Hanefilere göre yemin: Bir şeyi yapmaya veya yapmamaya kuvvetli bir akit ile azmetmektir.
Yemin, iki şey üzere olur:

1- Cenab-ı Hakk'ın zatının ismi olan 'Allah' lafza-yı celali üzere yemin etmek.
2- Cenab-ı Hakk'ın Zatî sıfatları üzere yemin etmek.

Zatî sıfatları demek, Cenab-ı Hakk'ın zıddı ile vasıflanmadığı sıfatlar demektir. Mesela, Allah'ın izzetine, celaline, azametine, kudretine yemin etmek gibi. Zira Cenab-ı Hak, izzetin zıttı olan zillet ile, celalin zıttı olan hakirlik ile, azametin zıttı olan denaet ile ve kudretin zıttı olan acziyet ile vasıflanmaz.

Bunun dışında yemin lafızlarıyla da yemin sahih olur (kasem olsun ki, yemin ederim ki gibi).
'Allah'ın gadabı üzerime olsun' veya 'Allah çarpsın' demek yemin değildir3 ancak bunu rahatça söyleyebilenin
cüretkarlığı teaccüplere şayandır.

YEMİNİN KISIMLARI

1- Yemin-i Gamûs: Geçmiş zamanda veya şimdiki zamanda bilerek yalan yere yemin etmektir.
Mesela: Bir işi yapmadığı halde 'vallahi yaptım' veya 'vallahi şu an yapıyorum' demek gibi.
Hükmü: Yalan yere yemin eden kişi günah işlemiş olur. Bu hususta istiğfar ve tevbe-i nasûhtan başka bir
keffaret yoktur.
2- Yemin-i Mün'akide: Mümkün olan ve geleceğe ait bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere yapılan yemindir.
Mesela: 'Vallahi yarın şöyle şöyle yapacağım' demek gibi.
Hükmü: Yeminini bozan kişiye yemin keffareti lazım gelir.
3- Yemin-i Lağv: Geçmişte veya şimdiki halde, bir işin olduğunu zannederek yemin etmektir.
Mesela: Uzaktan gelen kişiyi Ahmet zannederek 'Vallahi şu gelen Ahmettir' deyip sonra onun Ahmet olmadığı ortaya çıkması gibi. Veya yaptığını zannederek 'Vallahi şu işi yaptım' deyip yapmadığı tebeyyün etmesi gibi.
Hükmü: Cenab-ı Hakk'ın muaheze etmeyip cezalandırmaması umulur.

YEMİN KEFFARETİ

Yukarıda zikredilen yemîn-i mün'akidenin bozulması durumunda keffaret gerekir. Keffaret-i yemin şu şekildedir:

1- Bir köle azad etmek
2- Veya 10 kişiye fitre dağıtmak
3- Veya sabah-akşam olmak suretiyle 10 fakiri doyurmak
4- Veya elbisenin namaz caiz olacak kadar örtecek ve en az 3 gün giyilebilecek kadar dayanıklı olması şartıyla fakiri giydirmek
5- Eğer bunlardan hiçbirine güç yetiremezse 3 gün peş peşe oruç tutar. Öyle ki, 2 gün oruç tutsa ve 3. günü tamamlamadan önce madden genişlik bulup, zikredilen 4 keffaret suretinden birine güç yetirse oruç yeterli olmayıp bu 4 suretten biriyle keffareti yerine getirmesi lazımolur. Lakin 3 gün oruç tuttuktan sonra
genişlik bulması halinde bir şey lazım gelmez.

فلالحا يلع لعفلا وا كترلا دق يوق هب مزع ع - Kasanî, Bedai', c. 4 s. 3; Fetava-yı Hindiyye, c. 3 s. 437; İbn-i Hümam, Fethü'l-Kadîr, c. 5 s. 54;
2 Meydanî, Lübab, s. 693-695; Kasanî, Bedai', c. 4 s. 2-14;
3 Fetava-yı Hindiyye, c. 3 s. 449; Gudûrî, el-Muhtasar, s. 165; 4 Gudûrî, el-Muhtasar, s. 164; Fetava-yı Hindiyye, c. 3 s. 440;
5 Meydanî, Lübab, s. 696; Fetava-yı Hindiyye, c. 3 s. 459;
نيدلا في ههقفي ايرخ هب الله دري نم

YEMİNDE ÖRF VE ÂDETİN YERİ

Örf: Toplumda genel kabul gören, sürekli veya baskın tatbikatı bulunan sosyal davranış biçimleri ve dildeki yerleşik kullanımlar anlamına gelir.
Âdet: Toplum nazarında genel kabul görmüş ve öteden beri tekrarlanarak yerleşmiş bulunan uygulamalar. Mecelle ve Fıkıh kitaplarımızda da geçtiği üzere 'Âdet muhakkemdir'. Yani adet, şer'î hükümlerin isbatında hükmedici ve belirleyicidir.

Daha iyi anlaşılması için birkaç misal verecek olursak:

1- Bir kimse yemin ederek 'Vallahi falancanın evine ayak basmam' dese ve ayağını basmadan at üzerinde o eve girse yemini bozulmuş olur. Çünkü ayak basmanın lügat manası çıplak ayağı koymak olsa da umumî örfte manası o eve girmektir. Bu sözün lügat manası terk edilip örfî manası kullanılmaktadır. Aksine o eve girmeden sadece ayağını kapıdan içeriye uzatıp yere bassa, yemini bozulmaz.

2- Teknik ve bilimsel olarak domates sebze değil meyvedir. Bir kimse 'Vallahi meyve yemeyeceğim' diye yemin etse ve domates yese yemini bozulmuş olmaz. Zira umumî örfte domates sebze olarak bilinir ve kullanılır.

3- Bir kimse 'Vallahi et yemeyeceğim' diye yemin etse ve balık yese yemini bozulmuş olmaz. Zira et denilince örfen kırmızı et anlamında kullanılır da balık kastedilmez.

YEMİNE DAİR FARKLI MESELELER

- Bir kimse 'Vallahi Dicle nehrinden içmeyeceğim' diye yemin etse, Dicle nehrine bardağı daldırıp bardaktan içse, İmam-ı Âzam'a göre yemini bozulmaz. Ama 'Dicle nehrinin suyundan' diye kayıtlarsa
yemini bozulur.
- Sahur yapmayacağına yemin eden kimse gecenin yarısından sonra yiyemez.
- Bir kimse 'Vallahi sana olan borcumu en yakın zamanda ödeyeceğim' dese, bir ay geçmeden öderse
yemini bozulmaz. Bir ayı geçerse bozulur.
- Bir kimse yeminini henüz bozmadan keffareti yerine getirip sonra bozsa, o keffaret yeterli olmayıp
yeniden keffaret gerekir.
- Bir kimse günah olan bir şeyi yapmaya yemin ederse, yeminini bozup keffaret ödemesi gerekir.
- Bir kimse 'Allahın ismine yemin ederim' derse, yemin geçerlidir. Zira Ehl-i Sünnet akidesine göre isimle
müsemma birdir.

Parisî
.- لاا انقيفوت ام و ليكولا معن و ، انبسح وهو ،
6 Ahmet Cevdet Paşa, Mecelle, madde 36; 7 Ali Haydar Efendi, Şerh-i Mecelle, s. 94;
8 Meydanî, Lübab, s. 701;
9 Gudûrî, el-Muhtasar, s. 166-169;
10 Kasanî, Bedai', c. 4 s. 16;