Grev kararı alan sağlık çalışanlarının ortak açıklamasında acil vakalar, yoğun bakım ve onkoloji vakaları dışında hizmet üretmeyeceğiz. Bu geçirilmeye çalışılan içi boş yasaya olan itirazın eylemidir. Topluma da çağrımızdır, öncesinde de olduğu gibi yanımızda olun, taleplerimiz hepimiz için, daha iyi bir sağlık sistemi için. Sizler de biliyorsunuz, farkındasınız; bu sağlık sistemi yürümüyor.' ifadeleri kullanıldı.

11 emek-meslek örgütü, TBMM gündemindeki sağlık çalışanlarının özlük haklarına ilişkin yasa teklifine karşı izlenecek politika ve yapılacak eylemle ilgili çevrim içi basın toplantısı düzenledi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, sağlık hizmetini birlikte üreten hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hakları için 11 örgütün büyük ve önemli bir yan yana gelişe imza attığını belirtti. Sırayla söz alan sağlık meslek örgütleri temsilcileri, sağlık alanındaki krizi, kendi alanlarından yaşadıkları sorunları ve taleplerini dile getirdi.

11 sağlık emek-meslek örgütünün hazırladığı ortak açıklama metnini, Korur Fincancı okudu. Açıklamada şunlar kaydedildi:

"TÜRKİYE SAĞLIK SİSTEMİ GİTTİKÇE TIKANMAKTADIR"

'Sağlıkta Dönüşüm Programı ile piyasalaşan; hastayı müşteri, hastaneleri işletme, bizleri köle gören Türkiye sağlık sistemi, pandemi ve krizlerin etkisiyle gittikçe tıkanmaktadır. Sağlık sisteminin tıkanmışlığının çözümü için sistemi gözden geçirip değiştirmek yerine bizlere şiddet, yoksulluk, istifalar, göç, liyakatsizlik, niteliksiz eğitim, performans dayatması, mobbing, baskılar, halka ise evlerde oluşan sanal kuyruklar, aylarca sonrasına alınabilen randevular, gittikçe artan kalemlerle cepten ödemeler, kamusal sağlık hizmetlerini tüketen düzenlemelerle özel hastanelere teşvik, sağlıkta eşitsizlik reva görülmektedir.

HEKİM GÖÇÜ VE İNTİHARLAR

Bizler şifa vermek için, sağlıklı bir toplum için bu meslekleri seçenler, sürekli sağlıksızlık dayatan ve bununla beslenen bu sistemin içinde görevimizi yapamıyoruz. Koruyan değil hastalık üreten bu sistem daha fazla hasta, daha fazla hastalık ile kar etmeyi hedeflerken, bizlere de mesleki tatminsizlik, daha yoğun geçen çalışma saatleri, daha uzun mesailer, daha büyük duygusal yük olarak yansımaktadır.

Bu yılın daha mayıs ayında hekim göçü 938 sayısına ulaşmış, giderek artan intiharların en son örneği daha dün 9 Eylül Tıp Fakültesi'nde yaşanmışken ekran başlarında, Meclis komisyon odalarında emeğimiz ve mesleklerimiz ile adeta alay edilmektedir. Oyalama taktikler ile mücadelemiz zayıflatılmaya çalışılmaktadır. Ama yılmıyoruz, biz her bir can için inatla tedaviyi sürdüren, ısrarla yaşamı savunanlar, mesleğinin inadını, umudunu koruyanlar, haklarımız için mücadele vermeye devam ediyoruz, edeceğiz.

"OYALAMA TAKTİKLERİ DEVREYE KONULDU"

Taleplerimizi süreç boyunca dile getirdik, yollara düştük, memleketin her yanını beyaza boyadık. Ancak aylardır 'Çıktı çıkacak, müjdemiz var, yeni düzenleme kapıda, bu ay gelecek' sözleri ile oyalama taktikleri devreye konuldu.

Komisyondan geçen ve bugün Meclis'e getirilecek, içinde bizlere, taleplerimize, haklarımıza yönelik hiçbir iyileştirme içermeyen bu yasayı kabul etmiyoruz. 'Bu yasayı geri çekin' diyoruz. Yarın haklarımız için görevde olacağız, yarın üretimden gelen gücümüzü kullanacağız, acil vakalar, yoğun bakım ve onkoloji vakaları dışında hizmet üretmeyeceğiz.

"NE İLK NE DE SON EYLEMİMİZDİR"

Birçok kere söyledik, bir kere daha bilinsin; bu ne ilk ne de son eylemimizdir. Bu geçirilmeye çalışılan içi boş yasaya olan itirazın eylemidir. Daha uzun süreli görevlerden sakınmayacak bir krizin içinde olduğumuzdan kimsenin şüphesi olmasın.

Topluma da çağrımızdır, öncesinde de olduğu gibi yanımızda olun, taleplerimiz hepimiz için, daha iyi bir sağlık sistemi için. Sizler de biliyorsunuz, farkındasınız; bu sağlık sistemi yürümüyor. Yarın tüm ülkede omuz omuza yan yana emek bizim, söz bizim, sağlık hepimizin diyeceğiz.'