Özel ekin "Erdoğan'ın Yeni Sultanlığı" başlığını taşıyan başyazısı, Ak Parti'nin göreve geldiği 2003 yılından bu yana Türkiye'de yaşanan siyasi, sosyal ve ekonomik değişimleri özetliyor.
İstanbul'un Boğaz'dan görünüşünü tasvir ederek başlayan
makalede, şehrin dört bir yanında bir inşaat ve yeniden yapılanma
çalışması olduğu belirtildikten sonra özellikle Çamlıca Tepesi'ne
yapılmakta olan camiye dikkat çekiliyor.
Tamamlandığında buranın Türkiye'nin en büyük ibadet yeri olacağı
belirtilen Çamlıca Cami ile ilgili şu yorum yer alıyor: "Caminin
büyüklüğü ve sembolizmi, tek bir adamın, Recep Tayyip Erdoğan'ın
vizyon ve iradesini yansıtıyor. Yaklaşık 20 yıl önce Belediye
Başkanı olan Erdoğan da, ülke siyasetinin üzerinde böyle
sivriliyor."
Makalede AK Parti'nin yönetime geldiği 2003 yılından bu yana
ülkede şaşırtıcı değişimler olduğu, "birçok açıdan ülke durumunun
bundan daha iyi bir dönem yaşamadığı" belirtiliyor.
Özellikle "uzun süre ihmal edilen" Anadolu'nun zenginleştiği,
ülkedeki yoksulluk oranının tek haneli sayılara indiği, orta
sınıfın nüfusunun iki katına çıktığı ifade ediliyor ve "Yaşam
standardı anlamında, Türkiye ve OECD ülkeleri arasındaki fark ciddi
şekilde azaldı" deniyor.
Economist, Erdoğan'ın koalisyon yerine erken seçime gitmek istemesini "cesur bir kumar" olarak niteliyor ve Haziran'dan 1 Kasım seçimine kadar geçen sürede Erdoğan'ın AKP kadrolarını değiştirerek parti içindeki gücünü artırdığını vurguluyor.
'Patronun kim olduğu belli'
Erdoğan'ın daha uzun süre Türkiye'yi yönetmeye devam edeceği
öngörüsünde bulunulan yazıda "Asabiyeti ün yapmış olan Erdoğan
(...) 2023'e yani Cumhuriyet'in 100. yılına kadar görevde kalırsa,
Türkiye'yi, Cumhuriyet'i kurmuş olan Atatürk'ten daha uzun süre
yönetmiş olacak" deniyor.
Ancak Economist bu süreçte Erdoğan'ın karşısında özellikle Kürt
sorunu ve ekonomik problemler olduğuna dikkat çekiyor:
"Hükümet ile PKK arasındaki barış görüşmelerinin çökmesi, ülkede
daha çok kan döküleceğini gösteriyor. (...) Erdoğan aynı zamanda
eknomik anlamda da ters rüzgarlarla karşı karşıya. (...) Türkiye
ekonomisi eskiye nazaran güçlü ama asıl sorun hükümetin iyi gidişat
hep devam edecekmiş gibi hareket etmesi."
Türkiye'nin jeopolitik olarak zor bir pozisyonda bulunduğunu ve Suriye'deki savaşın Türkiye'yi daha da kırılgan bir hale soktuğunu belirten Economist, hükümetin diplomasi alanında ustalık sergileyemediği yorumunu yapıyor.
Ekim ayında Ankara'da yaşanan ve 100'den fazla kişinin öldüğü
saldırıyı hatırlatan dergi, DAEŞ'in de ülke için yeni bir tehlike
olduğunu belirtiyor.
Tüm bunların ışığında, Türkiye'deki seçmenin AK Parti'yi
başarısızlıkla suçlamak yerine, güçlü bir hükümet kurulması için AK
Parti'ye yeniden destek verdiği ifade ediliyor, "Nüfusun yarısı
Erdoğan ve AK Parti'yi desteklerken, diğer yarısı ona şüpheyle
yaklaşıyor, hatta kesin bir şekilde ona karşı çıkıyor" deniyor.
Economist'in Türkiye özel ekinin başyazısı şöyle son
buluyor:
"Türkiye'nin, hala hakimiyet hırsıyla hareket eden liderleri,
içerideki çatlakları onarmak için yeterli çabayı göstermiyor. Kürt
sorunu ve ekonominin dış şoklara karşı kırılganlığı, ufukta büyük
bir tehlike olarak kendini gösteriyor. AK Parti'nin muhaliflere
karşı tahammülsüzlüğüyle birlikte Erdoğan'ın sert tavrı, daha çok
soruna işaret ediyor."