasi yansımaları hakkında dikkat çekici açıklamalarda bulundu. İşte detaylar...

Jammer İddiaları Siyaseti Karıştırdı: Hukuki Süreç Mercek Altında

Akar, jammer kullanımının 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında düzenlendiğini belirtiyor. Bu tür cihazların kullanımı ihale yoluyla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) onayı ve valilik izni gerektirdiğini belirterek, Kişisel ya da kurumsal inisiyatifle jammer kullanımının kesinlikle yasak olduğunu belirtti. Kanuna aykırı kullanımın cezası ise 6 aydan 3 yıla kadar hapis olduğunun altının çizdi.

 “Bir belediye başkanının veya herhangi bir vatandaşın, kendi başına jammer kullanmasına valilik izin vermez. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in, valizlerde güvenlik amacıyla kullanıldığını iddia etmesi ve bunun doğrudan suç teşkil ettiğini bilmesine rağmen kabul etmesi, işin ciddiyetini gösteriyor.”

Akar, özellikle olayın gerçekleştiği otellerde sistemin kilitlenmesi ve müşteri kayıtlarının alınması gerektiğini belirterek, “iddiaların ne kadar doğru olup olmadığını görebilmemiz için detaylı bir inceleme gerekiyor” dedi.

Diğer bir iddia olan, bir para trafiği söz konusu ise, kaynağı ve gidişatı mutlaka detaylıca araştırılması gerektiğini söyleyerek,  “İçişleri Bakanı hatta Kemal Kılıçdaroğlu bile çanta içinde jammer taşıtmamıştır.” dedi.

Siyasi İddialar ve İmamoğlu'nun Durumu

Akar, diğer bir iddia olan terör tehdidi konusunda ise;

“Terör tehdidi iddiası inandırıcı değil. PKK ile kent uzlaşısı yapacaksınız, DHKP-C üyelerine finansman sağlayacaksınız, sonra da güvenlik gerekçesi diye jammer taşıyacaksınız. Bunların ikisi birbiriyle çelişiyor.”

Şeklinde konuşarak, koruma polislerinin kendi başlarına böyle bir adım atamayacağını ve mutlaka üstten bir talimat alınması gerektiğini vurguladı.

"Kuvvetli Suç Şüphesi olmadıkça Adalet Bakanlığı Soruşturma İzni Vermez"

İddialar arasında İmamoğlu'nun avukatlarının da bazı usulsüz taşınmaz devirlerinde aracı olduğu yer alıyor. Akar:

“Suç teşkil eden eylemler varsa, failin avukat olması koruma sağlamaz. Kuvvetli suç şüphesi olmadıkça Adalet Bakanlığı soruşturma izni vermez, ama burada ciddi iddialar söz konusu” dedi.

CHP'deki Kongre Süreci ve Toplumsal Algı

Akar, CHP'nin iç tartışmalarını ve yapılan son kongreyi de yorumladı:

“CHP kongresi, İmamoğlu'nun siyasi ve hukuki yükünü temizleme girişimi gibi duruyor. Yasal olmayan bir şekilde yapılan ön seçimler de bu durumu perçinliyor. Gerçek halk desteği olsaydı, 15 milyon değil, 30-40 milyon katılım olurdu.”

Ayrıca toplumun, CHP geleneğinden gelen hukuk ve siyasetin iç içe yürümesine alışkın değil diyerek;

“Halk Hukukun Tek Başına Yürümesine Alışamadı Hala”

“Dileğimiz soruşturmalar tamamlanınca yorum yapabilmektir. Doğru olan da budur. Fakat, ister istemez iddialarla ilgili yorum yapmak durumunda kalıyoruz. Bu şaibeli durumlar halkımızı da ciddi anlamda rahatsız ediyor. Şu anda pek çok iddia var. Şüphelilerin itirafları ve yeni deliller, süreci İmamoğlu açısından daha da ağırlaştırabilir. Ancak sonuçlanmamış bir dosya üzerinden kesin yargıya varmamak lazım.”

Muhabir: Beyzanur AKAR