Bu yıl, milli mücadelenin ve milli iradenin tecelligahı olan Meclis'in açılışının 100. yılı olduğunu anımsatan Şentop, "Yüce Meclisimiz, dünya parlamentoları arasında 'gazi' unvanını taşıyan yegane parlamentodur. İstiklal Savaşı'nda tam bağımsızlık idealinin ve milli mücadelenin karargahı olan TBMM, 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında da bombalar altında, milletvekillerimiz ve çalışma arkadaşlarımızla görevini kahramanca sürdürerek demokrasi mücadelemizin merkez üssü olduğunu göstermiştir.

'Ya istiklal, ya ölüm'

Şentop, yüz yıldır var olan Meclisin, milletin azmi ve milli mücadele ruhuyla vücut bulduğunu vurgulayarak, "Yüzyıllar boyunca da aynı kararlılık ve azimle ayakta kalacaktır.

İçinde bulunduğumuz bu mukaddes çatı altında yeni yasama döneminde de milletimize hizmet etme imkanına sahip olduğumuz için iftihar ediyoruz." ifadelerini kullandı.

TBMM'nin açılışının 100. yılını, anlam ve önemine yakışır şekilde kutlamak için kapsamlı hazırlıklar yapıldığını anımsatan Şentop, Kovid-19 nedeniyle resmi kabul ve anma programlarının bir kısmını, ülke genelinde çocukların ve milyonlarca vatandaşın geniş katılımıyla yapmayı planladıkları kutlama faaliyetlerinin çok büyük bir bölümünü ertelemek ya da iptal etmek zorunda kaldıklarını söyledi.

Şentop, "Bununla birlikte, Gazi Meclisimizi şanına yaraşır şekilde anmak kadar, gelecek nesillere en doğru şekilde anlatmanın taşıdığı önemin de farkında olarak; 100. yıl etkinlikleri kapsamında kalıcı eser niteliği taşıyan pek çok çalışmayı gerçekleştirdik ve bazı projeler başlattık." dedi.

Bu kapsamda yapılan faaliyetleri anlatan Şentop, şunları kaydetti:

"Bu gibi tarihe iz bırakacak kültürel, bilimsel, sanatsal faaliyet ve eserlerin icrasına ve kamuoyu ile paylaşılmasına 2020 yılının kalan kısmında ve 2021 yılında da devam edeceğiz.

Meclisimizin 100. yıl coşkusunu yansıtacak nitelikte mümkün olduğunca fazla eseri milletimizin istifadesine sunacağız.

İçinde bulunduğumuz yılın, TBMM'nin açılışını müteakip bir asırlık bir zaman diliminin tamamlandığı çok anlamlı bir dönüm noktasına denk gelmesi vesilesiyle yüce Meclisin faaliyetlerini sürdürebilmesi için canla başla gayret gösteren bütün çalışma arkadaşlarıma tekrar teşekkür ediyor; Meclisimizin nice yüzyıllara güç ve kudretle ulaşmasını, ilelebet var olmasını Cenabıhak'tan niyaz ediyorum.

Ayrıca yüce Meclisimizin açılışından bugüne, bu mukaddes çatı altında görev yapan, ilk Meclis Başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, bütün milletvekillerimizi, siyasetçilerimizi, devlet adamlarımızı şükran ve minnetle anıyorum.

Vefat edenlere Cenabıhak'tan rahmet, hayatta olanlara sıhhat, afiyet ve hayırlı uzun ömürler diliyorum."

Şentop, tarihin önemli kavşak noktalarından birinden geçilen müstesna bir döneme, sadece milletin değil, bütün dünyanın şahitlik ettiğini belirtti.

Bu dönemin, siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel yapıların, kavramların, kuralların, kurumların, toplumların, devletlerin, coğrafyaların yeniden şekillenmeye başladığı, teknolojinin büyük dönüştürücü etkisinin adeta kontrolü ele aldığı bir dönem olduğunu kaydeden Şentop, bu gelişmenin, sadece para ve ekonomik varlıkların küreselleşmediğini, aynı zamanda insan hareketlerinin, kültürlerin, sorunların, hatta hastalıkların da küreselleştiğini gösterdiğini söyledi.

Şentop, "Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yılın son günlerinde Çin'de başlayan bir virüs salgını bütün dünyayı etkisi altına alırken, içinde bulunduğumuz bu büyük değişim sürecine de bir anlamda 'katalizör' etkisi yaptı. Bu salgın, değişim sürecinin hızını sadece nicelik bakımından artırmakla kalmadı, mahiyetini de değiştirmeye başladı.

Geldiğimiz noktada salgının psikolojik, sosyolojik, siyasi, ekonomik, ticari, kültürel ve diğer birçok alandaki etkilerini hep birlikte hissetmeye ve müşahede etmeye devam ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Kovid-19 salgınının ortaya çıkardığı olumsuz etkiye rağmen alınan tedbirlerle Meclisin çalışmalarını aksatmadan, yoğun bir yasama dönemi geçirdiklerine işaret eden Şentop, milletvekillerinin, Genel Kurul çalışmaları, komisyon ve basın toplantılarını sağlıklı ortamlarda gerçekleştirebilmeleri için gerekli önlemlerin derhal, dikkatle ve titizlikle alındığını kaydetti.

Türkiye'nin, tarihi boyunca bölgesinde, dünyada barış ve istikrarı korumak için mücadele eden, uluslararası sorunların çözümünde yapıcı ve uzlaştırıcı rol üstlenen bir ülke olduğunu vurgulayan Şentop, "Cumhuriyet'in ve demokrasinin teminatı olan Meclisimiz ise gerek ülke içerisinde, gerekse bölgesel ve küresel planda barış, huzur ve refahın korunması için üzerine düşen her türlü görevi bu zamana kadar dikkatle yerine getirmiştir ve bundan sonra da yerine getirmeye devam edecektir." dedi.

"Bizler bu coğrafyada her zaman kalıcı barıştan yana olduk"

TBMM Başkanı Şentop, Ermenistan ordusunun geniş kapsamlı saldırıları ve Azerbaycan'daki sivil yerleşim birimlerini hedef alan provokasyonlarıyla başlayan çatışmaların, zaman zaman alınan ateşkes kararlarına rağmen, kesintisiz olarak devam ettiğini dile getirerek, son olarak geçen gün ABD'nin girişimiyle alınan ateşkes kararının da başlangıcından dakikalar sonra Ermenistan'ın sivilleri hedef alan saldırılarıyla ihlal edildiğine işaret etti.

Şentop, şöyle devam etti:

"Yine almakta olduğumuz acı haberler, dün itibarıyla Ermenistan'ın başta Terter şehri olmak üzere sivil hedeflere yönelik saldırıların devam etmekte olduğunu göstermiştir.

Daha önce çeşitli platformlarda, bu kapsamda Bakü'de Azerbaycan Milli Meclisinde ve insanlık suçlarına şahitlik eden Gence'de de ifade ettiğim gibi, sivillere yönelik bu saldırıları şiddetle kınadığımızı bir kez daha huzurunuzda ifade etmek istiyorum.

Bu saldırılarda şehit olan bütün kardeşlerimizi rahmetle anıyor, gazilere Cenabıhak'tan acil şifalar niyaz ediyorum; Birleşmiş Milletler kararları başta olmak üzere, birçok uluslararası kuruluşun kararlarında kabul ve ilan edildiği üzere, Ermenistan işgali altındaki vatan topraklarını kurtarmak için kahramanca çarpışan Azerbaycan Ordusu'na muvaffakiyetler diliyorum.

Türkiye ve Azerbaycan, dünyada iki ülke arasında benzeri olmayan bir şekilde,

'Tek millet, iki devlet'

Anlayışıyla yakın bir ilişkiye sahiptir. Buradan tekrar ifade etmek isterim ki; Türkiye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tarihi gerçeklere ve uluslararası hukuka göre haklı olan davasında ve vatan savunmasında Azerbaycan'ın yanında yer almaya devam edecektir.

Bizler bu coğrafyada her zaman kalıcı barıştan yana olduk. Adalete ve hukuka olan inancımızla, Doğu Akdeniz'de ihdas edilen gerginliği diplomasinin bütün imkanlarını kullanarak çözmekten yanayız. İçinde bulunduğumuz coğrafyanın kalıcı barışa kavuşması kararlı duruşumuzu devam ettirmemizi zorunlu kılıyor."