RÖPORTAJ: FATMA TÜZ ZEHRA

Geleneksel Tıp Derneği Başkanı Dr. Muammer Yıldız: Günümüzde bu kadar fazla hastalık olmasının sebeplerinden birisi modern tıpta arınma yöntemlerinin kullanılmamasıdır.

*Hacamat-tıbbî sülük, idrar söktürmek, bağırsakların temizlenmesi… Bunlar insanın ihtiyaç duyduğu arınma yöntemleridir.

*Tamamlayıcı tıbbın, modern tıbba en büyük üstünlüğü arınmayı sağlamasıdır. Mesela kekik alıyorsunuz; bakterileri temizliyor, idrar söktürüyor.

*Sinameki alıyorsunuz; bağırsakları temizliyor. Ama bağırsak hastalıklarıyla ilgili antibiyotik aldığınız zaman hiçbir hasta uzun vadede iyileşmiyor.

*Yediklerimiz ve içtiklerimiz de; sentetikler, koruyucu maddeler, genetiği değiştirilmiş gıdalar var. Ya bunları yemekten vazgeçeceğiz ya da arınacağız.

*İstediğiniz kadar ilaç alın; arınmazsanız, tedavi olamazsınız, hastalıklar tekrar kapınızı çalar. Onun için insanlara tavsiye edeceğim en önemli şey; arınmak.

*Kanser bir isyandır. “Ben dağın başına çıktım, kanseri yendim!” diyenler aslında aldıkları oksijen oranını arttırdıkları için kanseri yenebiliyorlar.

ARINMAZSANIZ TEDAVİ OLAMAZSINIZ

Geleneksel Tıp Derneği Başkanı Dr. Muammer Yıldız: İnsan vücudu her zaman ‘arınma’ ihtiyacı duyar. Hacamat-tıbbî sülük, idrar söktürmek, bağırsakların temizlenmesi… Bunlar insanın ihtiyaç duyduğu arınma yöntemleridir. Bugün, bu kadar fazla hastalık olmasının sebeplerinden birisi de modern tıpta arınma yöntemlerinin kullanılmamasıdır.

Ülkemizde Fitoterapi çalışmalarına yenilik ve değer katan, daha fazla kitlelere ulaşarak toplumun bu konuda bilinçlenmesine büyük oranda katkı sağlayan Geleneksel Tıp Derneği Başkanı Dr. Muammer Yıldız, alıştığımız tedavi yöntemlerinden farklı olarak geliştirdiği, kişiye özel gözlem ve yakın takip altında tedaviye destek uygulama yöntemleri ile dikkat çekiyor. “Bitkisel tedavinin sandığımızdan daha önemli ve gerekli olduğunu” vurgulayan Yıldız; sağlığımızı, hastalanmadan önce doğal yöntemlerle korumamızı öneriyor.

*Muammer Yıldız kimdir, sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Toplumun sağlık alanında bilinçlenmesi için çalışan, koruyucu hekimlik ile insanların hastalanmaması ve var olan kronik hastalıkların tedavisi için; bilimin ve binlerce yıl öncesinden gelen geleneksel tıbbın yöntemleri ile insanlığa hizmet eden, etmeye çalışan bir hekimim.

*Fitoterapi nedir, kısaca bilgi verebilir misiniz?

Fitoterapi bitkilerle tedavi etme yöntemidir. Fitoterapi, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun hastalıklara karşı açık hale gelmesini önler ve daha dirençli bir bünye ile hastalıklarla daha güçlü mücadele eden bir bağışıklık sağlar. Anti- virüs, anti-mantar, anti-bakteri, antitoksin gibi etkiler; fitoterapi de vücudun arındırılıp temizlenmesi için, hayati önem taşır.

*Hekimzade’yi ülkemizde fitoterapi adına atılmış çok büyük ve gerekli bir adım olarak görüyorum. Hekimzade Yönetim Kurulu Başkanı olarak, bugüne kadar yürüttüğünüz çalışmalardan bahseder misiniz? Bu doğrultuda hedefleriniz ve amaçlarınız nelerdir?

Hekimzade ile 1999'dan bugüne, Doğu ve Batı tıbbının; Türkiye, Mısır ve Endülüs’teki halk tababeti ve eski tıp üzerine yazılmış ve hazırlanmış birçok eser ve çalışmayı gün ışığına çıkardık. Bu bilgileri yeni tıp tetkik ve araştırmalarıyla harmanlayarak, binlerce hasta üzerindeki etkinliğini izleme fırsatı yakaladık. % 100 bitkisel, doğal ürünlerin; hücre kültür çalışmalarını, hayvansal deneylerini ve gönüllü hastalarla yürütülen bu çalışmaların; klinik sonuçlar ile etkin ve yeterli sonuçlar verebildiğini gördük. Amacımız; Fitoterapi (Bitkisel Tedavi) de klinik çalışmalarla etkinliği ispat edilmiş doğru ve güvenilir sonuçlarla hastalarımıza ürünler önermek ve koruyucu hekimlik mantığı ile insanların sağlıklarını korumak. Uzun ve sağlıklı bir yaşam sunabilmektir. Hedefimiz ise; Tamamlayıcı Tıpta var olan sağlığın korunması, hastalanmayı engellemek ve var olan hastalıkların tedavisinde etkinliği ispat olmuş çalışmaları insanlara sunmaktır.

*Bitkisel ürünleri, kürleri, formülleri genellikle kapsül olarak öneriyorsunuz, neden?

Doğru formüllerdeki yan etkiyi azaltmak veya sıfıra indirmek için bitkiyi bir bütün halinde kullanmak gerekir. Bitkinin aktif maddelerinden ve uçucu yağından en iyi şekilde ancak kapsül formatında yararlanılır. Ürünlerimizin %95’inin kapsül olmasının sebebi budur. 1999'dan bugüne, bitkisel formüllerin hastalarda en güzel etkiyi en kısa zamanda alabilmek ve hastaya kullanım kolaylığı sağlamak için; tablet, şurup, çay şeklinde birçok yöntem denendi. En yüksek netice, en kısa zamanda, en etkili biçimde kapsül yöntemiyle elde edildi. Bitkilerin aktif maddelerinin tadı acı ve kullanımı zor olduğundan kapsül, kolay kullanım sunmaktadır.

*Hekimzade’nin tedavi veya tedavi desteği, mantığı nedir?

Vücudun direncini arttırarak etki mekanizması oluşturmak. Dünya pozitif bitki listesinde yer alan binlerce faydalı bitkiden yan etkisi olmayan ürünler ile klinik çalışmalarla etkinliği ispatlanmış, güvenilir sonuçları; koruyucu hekimlik etiği çerçevesinde sağlık amacı yapmak. “Tamamlayıcı Tıp” gerçeğiyle hastalıkları engellemek, tedavi etmek, eski ve yeni teknolojileri birleştirerek etkili ürünleri sağlığın hizmetine sunmak.

HASTALIKLARDAN KORUNMAK İÇİN…

*Bir fitoterapi uzmanı olarak okuyucularımıza, hastalıklardan korunmak için neler tavsiye edersiniz?

*Çörek otu tüketirsiniz, bal tüketirsiniz, mikrop kırıcı olarak kekik tüketirsiniz, bağışıklık sisteminizi güçlendirirsiniz.

*Bağırsaklarınızda enfeksiyon varsa sarımsak tüketirsiniz, bağırsak enfeksiyonlarına karşı korunursunuz.

*İkincisi; geleneksel tıp yöntemlerinde binlerce yıldır var olan bir şey var; arınmak. İnsan vücudu her zaman “arınma” ihtiyacı duyar.

*Hacamat-tıbbî sülük, idrar söktürmek, bağırsakların temizlenmesi… Bunlar insanın ihtiyaç duyduğu arınma yöntemleridir.

*Bugün, bu kadar fazla hastalık olmasının sebeplerinden birisi de modern tıpta arınma yöntemlerinin kullanılmamasıdır.

*Tamamlayıcı tıbbın, modern tıbba en büyük üstünlüğü arınmayı sağlamasıdır. Mesela kekik alıyorsunuz; bakterileri temizliyor, idrar söktürüyor.

*Sinameki alıyorsunuz; bağırsakları temizliyor. Ama bağırsak hastalıklarıyla ilgili antibiyotik aldığınız zaman hiçbir hasta uzun vadede iyileşmiyor.

*Çünkü antibiyotikler bağırsak içerisinde bulunan emilim yapan tüyleri deforme ediyor. Eğer biz sadece oradaki zararlı bakterileri atabilirsek, emilim yapan tüyler deforme olmayacaktır.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZİ GÜÇLÜ TUTUN

*Hastalıklardan korunmak için ilaç almak yeterli değil mi?

*Maalesef arınma modern tıpta yok. Biz insanlara arınmayı tavsiye ediyoruz. Yediklerimiz ve içtiklerimiz de; sentetikler, koruyucu maddeler, genetiği değiştirilmiş gıdalar vs. bir sürü zararlı şey var. Ya bunları yemekten vazgeçeceğiz -ki bu pek mümkün değil- ya da arınacağız.

*İstediğiniz kadar ilaç alın; arınmazsanız, tedavi olamazsınız, hastalıklar tekrar kapınızı çalar. Onun için insanlara tavsiye edeceğim en önemli şey; arınmak.

*İkincisi, bağışıklık sistemini güçlü tutmak. Üç, moral. Bugüne kadar kanseri genetik mutasyon olarak bilirdik, yani insanın genetiğinde var, bunu yaşayacaksın! Hâlbuki kanser hastalıklarıyla ilgili Avrupa’da yapılan son çalışmalar, bu tezi doğrulamıyor.

*Hücrede oksijen yetersizliği varsa o hücre bölünüyor, parçalanıyor ve patolojik bir durum yani kitle oluşuyor. Otonom sistemiyle hücre arasında iletişim kopunca hücrelerde bir isyan başlıyor. Beyin bölünme diye talimat verse de hücrelerin umurunda değil.

*Kanser bir isyandır, isyan oksijeni az olan hücrede gerçekleşiyor. “Ben dağın başına çıktım, kanseri yendim!” diyenler aslında aldıkları oksijen oranını arttırdıkları için kanseri yenebiliyorlar.

*Genetik olarak gelen kanser hastalıkları var ama hepsi genetik değil. Yediğimize, içtiğimize bağlı olarak gelişen kanser türleri, strese bağlı, oksijensizliğe bağlı, beslenme bozukluklarına bağlı, koruyucu maddelerin vücudumuzda bıraktığı kötü etkiye bağlı gelişen kanser türleri var.

*Özetle hastalıklardan korunmada “arınmak” esastır ve bağışıklık sistemini güçlendirmek çok önemlidir.

YOĞURDUN ÜSTÜNE ZEYTİNYAĞI DÖKÜN

*Bahsettiğiniz ‘arınma yöntemleri’ nelerdir?

Hacamat ve sülük tedavisi, idrar söktürücü gıdalar, sebze ağırlıklı beslenmek arınma yöntemidir. Mesela yoğurt üzerine zeytinyağı katılarak tüketilirse kesinlikle bağırsakları tertemiz eder. Yoğurt mayalanmış bir gıdadır ve içerisinde bakteriler bulunur. O bakteriler de bağırsaklardaki iyi bakterileri besler. Yan etkisi olmayan gıdalar ile arınmak lazım. Yine yan etkisi olmayan gıdalar ile bağışıklık sistemini güçlendirmek gerekiyor. Bir de moralin yüksek olması bakış açısıyla alakalıdır. Bazı insanlar bardağın boş tarafını, bazıları da dolu tarafını görür. Boş tarafını görenin negatif bir bakış açısı var demektir. Bol, bol şükretmek gerekir. Şükür eden bir toplum iken; şikayet eden, doymayan bir toplum olduk! Sonra “Kanser neden arttı?” diye feryadı basıyoruz.

*Peki, bu gıdalar ne sıklıkla tüketilmeli?

İfrata kaçmamak lazım, her şeyin fazlası kötüdür. Biber C Vitaminidir ama fazla biber yersen ya ülser olursun ya gastrit olursun ya da hemoroite yakalanırsın. İbn-i Sina diyor ki; “Faydalı şeyden çok tüketeceğine, zehirden az tüket. Senin için daha hayırlıdır.”