Küba'nın başkenti Havana'da Martha isimli emekli öğretmen başını dayadığı camekandan vitrindeki lüks ürünlere bakıyor. Mücevheler, saatler, kozmetik ürünleri... Ancak hiçbirisine sahip olması mümkün değil. Çünkü "Aylık emekli maaşım 342 Küba pezosu" diyor. Yani 12,5 euro. Pek çok Kübalı'nın maaşı da bu seviyelerde. Vitrindeki ürünlerse binlerce euro değerinde.
Peki bu lüks mağazanın sosyal eşitliğin ideal olduğu sosyalist ülkede ne işi var? Üstelik sadece mağaza da değil, binanın üst katları da Küba'nın ilk lüks oteli olarak Manzana de Gomez Hotel adıyla Haziran ayından itibaren misafirlerini ağırlamaya hazırlanıyor.
Her şey turizm için
Raul Castro yönetimi, Kübalıların ve Küba'yı ziyaret edenlerin pek
de alışık olmadığı lüks mağaza ve otel açılımıyla turizm
gelirlerini artırmayı hedefliyor. Zira milli geliri geçen yıl yüzde
1 oranında küçülen ülke bütün umudunu turizme bağlamış durumda.
Bunun için de, ülkeye döviz bırakacak zengin turisti çekmek en
büyük amaç.
Ancak Küba'nın vaat ettiği bu değişimin turistleri memnun edeceğine şüpheyle yaklaşılıyor. Çünkü Küba'nın kendine has özellikleri nedeniyle insanların ilgisini çektiği savunuluyor. Halihazırda dünyanın her yerinde bulunabilen lüks mağazalar nedeniyle değil. Tatilini Küba'da geçiren Almanya'dan gelen bir çift tam da bunu ifade ediyor: "Hayal kırıklığına uğradık. McDonalds'dan Starbucks'tan kaçtık, ama şimdi burada da karşımızdalar".
Geçen yıl 4 milyon turistin ziyaret ettiği Küba, en büyük ticaret
ortağı Venezuela'nın ekonomik krize girmesinden bir hayli
etkilenmişti.
İlk açıldığında alışveriş merkeziydi
Otelin ve mağazanın bulunduğu beş katlı bina aslında 1917 yılında
tamamlandığında alışveriş merkezi olarak hizmet verdi. 1950'lerde,
Küba devrimiyle önce devlet binası, sonra da okul olarak
kullanıldı. Daha sonra ise atıl kaldı. Yenilenen bina şimdi
İsviçreli otel zinciri Kempinski'nın kullanımında. 246 odalı otelin
geceliği 370 dolarla 660 dolar arasında değişiyor.