Eğer telefondan uzaklaştığınızda panikliyor (*1), şarjım biterse diye ödünüz kopuyorsa (*2), olup bitenlerden haberdar olamama gibi kaygılarınız varsa (*3), internetten kendi isminizi aratıp "ne yazmışlar" diye takip ediyorsanız (*4), üstünüze vazife gibi arama motorlarında 'birilerini' araştırıyorsanız (*5), rahatsızlandığınızda internetten okuyup teşhis koyuyor, hekimlere güvenmiyorsanız (*6), değişik platformlardaki insan fotoğraflarına saatlerce bakıyorsanız (*7), işinize yarasın yaramasın 'mp3' indirip arşivliyorsanız (*8), izlediğiniz filmlerin tesiri altında kalıyorsanız (*9), cihazın düşük performansı asabınızı bozuyorsa (*10), mahzurlu haberlere ulaşıp yaymaktan kendinizi alamıyorsanız (*11), internette başka bir kişiliğe bürünüyorsanız (*12), gününüzü sanal ansiklopedilere katkıda bulunmakla geçiriyorsanız (*13), kuruma gelen mailleri takip edemeyince huzursuz oluyorsanız (*14), geceleri internete takılıyor, gündüzleri dalgın ve uykulu oluyorsanız, gözleriniz yanıyor ve kuruyorsa (*15), telefona bakarken C gibi eğiliyorsanız, boyun adaleleriniz sertleşiyor, omurgalarınız kayıyorsa (*16), bileklerinizde uyuşukluk, parmaklarınızda kasılmalar oluyorsa (*17), cihazınızla baş başa kalabilmek için insanlardan kaçıyor, yalnızlığı seçiyorsanız (*18), kulaklıktaki yüksek volum işitme kaybı yapıyorsa, hayalet çınlamalarınız varsa (*19), arandığınızı sanıyor, titreşim anksiyetesi yaşıyorsanız (*20), selfie çekmeden duramıyor ve günde en az üç defa yayınlıyorsanız (*21)...


'Aaa bunlar bende de var' diyorsanız (hangimiz de yok ki) e-Hasta'sınız, bir an evvel girin ekran detoksuna !

Türkiye - İrfan Özfatura


-Peki ya çocuklar, ergenler, genç kızlar?
-Vaka onlarda farklı seyrediyor, tedavisi zor ve vakit alıyor. İşin garip yanı hastalığı kabullenmiyorlar. Alkol müptelaları ve madde bağımlıları bile kurtulmak istiyor, "teknopatlar" asla yanaşmıyor.

DİJİTAL HASTALIKLAR
1- Nomofobi,2- Plagomoni, 3- FOMO, 4- Ego sörfü - Online narsizm, 5- Google takibi, 6- Siberhondrik, 7- Photolurking, 8- Cheesepodding, 9- Facebook depresyonu, 10- İnternet siniri, 11- Blok ifşacılığı, 12- Myspace taklitçiliği, 13- Wikipedializm, 14- Crackberry, 15- Digital esaret, 16- Servikal spondiloz, 17- WhatsApppitis 18- Hikikomori, 19- Fantom ringing, 20- Vibranxiety, 21-Akut ve kronik selfitis

SİGORTALAR ATMADAN, DEVRELER YANMADAN!
Ve 5G'nin de ayak sesleri geldi. Büyük bir merakla beklediğimiz teknolojinin hayatımıza katacağı şeyler belli de, bizden neler alacak acaba? Dilerseniz sözü nöroloji uzmanı Dr. Mehmet Yavuz'a bırakalım:
-Bilindiği üzere 1. nesil cihazlarda sadece mobil telefon hizmeti vardı, 2. nesilde mesajlaşma özelliği de katıldı, 3. nesilde veri paylaşımı geldi ve işlemler hızlandı, 4. nesilde görüntülü iletişim sağlandı, nihayet 5. nesil (5G) kapıyı çaldı...

5G sayesinde sesli ve görüntülü haberleşmenin yanı sıra nesnelerle de iletişim sağlanacak. Yani akıllı binalara, fabrikalara, eşyalara, otonom araçlara, robotlara hükmedebileceksiniz. Hem de sadece 4 milisaniye farkla. Ancaaak!

Ancak 5G kısa dalga boyu ve geniş bant aralığı istiyor. Daha fazla baz istasyonu ve daha fazla enerjiye ihtiyaç duyacak. Şaka değil bu açığı 400 nükleer santral kapatabilir ancak.
Yani kesif bir elektromanyetik alan olacak ve telefon sayısına bağlı olarak AVM'lerde, sinemalarda, statlarda bariz bir şekilde artacak.

KULLANMASAN DA
Dikey binalar elbette daha riskli, siz uzak dursanız da alt kattakiler, üst kattakiler, kapı komşular cihazlarıyla bombardımana tutacak. Teknolojiyi reddetmek mümkün değil, karşı duramazsınız bu akıntıya.

Teslim mi olalım yani?
-İfrat ve tefrite dikkat etmeliyiz. Sınırsız ve hızlı erişim ve yoğun kitlesel iletişim… Evet 5G daha fazla keyif verecek, eğlendirecek, konforumuz artacak. Lakin sağlığımız da ciddi bir darbe alacak. Bunu anlayacağız ama yıllar sonra. Bakın ihtisas yaparken Alzheimer hastası ile karşılaşmamıştık, teorik olarak okurduk kitaplarda. Aradan otuz yıl geçti ve neredeyse bin misli arttı. Üstelik gençlerde de görünmeye başladı son zamanlarda.


Peki ne oldu da böyle birden patladı?
-Sebebini kesin olarak bilemesek de 'elektromanyetik kirlilik' şüphelilerin başında. Cep telefonu, radyo ve TV dalgaları, kablosuz internet ortamları, telsiz frekansları arttıkça panikatak, depresyon, kaygı bozukluğu ve anksiyete vakaları da artıyor. Gerek Alzheimer gibi beynin organik bozukluklarında, gerekse de psikolojik hastalıkların arka planında elektromanyetik kirliliğin olma ihtimali çok fazla. Umarım bunu açıkça öğrendiğimizde geç kalmış olmayız.

DALGASIZ HAVA SAHASI
5G teknolojisi beyni daha mı şiddetli sarsacak?
-Evet, hatta bu elektromanyetik gerilimin, kuşlara, böceklere, topyekûn ekosisteme zarar vereceğini iddia edenler var. Son zamanlar arılar kovanlarını bulamayıp telef oluyor mesela...

Peki n'apmalı Hoca'm?
-Bu büyük bir risk, tedbirli olmakta fayda var. Malum yeni ilaçlar piyasaya sürülmeden evvel yıllarca test edilir, faz çalışmalarından geçirilir. Covid-19 aşısında gördük, yaptılar ama pat diye veremiyorlar piyasaya. Bence 5G için de bir pilot bölge seçilmeli, orada gönüllüler oturmalı ve dikkatle izlenmeli. Havamızı 'dumandan' olduğu kadar 'dalgalardan da' arındırmamız lazım. Üç beş sene evvel kablolu cihazları kullanmıyor muyduk? Kullanıyorduk. İşimizi görüyorlardı pekala...

Kim bakar Hoca'm onlara? Yemiyor içmiyor borçla harçla telefon alıyorlar. 5 değil 15G gelse ona da hazırlar.
-O arkadaşlar mümkünse bir 'Alzheimer'lıya refakatçi olsunlar. Bakalım ne kadar tahammül edebilecekler acaba?