Konuşmasına iktidardaki sistematik yapıyı eleştirerek başlayan Öztürk Yılmaz: Ülkede Siyasi İslam en büyük sorun. Dini değerler istismar edilerek dine karşı kullanılıyor dedi.

Türkiye'de Siyasi İslam var.Yani nedir Siyasi İslam? Dinin istismar edilmesi suretiyle hükümet olunması veya hükümette kalınması insanların kutsal inançlarının sömürülerek hükümet olunması, buna siyasi islam denir ifadelerini kullandı.

Siyasi İslam bir yağma sistemidir!

Siyasi İslam Müslümanlık değildir.Müslümanlığa karşı dini kullanıp milleti kandırıp İktidar olabilmektir.

Atatürk bunları görüyor olsaydı kapatacağı ilk parti CHP olurdu

Yılmaz; Günümüzde ki CHP ile Atatürk'ün kurmuş olduğu CHP arasında hiçbir bağ yok. Atatürk'le bir alakası yok. Yeni CHP Deniz Baykal'ın Başkan olma niyetini gerçekleştirmek için kurduğu sonrasında da Kılıçdaroğlu'nun mezhepçi CHP'si olan bir partiye dönüşmüştür. İktidar kanadında siyasi İslam ile din istismari yapıldığı gibi CHP kanadında ise Atatürk istismarı yapılıyor. Ve Atatürk'e karşı yapılıyor. Atatürk bunları görüyor olsaydı kapatacağı ilk parti CHP olurdu. Muhalefetin yaptığı zübük siyaseti dedi.Bizim amacımız kimseyle uğraşmak değil bizim amacımız iyi şeyler yapmak. Yeni CHP'nin Atatürk'ün kurduğu CHP'ye karşı olduğu gibi siyasi İslam da dine ve müslümanlara karşıdır.

Yağma sistemi soyulmuş Türkiye!

Bütçenin denetimini muhalefete yaptırarak yolsuzlukları durdurabiliriz. Bizim hedefimiz bütçe denetimine ilişkin muhalefet komisyonun oluşturulması.İktidar harcamayı yapar, muhalefet denetlemeyi, biz bu zemini oluşturmak istiyoruz.

Yılmaz; Devletin parası yok deniyor, nasıl yok? Türkiye'de ucuza satıldığı halde 65 milyar dolarlık özelleştirme yapılmış. Cumhuriyetin bütün kazanımlarını 65 milyar dolara satmışlar. Türkiye'de yapılan yatırımlar 65 milyar doları karşılıyor mu? 2 trilyon vergi toplandı, bu paralar nerede?

Yağma partisi, soyulmuş Türkiye. Toplanan vergileri, eğitime, topluma, dijitalleşmeye, ilaca, endüstriye, sanayiye aktarmalı diyerek yapılan harcamaların gereken alanlanlarda kullanılmadığına vurgu yaptı.

Eğitimin A dan Z ye ücretsiz olması için planlamalar yaptığını söyleyen Yılmaz, aynı zamanda en büyük dijital kenti kurmak istediğini ifade etti. Bunun yanı sıra fakültelerde tohum bölümü, toprak bilimi, hava bilimi gibi hayatla daha iç içe bölümlerin açılması gerektiğini, bununla ilgili planlamalarının olduğunu da ifade etti.

Türkiye'de bir numaralı parti Yenilik Partisi olacak!

Türkiye'yi bu noktaya siyasi partilerin getirdiğini ve mevcut siyasi partilerin fazlasıyla yıprandığını dile getiren Yılmaz; Ben sistemi öyle bir kar topuna çevireceğim ki Türkiye'de bir numaralı parti yenilik partisi olacak. Tek umut bu parti olacak dedi.

Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz; Partimizde hangi düşünceden olursa olsun her kesimden insana kapımız açık.İllegal yapıların içinde olmamak kaydıyla ( fetö, pkk) her kesimden insan yer alabilir. Parti içerisinden bir arkadaşımızın diğer bir arkadaştan üstün olması söz konusu olamaz. Adaletsizlik, eşitsizlik benim kabul edebileceğim bir şey değil. Böyle bir durumda gerekirse partiden istifa ederim.Partiyi açmaya gücüm yetti ama kapatmaya gücüm yetmez. Sayımız oldukça fazla ama böyle bir hukuksuzlukta düşünmeden istifa ederim. Benim için eşitlik ve adalet son derece önemli diyerek kırmızı çizgisini belirtti.

Türkiye derdini anlatamıyor!

Soykırım iddiasına yönelik sorumuza cevaben;

Soykırım sistematik bir şekilde bir ırkın ortadan kaldırılması niyetiyle yapılır. Biz ermenileri seviyoruz. Ermenileri neden ortadan kaldıralım. Savaş esnasında insanların bir yerden bir yere taşınması esnasında insanların hayatlarını kaybetmesi gayet tabiidir. Çünkü savaş devam ediyor.Bunu soykırım olarak tanımlamak doğru olmadığı gibi bunu basit bir şekilde anlatamayacak bir Türkiye'den bahsediyoruz. Türkiye derdini anlatamıyor. Bu eğitim sisteminden böyle profesörler çıkıyor. Akademisyen olmanın yanlızca ülke sınırları içerisinde Türkçe makaleler yayımlamak olmadığını, ülkemizi hedef alan soykırım iddiası gibi konularda akademisyenlerin rahatlıkla İngilizce,Fransızca yazılar kaleme alarak Newyork Times ve Bomonti gibi international yayın mecralarında yayınlayabilmesi gerektiğini ifade etti.

Her şeyin temelinde eğitimin kaliteli bir zemine oturtulması gerektiğine vurgu yapan Yılmaz; Eğer iyi bir makale yayınlanmasını istiyorsanız Ermeni tezlerine karşı bu eğitimin düzenlenmesiyle olur. Türkiye'de milli bir ilaç endüstrisi kurmak istiyorsanız,dijitalleşme yapmak istiyorsanız, uçak, araç, gereç, gıda, ilaç bunları yapmak istiyorsanız önce iyi bir eğitim vereceksiniz dedi. Atanamayan 600 bin öğretmenin olduğu bir dönemde hala patır patır eğitim fakülteleri açıp öğrenci okutmanın bir mantığı olamaz dedi.

Bu hükümetin dış politikadaki karnesi sıfır, fiyaskolarla dolu

Yılmaz; Müzakereler KKTC'yi bitirecek. Türkiye şu anda yanlış bir yolda. KKTC Cumhurbaşkanı da yanlış bir yolda. Bu hükümetin dış politikadaki karnesi sıfır, fiyaskolarla dolu. KKTC'yi bile bile tuzağa çekiyorlar. Ben olsam KKTC Cumhurbaşkanı ararım gitme derim. Benim için Kıbrıs asla bir tartışma konusu değil. Azerbaycan başta olmak üzere Kıbrıs'ın tanınmaması atılan bu adamların sonucudur. Bağımsızlığı değil birleşmeyi görüşüyorlar.

Şu anda Dip Karpaz bölgesinde İsrail bir çok toprak satın alıyor bu iktidar bu ülkeyi paramparça edecek! Dolu dizgin uçuruma gidiyorlar. Ne işiniz var Cenevre'de?

Birleşmiş milletlerin kurduğu masada federasyon var. Türkiye yüksek sesle bağımsızlığını ifade etmeli Cenevre'ye rest çekmeli. Ancak bu şartlarda bağımsızlığı öteki ülkelerde tanınabilir diyerek eleştirisini dile getirdi.