Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ev sahipliğinde, Çankaya Köşkü'nde beşinci üçlü Suriye Zirvesi yapılıdı. Öncesinde ise liderler öncesinde iki görüşmeler gerçekleştirdi. Liderler üçlü görüşme öncesi bir araya gelerek aile fotoğrafı çektirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye'nin toprak bütünlüğü ve kalıcı çözümde tam mutabakat var" dedi. Liderler Suriye Anayasa Komitesi'nde listenin onaylandığını belirti.

Astana formatında "Beşinci Türkiye-Rusya Federasyonu-İran Üçlü Zirvesi kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile Çankaya Köşkü'nde görüştü.

Zirve sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında kameraların karşısına geçen üç lider, önemli açıklamalarda bulundu. Basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İdlib'de tırmanın gerginlik bugünkü görüşmelerimizin odak noktalarından biriydi. Türkiye olarak sınırlarımızın hemen bitişiğinde 4 milyon insanı etkileyecek yeni bir trajedi yaşanmasına seyirci kalamayız. Böylesi vahim bir gelişme sadece ülkemizi değil, bütün Avrupa'yı etkileyecektir' dedi.

ERDOĞAN: '4 MİLYON İNSANI ETKİLEYECEK YENİ BİR TRAJEDİ YAŞANMASINA SEYİRCİ KALAMAYIZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Suriye'deki yangının söndürülmesi için beşinci kez bir araya geldik. Üçlü zirvede Sayın Ruhani ve Sayın Putin ile Suriye'deki ihtilafı tüm boyutları ile ele aldık. Her bir lider ile birebir, üçlü ve heyetlerarası yaptığımız görüşmelerin verimli geçtiğine inanıyorum. Zirve'de Suriye'de siyasi çözüm umutlarını yeşertecek önemli kararlar aldık. Suriye'nin toprak bütünlüğü ile siyasi birliğinin korunması hususunda hepimizin de aynı hassasiyete sahip olduğunu bir kez daha teyit ettik. DEAŞ ile mücadele altında terör örgütlerine destek verilmesinin kabul edilemezliğini vurguladık. Sahada sükunetin tesisi, mültecilerin dönebileceği şartların oluşturulması ve ihtilafa siyasi çözüm bulunması için yürüttüğümüz çalışmaları gözden geçirdik. İdlib'de tırmanın gerginlik bugünkü görüşmelerimizin odak noktalarından biriydi. Nisan ayından bu yana İdlib'e yönelik kara ve hava operasyonlarında hayatını kaybeden sivillerin sayısı maalesef bine yaklaştı. Daha evvel defalarca yurdundan edilen yüz binlerce insan saldırılar nedeniyle yeniden göç yollarına düştüler. Türkiye olarak sınırlarımızın hemen bitişiğinde 4 milyon insanı etkileyecek yeni bir trajedi yaşanmasına seyirci kalamayız. Böylesi vahim bir gelişme sadece ülkemizi değil, bütün Avrupa'yı etkileyecektir. Bugünkü görüşmede Soçi Mutabakatına dair yükümlülüklerimizi tekrar mütalaa ettik, varılan mutabakatın tam manasıyla hayata geçirilmesinin ehemmiyetine dikkat çektik. Sivil halkın ve garantör ülkelerin sahadaki askeri personelinin güvenliği için somut önlemler alınması ihtiyacını vurguladık. Zirvede görüş birliğine vardığımız hususlar doğrultusunda önümüzdeki günlerde bölgede hayırlı gelişmelerin yaşanacağını ümit ediyoruz' dedi.

'BU ÜLKEDEKİ PKK-PYD VARLIĞI DEVAM ETTİKÇE NE SURİYE NE DE BÖLGEMİZ HUZURA KAVUŞABİLİR'

Gündemdeki diğer bir önemli konunun Anayasa Komitesinin teşekkülü olduğunu kaydeden Erdoğan, 'Anayasa Komitesinin üyeleri ve usül kurallarının belirlenmesinde yapıcı ve esnek bir tutum sergiledik. Siyasi sürecin ilerletilmesi için gayret gösterdik. Ortak çabalarımızla komitenin oluşumuna ilişkin pürüzler giderilmiştir. Bugünkü istişarelerimizde usül kuralları konusunu da BM ile eşgüdüm halinde sonuçlandırarak Anayasa Komitesinin çalışmalarına biran önce başlamasını sağlamayı kararlaştırdık. Zirve kapsamında Fırat'ın doğusundaki durumu da istişare ettik. Bu mesele hem Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğü hem de Türkiye'nin milli güvenliği bakımından kritik önem taşıyor. Halihazırda Suriye topraklarının dörtte birinden fazlası bölücü terör örgütünün işgali altında bulunuyor. Örgüt burada çocuk asker kullanmaktan halkı zorla silahaltına almaya, etnik temizlik faaliyetinden insanların mallarını gasp etmeye kadar her türlü zulmü işliyor. Dün Çobanbey'de bir hastaneye düzenlenen kalleş saldırı bunun en son örneğidir. Geldiğimiz nokta itibariyle Suriye'de DEAŞ tehdidi artık ortadan kalkmıştır. Suriye'nin istikbali için en büyük tehdit kaynağı PKK ve onun uzantısı olan YPG-PYD'dir. Bu ülkedeki PKK-PYD varlığı devam ettikçe ne Suriye ne de bölgemiz huzura kavuşabilir. Sayın Ruhani ve Sayın Putin'i Fırat'ın doğusunda güvenli bölge tesisinde gelinen aşama hakkında bilgilendirdim, düşüncelerimi paylaştım. Suriye sınırımız boyunca bir terör oluşumuna rıza göstermeyeceğimizi ifade ettim. Burada bir mülteciler şehrinin oluşabileceğini, buralarda konaklayabileceği, ekip biçebileceği bahçelerini yapma noktasında bir hazırlığın yapılmasının isabetli olacağını ifade ettim. Suriye sınırımız boyunca böylece terör oluşumuna rıza göstermeden bu tür bir insani alt yapıyı oluşturmamızda fayda olacağını anlattım. Nihai hedefimiz Suriye'nin kuzeyinde bir barış koridoru tesis ederek ülkenin bölünmesini engellemektir. Bunun için şayet Amerika ile iki hafta içinde arzu ettiğimiz sonuca ulaşamazsak kendi harekat planımızı uygulamaya başlayacağımızı her iki dostumuza da anlattım' diye konuştu.

'SURİYELİLERİN ÜLKELERİNE GÜVENLİ VE GÖNÜLLÜ BİR ŞEKİLDE GERİ DÖNÜŞLERİNE YOĞUNLAŞMAMIZ GEREKİYOR'

Türkiye'nin Suriye'deki çatışma ortamından kaçan 3,6 milyon insana ev sahipliği yapan ülke olduğunu kaydeden Erdoğan, 'Son 8 yılda Türkiye olarak büyük fedakarlıkta bulunduk. Krizin ilk anlarından itibaren göç meselesine çözüm yolunun Suriye topraklarının içinde aranması gerektiğini ifade ettik. Fırat Kalkanı ve Zeytindalı harekatları ile terörden arındırdığımız sadece 4 bin kilometrekarelik alana dahi şimdiye kadar 360 bin mülteci geri döndü, bu insanlar kendi topraklarında huzur içinde yaşıyor. Çocuklarını okula gönderiyor, temin ettiğimiz sağlık hizmetlerinden faydalanıyor. Türkiye'nin sığınmacı yükünü tek bayına taşıyamayacağı ortadadır. Ülkemizin yeni bir göç akınını kaldırması da zaten mümkün değildir. Artık Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü bir şekilde geri dönüşlerine yoğunlaşmamız gerekiyor. Fırat'ın doğusundaki barış koridoru mülteciler için de korunaklı liman olacaktır. Ülkemize sığınan en az 2 milyon Suriyeli kardeşimizin bu bölgeye yerleştirilebileceğini düşünüyoruz. Hatta bu hattı Deyrizor, Rakka taraflarına kadar indirebilirsek geri dönecek sığınmacı sayısı 3 milyonu aşabilir. Böylece Türkiye başta olmak üzere ülke dışında olan Suriyelilerin önemli bir bölümünün kimseye yük olmadan kendi topraklarında yaşamalarını temin edebiliriz. Geri dönecek Suriyeli kardeşlerimizin bu bölgelerde uluslararası toplumun desteği ile yeni yerleşim alanları inşa edilmesi de mümkündür. Türkiye olarak bu konuda gereken her türlü sorumluluğu almaya hazırız. Hem Rusya ve İran ile hem de uluslararası toplumun diğer üyeleri ile Suriyeli mültecilerin gönüllü geri dönüşü için çalışmak istiyoruz. Bu çerçevede yakın zamanda önemli bir adım attık. Irak, Lübnan ve Ürdün ile birlikte Suriyeli mültecilerin geri dönüşüne dair uluslararası konferans düzenlenmesi için girişim başlattık. Tüm dostlarımızın bu girişime destek vermesini bekliyoruz' ifadelerini kullandı.

RUHANİ: AMERİKALILAR SURİYE'Yİ BÖLMEYE ÇALIŞMIŞTIR

İran Cumhurbaşkanı Ruhani ise zirveyi "faydalı ve yapıcı" olarak niteledi.

Astana sürecinde alınan kararları ve bütün faaliyetleri bir kez daha gözden geçirme imkanı bulduklarını belirten Ruhani, siyasi durumu ve sahadaki gelişmeleri değerlendirdiklerini ve Suriye'de teröre karşı mücadele konusunda hemfikir olduklarını vurguladı.

Üç ülkenin Suriye'nin toprak bütünlüğü ve üniter yapısı konusunda ortak görüşe sahip olduğunu vurgulayan Ruhani, "Hepimiz Suriye'ye yabancı müdahalesine karşıyız. ABD ise Suriye'de teröristleri destekledi, Suriye'yi bölmeye çalıştı. Bu kabul edilebilir değil." ifadesini kullandı.

ABD'nin Golan Tepeleri'ni İsrail toprağı olarak tanıma kararına işaret eden Ruhani, "ABD, Suriye'nin bir bölümünü Golan Tepeleri'ni bir ülkeye bağışlamıştır. Bu tarihte bir ilktir. Bunu yapmaya hakkı olmamasına rağmen ABD bunu yapıyor. Bu da ABD'nin Suriye halkına karşı ne kadar kötü niyetli olduğunu gösteriyor. Hepimiz Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duyuyoruz. Her üç ülke terörle mücadelenin devam etmesi gerektiğini vurguluyor." diye konuştu.

Son aylarda Suriye'de Nusra gibi terör örgütlerinin güçlendiğini söyleyen Ruhani, "Hepimiz teröristlerin kimin parasıyla kimin silahıyla desteklendiğini biliyoruz. Dolayısıyla İdlib'deki teröristlerle mücadele edilmeli ve Suriye hükümetine yardımcı olmalıyız. Fırat'ın doğusu ABD'nin hakimiyetinde ve burada da teröristler bulunmaktadır." dedi.

Ruhani, Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmesinin önemini vurgulayarak, "Biz bütün Suriye'yi güvenli hale getirmeliyiz ki Suriye halkı evine dönsün. Çok fazla zorluk çeken Suriye halkına destek vermeliyiz." diye konuştu.

"ANAYASA KOMİTESİ TAMAMEN OLUŞTU"

Suriye'de Anayasa Komitesinin oluştuğunu ve komitenin bir an önce çalışmaya başlayacağını aktaran Ruhani, "Anayasa Komitesi tamamen oluştu. Bir an önce çalışmalarına başlamasını ve anayasayı revize etmesini umut ediyoruz." ifadesini kullandı.

Ruhani, Irak ve Lübnan'ın gözlemci olarak Astana sürecine katılmasından da memnuniyet duyduğunu vurguladı.

Suriye'de oy hakkı olan herkesin görüşlerinin ve çıkarlarının yeni anayasada göz önüne alınması gerektiğini dile getiren Ruhani, "Üç ülke ve Birleşmiş Milletler sürecin sonuç vermesi için katkı sağlamalıdır." dedi.

"YEMEN HALKI SALDIRILARA KARŞILIK VERİYOR"

Ruhani, Suudi Arabistan'ın milli petrol şirketi Saudi Aramco'ya ait tesislere düzenlenen saldırıya ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti: "Bu saldırılar Yemen'e yasa dışı saldırıların bir sonucudur. Yemen'i her gün neden bombaladıklarını sormak lazım. Yemen halkı, kendisine saldıranlara karşı meşru savunma hakkını kullanıyor. Bu saldırılara son verilmesi bu işin çözümüdür. Yemen'in çözüm yolu siyasidir. Astana süreci Yemen için model olabilir ve ülkede güvenlik sağlanırsa petrol de güvenli şekilde üretilir ve ihraç edilir."

PUTİN: ANAYASA KOMİTESİ'NİN LİSTESİ ONAYLANMIŞTIR

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin de zirve sonunda kabul edilen bildiride Suriye'de kalıcı barışın tesis edilmesi için maddelerin yer aldığını, barışın ise sadece siyasi diyalog yoluyla mümkün olacağını ifade etti.

Siyasi diyaloğun hızlandırılması konusunda uzman düzeyinde toplantılar düzenleneceğini kaydeden Putin, Rusya, Türkiye, İran ve Birleşmiş Milletler (BM) uzmanları, Suriye tarafı ve gözlemci ülkelerin temsilcilerinin Kazakistan'ın başkenti Nur-Sultan'da gelecek ay toplanacağını bildirdi.

Suriye'de Anayasa Komitesi oluşturulması konusunda kararlar alındığını hatırlatan Putin, 'Diplomatlarımız titiz çalışma sonucunda listeyi (Anayasa Komitesi) oluşturdular ve usul çalışmaları yaptılar. Liste onaylanmıştır. Artık bu konuda Cenevre'de hızlıca çalışmalar başlamalıdır. Her türlü desteği vermeye hazırız.' diye konuştu.

Suriye'nin İdlib bölgesinde durumun endişe verici olduğunu vurgulayan Putin, 'Bu bölge neredeyse tam olarak El Kaide bağlantılı grupların kontrolünde. Buna sessiz kalamayız. Erdoğan ve Ruhani ile İdlib'de gerginliğin azaltılması için adımlar atılması konusunda mutabık kaldık. Terörün bitmesi için Suriye ordusuna kısıtlı destek vereceğiz.' dedi.

Ayrıca Putin, "Suriye'nin kuzeydoğusunda istikrarın sağlanmasının bölgenin Suriye hükümetinin kontrolüne geçmesi ile mümkün olacağını" savundu.

Suriye'nin ekonomik ve sosyal koşullarının yeniden inşa sürecinin başladığını kaydeden Putin, Suriye'deki sorunların çözümü için uluslararası yardımın gerekli olduğuna işaret etti.

Rusya-Türkiye ilişkilerine de değinen Rus lider Putin, ilişkilerin tüm alanlarda hızla ilerlediğini, enerji alanında Akkuyu ve TürkAkım gibi stratejik nitelikli projelerin gerçekleştirildiğini hatırlattı. Askeri-teknik alanda iş birliğinin de pekiştiğine dikkat çeken Putin, S-400 sözleşmesinin uygulandığını ifade etti. Putin, bu yıl 6 milyondan fazla Rus turistin Türkiye'ye gelerek yeni bir rekor kıracağını söyledi.

"ERDOĞAN VE RUHANİ KOMİTENİN OLUŞMASINA MUAZZAM KATKI SAĞLADI"

Bir gazetecinin Anayasa Komitesinin çalışmaları ile ilgili sorusunu cevaplayan Putin, 'Anayasa Komitesinin çalışmaları kararlı bir şekilde Suriye'de istikrarın kavuşturulmasına büyük katkı sağlayacaktır. Siyasi sürecin dışında herhangi bir alternatif yok. Büyük bir çalışma yaptık. Komitenin oluşturulması için Erdoğan ve Ruhani muazzam bir katkı sağladılar. Suriye'de hem hükümet hem muhalefetle çalışma yaptık. Erdoğan çok çaba gösterdi. Son bir adayın isminin eklenmesiyle süreç tamamlanmıştır. Usul kuralları konusunda anlaşmamız lazım. Sürece katılan Suriyeliler dış güçlerden baskı görmeden, gönüllü bir şekilde olumlu sonuca varacak çalışmalar yapmalıdır.' dedi.

ABD güçlerinin Suriye'de gayrimeşru bir şekilde bulunduğunun altını çizen Putin, ABD Başkanı Donald Trump'ın oradan çıkılmasına yönelik aldığı kararın tam olarak uygulanmasını beklediğini dile getirdi.

Putin, Anayasa Komitesinin ne zaman toplanacağı ve çalışmalarına başlayacağı yönündeki soruyu ise 'Bir süre koymak istemiyorum. Ama çalışmaları çok hızlı başlatmak lazım. Aynı zamanda olumlu sonuçlara hızlıca ulaşmak lazım. Aşırı gruplar bunu baltalamak isteyebilir, nihai çözüm istemiyorlar çünkü savaştan para kazanıyorlar.' şeklinde cevapladı.

YEMEN KRİZİNE KUR'AN'DAN AYETLİ ÖRNEK

Suudi Arabistan'da tesislere yapılan saldırının toplantıda gündeme gelmediğini ancak Yemen'de insani dram ve felaket yaşandığını söyleyen Putin, Kur'an-ı Kerim'den ayet alıntılayarak bu krizin çözümü ile ilgili öneride bulundu. Putin, 'Krizin çözümü için tüm taraflar arasında bir çözüm üretilmesi gerekir. Mesela bunu da Müslüman ülke olan Türkiye'de bulunurken Kur'an'dan atıfta bulunmak istiyorum: 'Allah'ın sözlerini hatırlayınız, siz düşmansınız ama Allah sizin gönüllerinizi barıştırdı ve sizi dost yaptı.' Sizi bölen konular arka planda olmalıdır. Manevi yakınlık ön plana çıkmalıdır. Şiddetin kabul edilmezliği konusunda Kur'an'da sözler var." diye konuştu.

Suudi Arabistan'a güvenliğini sağlaması için Rusya'dan hava savunma füze sistemi almasını öneren Putin, "Suudi Arabistan'ın kendisini koruması için gerekli yardımı yapmaya hazırız. Suudi yönetimi de bu konuda akıllıca karar alabilir. İran S-300 aldı, Türkiye S-400 aldı, Suudi Arabistan da benzer bir adımla kendi güvenliğini sağlayabilir. Bu sistem Suudi Arabistan'ın altyapısını güvenli bir şekilde koruyacaktır.' dedi.

Suriye'nin kuzeyinde oluşturulması planlanan güvenli bölge konusundaki değerlendirmesi sorulan Putin, 'Türkiye dahil olmak üzere bölgede bütün devletler kendi milli güvenliği konusunda bir koruma hakkına sahiptir. Hepimiz Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanayız. Güvenliğin sağlanması ve terörle mücadele ile ilgili sorunlar çözüldüğü zaman, Suriye'nin toprak bütünlüğü tamamen sağlanacak. Bu, bütün yabancı askeri birliklerin Suriye'den çekilmesi için de geçerlidir.' ifadelerini kullandı.

SORU – CEVAP

Üç lidere de soru sormak istiyorum Anayasa Komitesi'nin çok önemli etkisi olacaktır Suriye'yle ilgili Bu komite ne zaman çalışacaktır? (Putin) ABD'nin Suriye'deki askeri varlığıyla ilgili görüşleriniz nedir?

Ruhani: Astana Süreci içinde biz güvenlik konularını inceliyoruz. Hem hükümetten hem de muhaliflerden temsilciler katıldılar bu komite tamamen oluşmuş durumda ve bir an önce çalışmalarına başlayacaktır. Uygun bir zaman da anayasanın tamamlanmasını sağlayacaklardır.

Putin: Anayasa Komitesi'nin çalışmaları kararlı bir şekilde sürecektir. Suriye'deki istikrarın sağlanmasında önemli bir rol oynayacaktır. Büyük bir çalışma yaptık Ruhani ve Erdoğan'la. Suriye'ye muhalefetiyle bir çalışma yaptık .Sayın Erdoğan çok aktif bir çalışma yaptı. Erdoğan anayasa için çok çaba gösterdi. ABD Başkanı Trump'ın aldığı çekilme kararı tam olarak uygulanacaktır.

Erdoğan: Anayasa Komitesi'nin oluşmasındaki çalışmalar tamamlanmış durumda ve BM Genel Sekreteri'nin Özel Temsilcisi'nin gayretlerine verilen desteklerle de usul kuralları sağlanmış olacak ve çalışmalar süratle başlayacaktır. Pürüz kalmadı.

Suudi Arabistan'daki saldırıyla ilgili yaptığınız görüşmelerde konu gündeme geldi mi? Rusya olarak Suudi Arabistan'a bir yardım sağlanacak mı?

Ruhani: Petrolden çok güvenlik ve bölgenin istikrarını daha çok önemsiyorum. Yemen'e neden saldırdıklarını saldırganlara sormamız lazım. Dolayısıyla Yemen halkı bütün bu saldırılara karşılık vermeli. Meşru savunma haklarını kullanıyorlar.

Putin: Yemen'de insani bir felaket var. İnsanlara yardım etmeye hazırız, herkesi bu halka yardım etmeye davet ediyoruz. Bu krizin çözülmesi için en uygun yöntem ilgili taraflar arasında çözüm üretilmesi.

Erdoğan: Yemen'in bir an önce yeniden inşa ve ihyası için ne gibi çalışmalar yapabiliriz, bunu düşünmemiz gerekiyor. Çünkü Yemen kendi ayakları üzerine kalkabilecek bir altyapıya sahip değil. Yemen'e ilk bombaları kimler attı? Bu sorunun cevabı bulunursa gelinen noktanın bir tahrik olduğu kanaatine de varırız diye düşünüyorum.

AİLE FOTOĞRAF

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğindeki Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi öncesinde, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katılımıyla üç ülkenin bayrakları önünde aile fotoğrafı çekildi.

Çankaya Köşkü'ndeki zirve kapsamında liderler ikili görüşmeler gerçekleştirdi.

Basına kapalı yapılan ilk görüşme Erdoğan ve Ruhani, ikincisi Erdoğan ve Putin, üçüncü görüşme ise Ruhani ve Putin arasında oldu.

Daha sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ev sahipliğindeki Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi öncesinde, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin katılımıyla üç ülkenin bayrakları önünde aile fotoğrafı çekildi.

Üç lider, el ele basına poz verdi.