'4 Mart DünyaObezite Günü' dolayısıyla açıklama yapan Mersin İl Sağlık müdürü, her yıl hareketsizlik ve obezite nedeniyle dünyada milyonlarca kişinin hayatını kaybettiğini ifade ederek, "Obezite, Dünya Sağlık Örgütü tarafından vücutta sağlığı bozacak ölçüde anormal veya aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmaktadır. Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının ortalama yüzde 15-20'sini, kadınlarda ise yüzde 25-30'unu yağ dokusu oluşturmaktadır. Erkeklerde bu oranın yüzde 25, kadınlarda ise yüzde 30'un üzerine çıkması durumunda obezite söz konusudur. Obeziteyi belirlemek için Dünya Sağlık Örgütü'nün obezite sınıflandırması kullanılmakta ve genellikle 'beden kitle indeksi' esas alınmaktadır. Tüm dünyada fazla kiloluluğun ve obezitenin sıklığı giderek artmaktadır. Obezite, 21. yüzyılın küresel boyutta en önemli halk sağlığı sorunudur. Dünyada hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde obezite her geçen gün artış göstermektedir" diye konuştu.Obezite ile mücadele gerçekte pek çok hastalıkla mücadele demektir

Obezitenin vücut sistemleri ve psikososyal durum üzerinden oluşturduğu olumsuz etkilerden dolayı pek çok sağlık sorunlarına neden olduğunu kaydeden Ceviz, "Obezitenin çeşitli hastalıklarla ilişkisi bilinmekte olup, morbidite ve mortaliteyi artırıcı etkisi de ortaya konulmuştur. Fazla kilo ve obezite yüzünden her yıl en az 3.4 milyon kişi hayatını kaybetmektedir. Kalp hastalığı, felç ve diyabet riski beden kitle indeksinin artmasına bağlı olarak giderek artmaktadır. Obezite ile mücadele gerçekte pek çok hastalıkla mücadele demektir" ifadelerini kullandı.

Beslenme hataları da neden oluyor

Türkiye'nin beslenme durumu yönünden hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelerin sorunlarını birlikte içeren bir görünüme sahip olduğunu vurgulayan Ceviz, "Türkiye'de halkın beslenme durumu bölgelere, mevsimlere, sosyoekonomik düzeye ve kentsel kırsal yerleşim yerlerine göre önemli farklılıklar göstermektedir. Beslenme konusundaki bilgisizlik, hatalı besin seçimine, yanlış hazırlama, pişirme ve saklama yöntemlerinin uygulanmasına neden olmakta ve beslenme sorunlarının boyutlarının büyümesine yol açmaktadır" şeklinde konuştu.

Obezite ile mücadele anne karnında başlar

Obezitenin oluşmadan korunmanın büyük önem taşıdığının altını çizen Ceviz, şöyle devam etti; "Obeziteden korunma, çocukluk çağında başlamalıdır. Çocuk ve adolesan döneminde oluşan obezite, yetişkinlik dönemi obezitesi için zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle aile, okul ve çevre yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilgilendirilmelidir. Tüm maddi ve manevi kayıpları önlemenin en önemli yolu obeziteyi önlemektir. Bu amaçla obezite ile mücadele, anne karnından başlayarak hayatın sonuna kadar sürdürülmesi gereken bir zorunluluktur. Bu nedenle, günlük yeme alışkanlıklarının sağlıklı yöne kaydırılması, fiziksel aktivite düzeyinin yükseltilmesi ve diğer sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kazandırılması, gerek önleme gerekse tedavide önem taşımaktadır. Sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite herkesin hayat biçimi olmalıdır."

Pandemi döneminin az hareketle geçmesi obeziteye neden oldu

Pandemi dolayısıyla insanların zamanlarının büyük kısmını evde geçirmek zorunda kaldığına vurgu yapan Ceviz, 'Bu durum insanların haliyle daha az hareket etmelerine ve yeme alışkanlıklarının değişmesine sebep oldu. İlk dönemde ortaya çıkan sorunların giderilmesi için Sağlıklı Hayat Merkezlerinde oluşturulan sağlıklı beslenme ve obezite danışmanlık hizmetleri birimleri aracılığıyla telefonla danışmanlık hizmeti verdik. 1 Haziran tarihinden sonra yeni normale geçildi ve telefonla danışmalık hizmeti yanında sosyal mesafeye dikkat ederek yüz yüze danışmanlık hizmeti de vermeye başladık. Yaklaşık 6 bin civarında vatandaşımıza bu şekilde danışmanlık hizmeti verdik ve vermeye devam ediyoruz' dedi.