Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın koordinasyonunda, Dışişleri, İçişleri, Sağlık, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlıklarının yürüttüğü çalışmalar kapsamında Almanya'nın Hannover kentinden 22 Nisan'da uçakla Muş'a, oradan da otobüslerle Bitlis'e getirilen ve Beşminare Kız Yurdu'nda 14 günlük karantina süreleri tamamlanan 187 Türk vatandaşı, bu sürede yaşadıklarını odalardaki anı defterlerine yazdı.

Vatandaşlar, karantina süresince kendilerine gösterilen ilgi ve verilen hizmetler karşısında duydukları memnuniyeti, yazı ya da şiirle dile getirdi.

Bazı vatandaşlar da anı defterlerinde odalarını kullandıkları öğrencilerden hem özür diledi hem de kendilerine tavsiyelerde bulundu.

Karantina süresinin tamamlanmasıyla memleketi Amasya'ya uğurlanan Fatma Koyuncu, anı defterinde, 14 günlüğüne Almanya'ya gittiğini, Kovid-19 salgınından dolayı uçuşların 4 kez ertelendiğini ancak 21 Nisan'da Türkiye dönmenin mutluluğunu yaşadığını belirtti.

Almanya'dan birlikte geldikleri vatandaşlarla Beşminare Kız Yurdu'na yerleştirildiklerini kaydeden Koyuncu, şunları ifade etti:

"İnşallah koronayı yeneceğiz. Sağ olsun vatanımız ve devletimiz canla başla çalışıyor. Ben de emekli hemşireyim. Almanya'dayken uçak seferleri ertelendi. O zaman kriz geçirdim. Vatanıma gelemeyeceğimi sandım. Çocuklar zor ikna etti. Orada 1,5 ay kaldım. Orada da sokağa çıkamıyordum. Bahçede tur atıp gün sayıyordum. Uçaktan haber gelince sevincimden ağlamaya başladım. Yurtta da yiyoruz, içiyoruz, namaz kılıp dua ediyoruz. Vatanım, devletim ve milletim sağ oldukça, bayrağımız dalgalandıkça, dinimiz bütün oldukça, evelallah bu illeti de yeneriz."

"Her yer Türkiye diye konuştuk"

"Türkiye büyük bir devlet, Cumhurbaşkanımızın da büyük bir lider olduğunu biliyorum ama bunu dünya bilmeliydi." ifadelerini kullanan Ordulu Ersin Kutupoğlu da duygularını şu sözlerle kaleme aldı:

"İstanbul semalarındayken pilot anons geçti. Uçak Ankara'ya değil, Muş'a inecek dedi. Sonra uçakta hafif bir panik oluştu ama her yer Türkiye diye konuştuk. Gece geç saatlerde kısa sürede yurda yerleştirildik. Sabah erken bize kahvaltı ve çorba ikram ettiler. Bize çok nazik ve kibar davranıyorlardı. Tüm isteklerimizi yerine getirmeye gayret ettiler. Eğer bir kitap yazılacaksa yurdun en alt kademesinden yöneticilerine kadar hepsinden bahsedilmeli."

"Yurdumuz çok güzel ve 5 yıldızlı otel gibi"

İstanbullu Hadice Sancaktutar ise emeği geçenlere teşekkür ederek, anı defterine şunları yazdı:

"Her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş ve her türlü ihtiyacımız karşılandı. Doktorundan hemşiresine, güvenliğinden diğer personele kadar herkes çok ilgilendi. Çok kibar ve naziktiler. Buraya gelirken hiç tereddüt etmedim. Benim ülkem bir başka. Vatanımın insanı çok özel. Mevla Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan razı olsun. Bizi evlatları gibi topladı ve ilgilendi. Mevla devletimize zeval vermesin, hep koruyup yüceltsin. Burada hiç sıkılmadık. Hatta günlerin nasıl geçtiğini bile anlamadık. Herkesin hakkını helal etmesini istiyorum. Hakkınız ödenmez. Yurdumuz çok güzel ve 5 yıldızlı otel gibi."

Odasını kullandığı gençlere de teşekkür eden Sancaktutar, "Odanızda kalmak benim için bir şereftir. Güzel kızlarım, 3 kızlarım, 3 numaralı yatağınızı kullandım ve odanızda çok rahat ettim. Kendi evimden daha rahattı. Yurdunuz çok güzel ve manzaranız harika. Saatlerce dağları izledim. Odanızda 3 hatim indirdim. Mevlam yüksek yerlere gelmenizi nasip etsin." ifadelerini kullandı.

"Atılırsa naciz bedenime bir avuç toprak, vatanımda atılsın"

Karantina günlerinde anı defterine "Sabret" başlıklı şiir ile duygularını yazan Müjgan Kıvılcımer de evinden binlerce kilometre uzakta karantinalı günlerin bir ferdi olduğunu kaydetti.

"Öleceğimi bilsem o uçağa binmeliydim, vatanımda olmalıydım." ifadesini kullanan Kıvılcımer, anı defterine duygularını şu sözlerle aktardı:

"Hannover Havalimanı'nda uçağa çağrıldık ve kimlik kontrolünden sonra uçağa yerleştik. Uçak Ankara'ya değil, Muş Havalimanı'na indi. O uçağa binenler her şeyi göze almıştı. Şimdi ölsem de gam yemem, vatanımdayım. Kutsal vatanım, devletim, milletim ve bayrağımın altındayım. Atılırsa naciz bedenime bir avuç toprak, vatanımda atılsın. Mutluyum."

"Sağ olsun devletimiz bize el uzattı, sahip çıktı"

Ankaralı Mehmet ve Nezila Çopur çifti ise 45 yıl Almanya'da çalıştıklarını, emekli olunca ülkeye döndüklerini ancak çocuklarının ve torunlarının orada kaldığını vurguladı.

20 Şubat'ta çocuklarını ziyaret etmek için Almanya'ya gittiklerini, virüs salgını çıkınca geri dönemediklerini kaydeden Çopur çifti, "Odalarımızdan memnunuz. 3 öğün yemek veriyorlar. Yemekler harika. Herhangi bir sıkıntımız yok. Bir şey lazım olsa anında ilgileniyorlar." ifadelerini kullandı.

Bitlis Erkek Öğrenci Yurdu Müdürü Serkan Buhan da AA muhabirine yaptığı açıklamada, 22 Nisan'da Almanya'dan getirilen Türk vatandaşlarını Beşminare Kız Yurdu'da ağırladıklarını anımsattı.

"İlk geldiklerinde çok yorgunlardı. İkinci gün güzel diyalog ve istişarelerle sıkıntıları çözdük" diyen Buhan, şöyle konuştu:

"Bitlis'e geldikleri gün anılarını yazmaları için defter bırakmıştık. Odaları dolaşarak kendilerine bu bilgiyi verdik. 6 Mayıs'ta karantina süresi bittiğinde anı defterlerini odalarından topladık. Anı defterlerini kontrol ettik. Anı defteri Bakanlığımızın projesiydi. Kitaplaştırılacağı söylenmişti. Misafirlerimiz, anı defterlerimize Bitlis'ten ve yemeklerden çok memnun olduklarını, Bitlis'in karlı dağlarını özleyeceklerini ve fırsatını bulduklarında tekrar geleceklerini yazmışlardı. Bitlis ile ilgili şiir ve anılarını paylaşmışlar. Karantina süresince memnun oldukların yazmışlar.