AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, "Kürtler de hendek siyasetini tasvip etmediler, bugün PKK'nın gerçek yüzünü, Selahattin Demirtaş'ın gerçek yüzünü gördüler. Bundan sonra daha çok yalnızlığa mahkumlar" dedi.

Özdağ, yaptığı açıklamada, Güneydoğu'da yaşanan terör olayları ve HDP'nin son dönemde izlediği siyasete ilişkin değerlendirmede bulundu. PKK'nın, taşeron bir terör örgütü olduğuna vurgu yapan Özdağ, "Daha önce egemen güçler, cuntacılarla kirli ve şantajcı medyayla kirli ve şantajcı sermayedarlarla yaptıklarını, bu sefer terör örgütüyle yapmak istediler, Türkiye'de siyaseti terbiye etmek istediler" ifadesini kullandı.

"7 Haziran seçimi öncesinde Türkiyeliliğe vurgu yaptılar"

"HDP ve terör örgütü PKK, egemen güçlerin taşeronluğunu yaparken zaman zaman takiyeye başvurdular" diyen Özdağ, HDP'nin, 7 Haziran seçimleri öncesine kadar "Biz birlikte yaşama iradesine inanıyoruz, bireysel özgürlükleri istiyoruz, asimilasyonu istemiyoruz, inkar politikalarını istemiyoruz, olağan üstü halin kalkmasını istiyoruz, işte Kürtçe konuşmak istiyoruz, şarkı söylemek istiyoruz" şeklinde talepleri olduğunu anımsattı.

Özdağ, şöyle devam etti:

"Bunlarla ilgili zaten Türkiye'yi bu noktada Avrupa Birliği süreci içinde ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde bu noktada insan hak ve özgürlüklerin alanını genişletme ve siyasin alanını genişletme noktasında ne gerekiyorsa yapıldı ama tatmin olmadılar. 'Biz seçimlerde, kendi dilimizde propaganda yapmak istiyoruz' dediler, 'tamam' dedik, kanuni düzenleme yaptık. 'Efendim mahkemelerde kendi dilimizde Kürtçe olarak biz burada savunmak yapmak istiyoruz', onları da kabul ettik ama şimdi söyledikleri öz yönetim, ardından özerklik. 7 Haziran seçimleri öncesinde Türkiyeliliğe vurgu yaptılar, birlikte yaşama iradesine vurgu yaptılar. Hatta zaman zaman ay yıldızlı bayraklarla miting meydanlarına çıktılar. Hatta Selahattin Demirtaş, ay yıldızlı bayrağı arkasına alarak konuşmalar yaptı."

HDP'nin, özellikle Rus uçağının düşürülmesiyle birlikte daha önce batıdan gördükleri desteği şimdi de Rusya'dan görmek istemeye başladıklarını ifade eden Özdağ, "Bir yandan Batıya bir diğer yandan Rusya'ya selam çakarak acaba Türkiye'yi zayıflatabilir miyiz, Türkiye'nin büyümesini engelleyebilir miyiz diye çalışıyorlar. Yoksa ayrı bir özerklik ilan etmeleri, öz yönetim ilan etmeleri Fırat'ın öbür tarafında Kürdistan bu tarafından ortak yaşam iradesi gibi teraneler, bunlar. Bunları yapmaları mümkün değil" dedi.

"Selahattin Demirtaş ve arkadaşları yanılıyorlar ve yanlış yapıyorlar"

Özdağ, terör örgütü PKK ve HDP'nin, halk desteğini göremediği için egemen güçlere sığındığına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

"Selahattin Demirtaş, eğer halk desteği görmüş olsaydı hiç egemen güçlere sığınmazdı. Gerçi yine flört ederlerdi ama şimdi halk desteği göremedikleri için bu sefer Rusya'dan medet umuyorlar. 'Acaba başka ülkelerden emperyalist devletlerden medet umabilir miyiz' diyerek çalışıyorlar. Selahattin Demirtaş ve arkadaşları yanılıyorlar ve yanlış yapıyorlar. Tarihi süreci, tarihin ruhunu, zamanın ruhunu doğru okuyamıyorlar. Oysa ki şunu yapabilirlerdi; birlikte kız alıp kız verdik, Türkiye'de birlikte yaşama iradesini geliştirebilir, demokrasiyi anlamlı kılabilir, insan hak ve özgürlükleri alanını genişletebilirdik. Güneydoğu Anadolu ve Türkiye'de Türk'ün, Kürt'ün, Arap'ın veya herhangi birinin eğer insan hakları ihlal ediliyorsa o noktada, bir, beraber olabilirdik. Bugün Selahattin Demirtaş ve arkadaşları egemen güçlerin sözcülüğünü yapıyorlar, onların gözü kulağı olmayı tercih ediyorlar."

"Kürtler hendek siyasetini tasvip etmediler"

Özdağ, Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarının demokrasiden istifade ederek, Türkiye'nin büyümesini geciktirmek, Türkiye'nin Türk dünyası ile Araplarla, Kürtlerle bütünleşmesini geciktirmek adına bir görev yaptığına işaret etti.

"Demirtaş ve arkadaşları, 'acaba olur mu' diyerek de 100 yıl önce birilerinin söylemiş olduğu sözleri de şimdi de tekrar ederek 'acaba bir özerklik koparabilir miyiz' diye düşünüyorlar" diyen Özdağ, şunları kaydetti:

"Mümkün değil. Güneydoğu'da sadece Kürtler yaşamıyor, Araplar ve Türkmenler de yaşıyor. Silahlarla etnik temizlik yaptılar ve daha sonra çözüm sürecini istismar ederek yine etnik temizlik yapmak istediler. Yine de başaramadılar. Bazı bölgelerde yoğunluklu Kürt kardeşlerimiz yaşıyorlar ama Kürtler de bu hendek siyasetini tasvip etmediler. Bugün PKK'nın gerçek yüzünü, Selahattin Demirtaş'ın gerçek yüzünü gördüler. Bundan sonra daha çok yalnızlığa mahkumlar. Egemen güçler arkadaşları olabilir ama Türkiye'de yaşayan Kürtler asla bunların arkadaşı olmayacaklar."