ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü'nde görevli bilim insanları, Marmara Denizi Bütünleşik Modelleme Sistemi (MARMOD) Projesi kapsamında, 10 gün süren araştırmalarının sonuçlarını Haydarpaşa Limanı'nda demirleyen Bilim-2 Gemisi'nde paylaştı.

GÖRÜNÜRDE MÜSİLAJ KALMAMIŞ DURUMDA

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Yücel, haziran ve temmuz aylarında bilim gemisinin dört hafta Marmara'da yaptıkları araştırmalarda, müsilajın ilk 30 metreye yığılmış olduğunu tespit ettiklerini açıkladı. Geniş kapsamlı bir inceleme yaptıklarını ifade eden Yücel, haziran ayında yoğun olarak görünen müsilaj tabakalarını artık gözlemlemediklerinin altını çizerek şöyle konuştu:

"Hem gözle görülebilir değil, hem de örnekleme cihazlarımıza da gelmiyor. Denizin içine gönderdiğimiz kameralarla da teyit ettik. Görünürde müsilaj kalmamış durumda. Müsilajın bir diğer göstergesi olan diğer verilerde şu an müsilajın aktif olmadığını ve Marmara'dan tamamıyla ortadan kalktığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun şekilde olduğunu düşünüyoruz. Üst tabakaya yığılı olduğunu bildiğimiz için önemli bölümü Ege'ye taşınmış görünüyor. Marmara'nın derin bölgelerine müsilaj düşmemiş gibi görünüyor. Ancak Ege'ye çıkmayan muhtemelen bir oksijen faturası keserek bakteriler tarafından, çözülmüş, bozulmuş gibi görünüyor. En azından şu andaki verilerimizle bunu söyleyebiliriz."

DOĞU MARMARA VE İZMİT KÖRFEZİ'NDA OKSİJEN AZLIĞI CİDDİ SEVİYEDE

Marmara'da oksijenin ise azaldığını vurgulayan Yücel, "Haziran ayına göre şu anda oksijen azlığı daha da ciddileşmiş durumda, bazı bölgelerde. Özellikle İstanbul'un güneyinde Doğu Marmara'da, İzmit Körfezi'nde oksijen azlığı çok ciddi boyutlara ulaşmış durumda. 22 metreden sonra bir balığın gidebileceği oksijen kalmamış durumda. Bu haziran ayında 28-30 metre bandındaydı. Bunda müsilajın bir rolü olduğunu düşünüyoruz. Özellikle Güney Marmara ve Batı Marmara'da yeni bir Akdeniz suyunun oksijen getirdiğini bulduk. Bu da iyi bir haber. Müsilajın yaratacağı etkileri bir nebze hafifletecektir." şeklinde konuştu.

Yücel, sözlerine "Özellikle Akdeniz'den Çanakkale Boğazı'ndan giren tuzlu oksijenli su bu denize hayat veriyor, bir nebze ayakta tutuyor, hayat veriyor. Ama Marmara'nın doğusuna ve İzmit Körfezi'ne geldiğimizde o su da artık yeterli değil. Marmara Denizi üzerindeki kirlilik baskısının bir an önce kalkması gerekiyor. Ana bulgularımız bu şekilde. Bu 110 istasyondan birçok örnek aldık. Biyolojik çeşitliliğe bakacağız, azot, fosfor değerini ölçeceğiz. Diğer müsilaj üzerinde yaptığımız detaylı, kimyasal genetik analizlere devam edeceğiz. Gerçekten bu yıl müsilaj nasıl başladı, nasıl çoğaldı ve nasıl yok oldu? Yapacağımız analizlerle çok detaylı biçimde ortaya koyma şansımız olacak." diye devam etti.

İZMİR KÖRFEZİ'NDEKİ OKSİJEN AZLIĞI DAHA ÖNCE DE VARDI

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü araştırmacılarından Dr. Mustafa Mantıkcı ise İzmit Körfezi'ndeki oksijen azlığının daha önce de olduğunu hatırlattı ve "20-22 metreden 25 metreden sonra ara tabaka dediğimiz tabakada bir oksijensizlik vardı ve hala devam ediyor. Bütün Marmara genelinde devam ediyor. Körfezler, İzmit, Gemlik, Bandırma gibi körfezlerde oksijen sıkıntısı 20-25 metreden sonra başlıyor. Canlıların yaşamasını zorlaştıran seviyede şu an oksijen ölçüyoruz." açıklamasında bulundu.

BU YIL MARMARA'DA BALIK SAYISI DAHA AZ OLACAK

Bilimsel Seferler Koordinatörü Dr. Hasan Örek ise balıklar üzerinde yaptıkları gözlemlerini aktardı: "Balık konusunda bir verimiz yok şu anda ne yazık ki. Özellikle hamsi gibi balıkların, ilk bakışta çok sağlıklı olmadığı görülüyor. Ancak bu insan sağlığına zararlı mı, değil mi bunu söylemek için daha ileri analizler yapmak gerekiyor. Ama muhtemelen benim kişisel görüşüm bu sene Marmara'da daha az balık olacağı."