Kalın'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

BU SÖYLEMLERİN SIRADANLAŞMASINA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ

Özellikle referandum sürecinde ve hemen ardından Avrupa'da bazı çevrelerde yapılan değerlendirmeler oldu. Türkiye'nin nasıl bölündüğüne dair yanlış tespit ve okumaları oldu. Batı demokrasilerinde yapılan seçimlere baktığımızda yüzde 50'leri, 60'ları görüyoruz. Biz hiçbir zaman "Bu katılım çok düşük" yaklaşımında olmadık, hep saygılı olduk. Aynı saygıyı Batılılardan beklemek de hakkımız. Fransa'da dün yapılan seçimlerde çok parçalı bir yapıyı ortaya koydu. Biz de kalkıp "bölünmüşlüğü" ortaya koyarak birtakım değerlendirmeler mi yapalım? Biz bunlara tevessül etmiyoruz. Bir siyasinin sayın Cumhurbaşkanımıza suikast girişimi çağrısı yapmak gibi hazin bir olayı gözlemlemekteyiz. Bunlar Erdoğan düşmanlığı üzerinden düşmanlık yapan bazı çevre, siyasilerin ve onlara payanda olan PKK, FETÖ gibi düşmanların yazdığı senaryoyu tekrarlamaktan ibarettir. Bu tür şeylerin sıradanlaşmasına ve normalleşmesine asla izin vermeyeceğiz.

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ TRUMP VE PUTİN'LE GÖRÜŞECEK

Önümüzdeki 1 ay içerisinde sayın Cumhurbaşkanımız 5 ülkeye ziyarette bulunacak. Pazar günü Hindistan'da önemli bir ziyaretimiz gerçekleşeceğiz. Ardından Rusya'ya gideceğiz. Sayın Putin'li sayın Cumhurbaşkanımızın bir görüşmesi olacak. Mayıs ayının ortasında Çin'e gideceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızla Çin Devlet Başkanı'nın bir görüşmesi olacak. Ardından sayın Cumhurbaşkanımızın ABD Başkanı sayın Trump'la görüşmek için bir ABD ziyareti olacak. Daha sonra Brüksel'de gerçekleştirilecek olan NATO zirvesine katılacaklar.

ERMENİ CEMAATİYLE HER DÜZEYDE GÜZEL İLİŞKİLER KURULDU

Son yıllarda Ermeni vatandaşlarımızla ve dünyadaki Ermenilerle yeni ve yapıcı bir süreci başlattık. Ermeni cemaatiyle her düzeyde güzel ilişkiler kuruldu. Tarih istismarcılarına fırsat verilmemesi için çabalarımız devam edecek. Sayın Cumhurbaşkanımızın Ermeni Patrikhanesi'ne bir mesaj gönderdi. 1915 olayları olarak bilinen hadiselere hep bir ortak acı perspektifinden baktığımızı ifade ettik.

SORULAR VE CEVAPLAR

SORU: Adalet Bakanı YSK'nın seçim sonuçları kesinleştikten sonra sayın Cumhurbaşkanımızın partiye üyeliği gerçekleşeceğini söyledi. Sayın Cumhurbaşkanı genel başkanlık koltuğuna ne zaman oturacak? AB'nin Türkiye'ye karşı sergilediği tutuma karşı nasıl bir politika izlenecek?

YSK'NIN KARARINDAN SONRA CUMHURBAŞKANI ÜYE OLABİLECEK

KALIN: 1960'a kadar Türkiye'de Cumhurbaşkanları siyasi üye olmuşlardır. YSK'nın kesin sonuçları açıklamasından sonra sayın Cumhurbaşkanımızın bir üyelik başvurusu yapacaktır. Avrupa ile ilişkilerde son dönemde bir akıl tutulması yaşanıyor. Son dönemde Türkiye ve Erdoğan karşıtlığının bir ivme kazanması bizim de üzerinde hasssayetle durduğumuz bir konu. Avrupa herşeyden önce kendi değerleriyle çelişmektedir. Zaman zaman Erdoğan düşmanlığı üzerinden siyaset yapanların birtakım kehanetler de bulunduğunu görüyoruz. Bazı Batılı aydınlar, siyasetçiler birşeylerin sonunu ilan ettiklerini görüyoruz. Dinin, siyasetin sonunu ilan etmeler vs. Bir son ilan etme alışkanlığını görüyoruz. Türkiye'de de birşeylerin sonunun geldiğine dair açıklamalar geliyor. Şunu bilsinler ki, bizim için herşey yeni başlıyor.

AVRUPALILAR BURADA DA HEZİMETE UĞRAYACAKLARDIR

Tayyip Erdoğan'ın bileğini bükemedikleri için algı operasyonu yaparak suikast gibi bu söylemleri normalleştirmeye çalışıyorlar. Burada da hezimete uğrayacaklarını çok açık bir şekilde söyleyebiliriz. Biz AB ile iyi ilişkiler içinde olmak istiyoruz. Avrupa'nın buyruklar yayınlayıp Türkiye'nin kabul etmesi gibi alışkanlıkların geçmişte kaldığını bilmeleri gerekmektedir. Ortaklığın tanımı da budur. Birileri Avrupa'dan Türkiye'ye parmak sallayarak hiza veremez. Bunu herhalde anlamış olmalıdırlar. Türkiye hiyerarşik dayatmaları asla kabul etmez. Fasılları açacak olan AB'dir. Mültecilere 3 milyar yardım gönderme teklifini gönderen Avrupa'dır. Şu anki rakamlara baktığımızda 1,5 milyar Avrosu sözleşmeye bağlanmış bunun sadece 790 bin Avrosu gönderilmiştir. Vaadedilen ve hayata geçirilen fark budur. Türkiye bu Göç Anlaşması çerçevesinde üzerine düşeni yapmıştır. Denizlerde insan kaçakçıları, botlarda ölümler önlenmiştir. Gelen para da AB STK'ları üzerinden aktarılıyor. Geri Kabul Anlaşması çerçevesinde Avrupa'ya gönderilen Suriyeli göçmenlerin 4 milyon civarında olduğunu görüyoruz. Avrupa'nın kendi hissesine düşen sorumluluğu yerine getirmede ne kadar geride kaldığını görüyoruz.

AVRUPA TERÖRLE MÜCADELEDE TÜRKİYE'NİN YANINDA OLMALIDIR

Üçüncü ayağı da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşların Şengen vizesine dahil edilmesidir. Bunun sürekli ötelendiğini görüyoruz. Bu konuda da adım atması gereken AB'dir. Artık tahammül sınırlarını fazlasıyla aşan Avrupa'nın terör örgütlerine açıkça kapılarını açması, doğru ya da dolaylı olarak destek vermesidir. Avrupa tutarlı bir tavır içerisindeyse terör örgütlerine karşı mücadelede Türkiye'nin yanında olmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız bu süreçte AB yetkililerle oturup, konuşulacağını söyledi. Avrupalıların üzerine düşen görevi yerine getirmeleri gerekiyor.

AVRUPA KONSEYİ'NDEKİ BAZI ÇEVRELER AÇIK OPERASYON YAPIYOR

SORU: Avrupa Konseyi yarın bir karar açıklanacak. Müzakerelerin durdurulması yönüne gidilir mi? Türkiye'nin mülteci politikasında bir değişiklik olur mu?

KALIN: Avrupa Konseyi bizim kurucusu olduğumuz bir kurumdur. Avrupa Konseyi ile pekçok şeffaf ve yapıcı bir ilişki içerisinde olduk. Oradan gelen bir heyeti 16 Nisan referandumunu izlemeye davet ettik. Özellikle AKPM Gözlemciler Heyeti'nde bazı üyelerin açıkça PKK destekçisi olduğu, onların toplantılarına gittiği artık malum. Bu kişilerin yazdığı raporların, açıklamaların adil ve tarafsız nitelik arzetmesini beklemiyoruz. Zaten referandum sürecinde yaptıkları açıklamalarda taraflarını belli ettiler. Bazıları gelip hayır kampanyalarına katıldılar. Bu gözleme, izleme statüsüne alınması meselesine gelince. Bir kere bizim işbirliği çabalarımıza rağmen maksatlı çevrelerce siyasi girişimlerin yapıldığını görüyoruz. Bu çok açık siyasi bir operasyondur. Bunun izah edilebilir, meşrulaştırılabilir, gerekçelendirilebilir bir temeli sözkonusu değildir.

BU AÇIKLAMALARIN ARDINDA ERDOĞANSIZ BİR TÜRKİYE Mİ VAR?

Almanya Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanının açıklaması oldu.

Alman milletvekilinin yaptığı açıklama Alman hükümetinin görüşünü açıklamıyor. Genel manada bahsettiğim Avrupa'da zihin daralmasının, akıl tutulmasının tezahürü olarak görüyoruz. Bunun arkasında Erdoğansız bir Türkiye düşüncesi mi var? Recep Tayyip Erdoğan halkın oylarıyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanıdır. Bunu yok farzederek kimlerle ilişki kurmak istiyorlar merak konusudur. Bu açıklamaların iler tutar bir tarafı yok.

FIRAT KALKANI BİTER YENİ BİR OPERASYON BAŞLAR

SORU: Türkiye'nin sınır ötesi yeni bir operasyon planlaması var mı? Bu planlama uluslararası partnerlerle paylaşılmış mıdır?

KALIN: Bütün güvenlik birimlerimiz muazzam bir özveriyle ülkenin dört bir tarafında mücadele veriyor. Aynı şekilde Suriye'de Fırat Kalkanı Operasyonu'nu tamamladık. TSK'nın zaman zaman Irak'ta PKK'ya karşı operasyonlar var. Bu çerçevede ulusal güvenliğimizi oluşturan bir tehlike sözkonusu olduğunda buna Türkiye cevap verir. Fırat Kalkanı Harekatı biter ama terör tehdidi devam ettiği sürece Türkiye yeni operasyonlar yapar.

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZI PUTİN RUSYA'YA DAVET ETMİŞTİR

SORU: Sayın Cumhurbaşkanımızının seyahatlerinden beklentileriniz neler?

KALIN: Hindistan yaklaşık 10 yıl sonra bu düzeyde ilk ziyareti gerçekleştireceğimiz bir ülke. Biz Hindistan'la ikili ilişkilerimizin daha da güçlenmesini önemsiyoruz. Hint tarafının da bu ziyareti çok önemsediğini biliyoruz. Hint Devlet Başkanı 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'yi aradılar. Ticaret, ekonomi, turizm, bilişim teknolojilerinde yapacağımız işler var. Rusya ile yapacağımız görüşme Türkiye-Rusya diyalog sürecinin bir devamı olarak görülmeli. Geçen hafta Başbakan Yardımcımız ve Ekonomi Bakanımız yoğun mesai harcadılar. Bu görüşmede savunma sanayi, ticaret ve turizme kadar ikili ilişkileri ele alacağız. Rusya ziyaretinin daveti bizzat sayın Putin'den geldi. Çin seyahati de çok önemli. Bizim için önemli bir ticari ortak. Çin'le yapacağımız çok önemli çalışmalar var. Bu ziyaret vesilesiyle 30 devletin katılacağı bir zirveye katılacağız.

SAYIN TRUMP İLE TERÖRLE MÜCADELE VE FETÖ KONUŞULACAK

ABD'ye yapacağımız ziyarette gündemimiz malum. Hem terörle mücadele hem de FETÖ'nün iadesi olacak. Bütün bunlar etraflı bir şekilde ele alınacak. Bu davet de sayın ABD Devlet Başkanı Trump'ın kendisinden geldi. Bizim hazırladığımız bir gündem var. Ortak bir toplantı yapmayı arzuluyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Brüksel'de yapılacak NATO toplantısına katılacak. Orada da muhtemelen ikili görüşmeler olacak. Özellikle NATO'nun misyonunun sorgulandığı şu günlerde, NATO'nun tehditlere karşı nasıl bir tavır alması gerektiğini söyleyeceğiz.

TÜRKİYE'Yİ İTHAM EDER GİBİ DÜŞÜNCELERİ KABUL EDEMEYİZ

S-400 mücadelesi Rusya'yla yürüttüğümüz savunma sanayii çerçevesinde görmek gerekir. Biz daha önce üç kriter üzerinden savunma sisteminin alınmasıyla ilgili bir çalışma başlattık. Sayın Cumhurbaşkanımız bunun talimatını verdiğinde ABD, Çin'den teklif alındı. Belli kriterler var bunlar puanlanıyor. Çıkan en yüksek puana teklif götürülüyor. Soçi'deki görüşmede bu konu gündeme gelecek. Özellikle Rusya ile savunma sanayi işbirliği olduğunda birtakım çevreler bazı yorumlar yapıyor. Bu ilişkiler birbirinin alternatifi değildir. Nasıl ABD ve Avrupa'daki bazı ülkeler başka ülkelerle angajmana giriyorsa elbette Türkiye de kendi çıkarlarını esas alarak birçok ülke ile ilişkisi içine girebilir. Türkiye'yi itham eder gibi düşüncelerini dile getirmeleri asla kabul edilemez. Burada yadırganacak bir durum asla sözkonusu değil. Son tahlilde bunlar savunma sistemleridir herhangi bir tehlike asla oluşturmaz; tam aksine bize yönelik tehditler sözkonusudur.

TEK YOL SUİKAST DİYENLER HUKUKİ SONUÇLARINA KATLANACAKTIR

SORU: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Fransız siyaset bilimcisi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik suikaste yönelik azmettirici sözleriyle ilgili soruşturma başlattı. Sayın Cumhurbaşkanı da suç duyurusunda bulundu. Ayrıntıları paylaşabilir misiniz?

KALIN: Dün bir özür beyanında bulundu. Biz bunu yeterli bulmuyoruz. Bunun bir cezai dava konusu olduğu da bütün hukukçuların ortak görüşü. Dün bir suç duyurusunda bulunuldu. Cumhurbaşkanımız avukatları aracılığıyla da bir suç duyurusunda bulundular. Bu hafife alınacak bir konu asla ve asla değildir. Birisi çıkıp, bir ülkenin cumhurbaşkanına 'tek yol suikast' diyorsa bunun hukuki sonuçlarına katlanmak durumundadır. Bizim bu tür faşizan söylemlerin normalleşmesine, sıradanlaşmasına izin vermemiz asla ve asla sözkonusu değildir. Sadece Türkiye değil Avrupa'dakiler bile bu tür faşizan yaklaşımlara gerekli tepkiyi vermelidir. Bu Avrupa için bir testtir.