CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup
toplantısında konuşuyor.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Hepimizin, hangi görüşten, hangi inançtan olursak olalım bir ortak
paydamız var, gazilere, şehit yakınlarına saygı duymak. Biz bütün
gazi, şehit ve şehit yakınlarına saygı göstermek zorundayız. Eğer
bu ülkenin sokaklarında, caddelerinde rahat çalışıyorsak şunu
düşünüyoruz, birileri bizi koruyor. Onları toplumun en itibarlı
kesimleri olarak anmak hepimizin görevi. Bir haksızlığı anlatacağım
sizlere. Türkiye Şehit Dul ve Yetimler Derneği'nin yöneticilerinden
İrfan Bayar. Bu kardeşimiz intihar etti. Bir gazi terörle mücadele
ederken neden intihar etti. 93-98 yılları arasında asayiş özel
harekatta görev yaptı. Gazi olduktan sonra Kastamonu'ya yerleşiyor.
Sen neden çocuğunu FETÖ okuluna gönderiyorsun deniyor. FETÖ'cü diye
suçlayıp ifadesini alırlar, Kastamonu'da da aynı şekilde suçlanır.
Ağırına gider. Ben Kuzey Irak'ta gazi oldum der. Gelen tepkiler bir
noktaya gelir ve gazi intihar etmek durumunda kalır. Bu hükümete
soruyorum. Bu gazinin ne günahı var? Bir ülke böyle yönetilemez.
Bir devlet böyle savrulamaz. Bu bayrak için canlarını ortaya koyan
insanların hayatı bir kurşuna teslim edilemez. Bütün annelere
sesleniyorum; sizin çocuklarınızın hakkını savunuyoruz biz. Ben
sadece sizin çocuklarınızın hakkını savunuyorum. Kimsenin boşu
boşuna mağdur edilmesini istemiyoruz. Adalet olsaydı bunlar
olmazdı. Düne kadar Pensilvanya'dan talimat alan hakimler şimdi
saraydan talimat alıyorlar. Mağdur olan bu ülkenin gariban
insanları.
"MİZAH DERGİLERİNDE BİLE İNANDIRICI OLMAZ"
20 Temmuz sivil darbesi oldu. Neydi amacı, FETÖ'yle mücadele. Şimdi geldiğimiz rol şudur, kim saraya muhalifse onlar hesap verecek deniyor. Sözcü gazetesinin, Cumhuriyet gazetesinin başına gelenlere bakın. Sözcü gazetesinin sahibiyle ilgili suçlamalar yapıldı. Silahlı terör örgütünü yönetme, terör örgütü propagandası yapmaktan yargılanıyor. Sözcü gazetesinin FETÖ ile ne ilgisi var? Hiç akılları başlarında falan değil bunların. Aklını saraya ipotek eden savcı bu gerçeği göremez. FETÖ'nün anlı şanlı dönemlerinde THY'ye Zaman gazetesi serbestti, Sözcü yasaktı. Sen bunu görmüyor musun savcı? Örgüte nasıl yardım ediyorlar, hiç belli değil. Bu iddianameyi arkadaşlar bana verdiklerinde dedim ki, mahkeme reddeder. Baktık bir süre sonra mahkeme iddianameyi kabul etmiş. Ben bu mahkemeye de hayret ediyorum. Burak AKbay'ın bütün para hareketlerini incelemişler. FETÖ'yle hiçbir bağlantısı yok, ispat edemiyorlar. Hiçbir şey yok ama olsun diyor. Dava açıyorlar. Yeni bir suç icat ediyorlar. Kanunsuz suç olmaz. Suç varsa kanunda yerinin olması lazım. Cumhurbaşkanı'nın yerini haber yapmak suçunu ben ceza kanununda görmedim. Cumhurbaşkanı'nın nerede olduğu dünyanın her yerinde haberdir. Sen haber yaptın, o zaman FETÖ'cüsün. Ne istediniz de vermedik diyen baş FETÖ'cü sen değil misin? Tanıkların ifadesine başvurduk diyorlar. Tanık kim, kesin FETÖ'cü. Suçlananların hiçbiri FETÖ'cü değil. Böyle bir iddianame belki mizah dergilerinde yer alır ama o da inandırıcı olmaz. Devletin çivisi çıkmış. Kapanın elinde kalıyor.
"TORBA KANUNLA MADENLERİ BÖLECEKLER"
Torba kanun, 15 yıllık dönemde gündeme gelen bir kanun türü. Torba kanunların şöyle bir özelliği var, topluma duyurmadan toplum aleyhine düzenlemeyi nasıl yerleştiririz diye. Zonguldak'ta 170 yıldır kömür çıkarılır. Zonguldak için stratejik üründür. Kara elmas denir. Türkiye Taşkömürü Kurumu var, o bölgedeki havzayı işletmekle görevli. Torba kanunla bölecekler parçalayacaklar ruhsatlandıracaklar birilerine peşkeş çekecekler. Zonguldaklı kardeşlerim iyi dinlesinler. İşçinin, esnafın derdini tek anlatan parti CHP'dir, bunu unutma. Bize sahip çıkan yok mu diyorlar. Sana sahip çıkan CHP'dir. O zaman bize sahip çıkın. Sırf o ocakları kapatmak için 50 numara çektiler. 2001'de ithal kömür 8 milyon tondu, 2014'te 29 milyon ton. Türkiye'de kömür mü yok var. Bu ithalat niye yapılıyor? Kimin için yapılıyor? Besmelesiz eti de ithal ediyorlar. Ne millete yediriyorsunuz. Yılda 4 milyar dolar kömür ithalatına para veriliyor. Sendikaya da seslenmek istiyorum. İşçilere sahip çıktığınız sürece biz sizin arkanızdayız. Sizin hakkınızı sonuna kadar arayacağız. İşçi mi yok niye kömür çıkarılmıyor. Bütün işsizlere sesleniyorum. Bu hükümet size iş bulmaz kardeşim. Herkes aklını başına almak zorundadır.
Mazota ve benzine yeniden zam geldi. Benzin 6 liraya yaklaşıyor, mazot 5 lira olacak. Hala hükümet akaryakıta yapılan zammın nerelere ve nasıl yansıyacağını bilmiyor. En yetkili makamda oturan kişi vatandaşla dalga geçiyor. Bu Maliye Bakanı Naci Ağbal. Şöyle diyor, millet doların seviyesine bakacağına otursun işine gücüne baksın. Millet 6 ay sonra dolar kuru ne olacak, sanki falcılar bunu yaparak ekonomistim diyenlere şaşırıyorum. Sen bu bakanlığı nasıl yapıyorsun asıl ona şaşırmak lazım. Asgari ücret dolara mı endeksli, taşeron işçisinin ücreti dolara mı endeksli. Ama benzin, mazot dolara endeksli. Çiftçi düşünmeyip de ne yapsın?
"ZENGİNDEN ALIP FAKİRE VERECEĞİZ"
Hangi belediye olursa olsun CHP'li bir belediye başkanı o belediyeyi aldığında kimsenin ekmeği ile oynamayacak. Biz herkesin evinde tencere kaynasın istiyoruz. Propagandayı nerelere taşıdılar. Bunların en önemli özelliği fakirden alıp zengine vermek. Sözüm söz zenginden alacağız fakire vereceğiz. Zorla değil adaletle alacağız. Asgari ücretten vergi almayacağız. CHP'li tüm belediyelerde asgari ücret net en az bin 500 liradır.
"KİM BU 4 FİRMA?"
Rusya'dan domates ihraç edecek. 4 firma yapacakmış Kim bu firmalar? Sen domates üreticileri arasına nifak sokamazsın. 4 firmayı tercih edeceksiniz. Diğerleri bu ülkenin firması değil mi?
"SİYASİ VATANDAŞA HESAP SORUYORSA FAŞİST YÖNETİM VARDIR"
Cumhriyetin 94. yıldönümünü coşkuyla kutladık. Cumhuriyet birisinin değil 80 milyonun cumhuriyeti oldu. Şimdi 80 milyon Cumhuriyetimizi tam demokrasi ile taçlandırmalıyız. Bu mücadeleyi el birliği ile vereceğiz. Medya özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, din ve vicdan özgürlüğü, devlet yönetiminde şeffaflık istiyoruz, kışlaya, camiye adliyeye siyaset girmesin isityoruz. Eğer siyasi vatandaşa hesap soruyorsa orada faşist bir yönetim vardır. Halk hesap soruyorsa demokrasi vardır.
Biz katılımcı demokrasi derken 20 Temmuz'da darbe yaşadık. OHAL ilan eildi. Parlamentonun yetkileri elinden alındı. Asıl hesap vermesi gerek 'Ne istediniz de vermedik' diyendir. Devletin kozmik odasını, namusunu terör örgütüne teslim etmediler mi? Darbe püskürtüldükten sonra asıl darbe yapılmıştır, 20 Temmuz darbesi. Tek adam rejimin anayasal altyapısı oluşturulmaya çalışılıyor.
Nuriye ile Semih niye açlık grevi yapıyor? Eline silah alıp birini mi tehdit etti? Sadece işini istedi. Darbenin özü budur. İnsan hakları ihlalleri var.
12 Eylül darbesinde ne varsa 20 Temmuz'dan sonra daha fazlası getirilmiştir.