Dünyayı sarsan katliamda dikkat çeken 'Sarıkamış' detayı. Milliyet'ten Mert İnan'ın haberine göre Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof.Dr.Hamit Hancı, Yeni Zelanda’da Christchurch kentinde Müslümanlar’a yönelik vahşetin ardından, kanlı eylemin şifrelerini yorumladı. “Saldırganın çok soğukkanlı olması sadece askeri eğitim almayla açıklanamaz” diyen Prof.Dr. Hancı, “Bir beyin yıkama faaliyeti sonucu inandırılmış olduğu aşikâr. Son 10-15 yıldır Batı ve Doğu arasında benzer nitelikte terör eylemleri oluyor. Son katliamın ardından Türkiye daha dikkatli olmalı, önlemleri arttırmalı. Terörizm medya olmadan yaşayamaz. Terör örgütleri medya sayesinde dehşet yayarlar ve propaganda yaparlar. Bu eylemde de bu net olarak görüldü. Buz dağının altı var” dedi.

‘Sıradan değil’

Katliam yapılan şehrin adı nedeniyle seçildiğini dile getiren Prof.Dr. Hancı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu olay 22 temmuz 2011 Norveç katliamına benziyor ve ideolojik nüanslar var. Olay sıradan bir terör eylemi değil. Sosyal medyada dolaşan fotoğraflar doğru ise başta Türkler olmak üzere Müslümanlara ağır bir düşmanlık var. Teröristin yayınladığı manifesto o da Viyana, Osmanlı, Cami, İstanbul, Türkiye, Ayasofya tabirlerinin geçmesi uzun vadede planlanmış, kararlı bir eylem olduğu, inandırılmış bir fail tarafından işlendiğini gösteriyor. Çok organize ve iyi hazırlanmış bir eylem olması, arkasında örgütlü güçlerin olduğu izlenimi doğruyor. Bu gibi saldırıların devamı gelebilir. Saldırı için bir İngiliz Milletler Topluluğu (Commonwealth) ülkesinin seçilmesi de uluslararası bir çatışmanın yeni bir muharebe sahası olabileceği izlemini veriyor. Künyede bulunan Çarkıfelek, Yaradılış, Oz ve Swastika denilen semboller, hem Türk tarihinde hem de farklı versiyonları olarak Hitler döneminde kullanılmış semboller. İkinci şarjör de işaretli yerin altında Ermenice Sarıkamış Savaşı yazıyor. 24 Nisan yaklaşırken bu sembolün olması manidar. Ermeni terör örgütlerinin saldırıları için bir başlama işareti olmamasını ümit ediyorum. Türkiye olarak artık bir terörle mücadele konsepti oluşturmamız gerekiyor. Böyle bir konsept için, farklı disiplinlerden bilim insanları ile farklı meslek alanlarından uzmanların bir araya geldiği yapılanmaya ihtiyaç var. Kurulun oluşumunda teoloji, güvenlik, yöneylem, jeostrateji, ekonomi, enerji, hukuk, adli sinergoloji, adli jeopolitik, sosyoloji, psikoloji, adli tıp ve adli bilimler gibi pek çok alandan uzmandan yararlanılmalı. Terörle ilgili narkoterör, siber terör, siyasal terör, algı operasyonu, fuhuş, tıbbi istihbarat, KBRN terörü, canlı bomba analizleri, terör istihbaratı gibi pek çok alanda çalışmalar yapılmalı.”