Rüzgar türbinlerinin bakımı için yerden yüzlerce metre yükseklikte zorlu mesai yapan iple erişim teknisyenleri, cambazları aratmıyor.

Yenilenebilir enerji yatırımlarının arttığı Türkiye'de 3 bin 500'ün üzerinde rüzgar türbini bulunuyor. Kurulum aşamasında devasa vinç ve yüksek platformların kullanıldığı türbinler, belirli dönemlerde rutin bakım ve onarım çalışması gerektiriyor.

Genellikle şehir merkezlerinden uzakta ve erişimi zor olan bölgelerde kurulan türbinlerin, bakım ve onarım işleri, iple erişim teknisyenleri tarafından gerçekleştiriliyor.

Son yıllarda büyüyen sektörde türbinlerin bakım ve onarımını yapan iple erişim teknisyeni sayısı da giderek artıyor. İple erişim teknisyenliğine ilk adım, Küresel Rüzgar Organizasyonu (GWO) yetki belgeli kuruluşlarca verilen "Yüksekte Çalışabilir" sertifikası alarak atılıyor.

Bütün senaryolara hazırlanıyorlar

İzmir'de GWO tarafından yetkilendirilmiş Mira İple Erişim firmasına gelen "cambaz" adayları zorlu bir eğitimden geçiyor. İlk gün teorik bilgiler alan kursiyerlerin mesaisi her geçen gün zorlaşıyor. Bir depo içinde hazırlanan ve yaklaşık 15 metre yüksekliğe kadar çıkan kursiyerler, dağcı gibi tırmanma faaliyetlerine katılıyor.

Yüksekte meydana gelebilecek bütün senaryolara hazırlanan ekipler, kimi zaman yangın tatbikatı yapıyor kimi zaman ise baygınlık geçiren bir arkadaşını nasıl kurtaracağının eğitimini alıyor.

Tüm bu eğitimler alanında uzman kişilerce veriliyor. Beş günün sonunda sınava giren kursiyerler, başarılı olmaları halinde "Yüksekte Çalışılabilir" sertifikası almaya hak kazanıyor.

Rüzgara karşı "adım adım" yükseliş

Teknisyenler, türbinin bakım ve onarımında gerekli olacak teknik eğitimi de aldıktan sonra işlerine koyuluyor. İlk olarak saha analizi yapan ekiplerin hazırlıkları büyük bir özen gerektiriyor. İşin içeriğine göre seçilen ekip, gün doğmadan türbin bakım ve onarımı için yola çıkıyor.

Köy yollarından, dağlık arazilerden sonra ulaşılan RES sahasında ilk olarak görevli personelle temasa geçiliyor. Bakım ve onarımı yapılacak türbininin durdurulmasının ardından iple erişim teknisyenlerinin saha görevi başlıyor.

Ekip halinde çalışan teknisyenler adeta birbirini tamamlıyor. Yapılan kontrollerin ve güvenlik önlemlerinin ardından ekipler, bir dağcı gibi rüzgar türbinlerine tırmanıyor. Kimi zaman asansörle kimi zaman ise merdivenle kulelere çıkan teknisyenler, kanatta yapılacak bakım için sıkı sıkıya bağladıkları iplerini aşağı sarkıtıyor.

Yaklaşık 100 metre yükseklikten bakım ve onarım yaparak inen ekiplerin her bir kanattaki mesaisi yaklaşık 1 saat sürüyor. İple erişim teknisyenlerinin zorlu mesaisi ise nefesleri kesiyor.

"1 metre yüksekliği görüp vazgeçenler var"

Mira İple Erişim firmasının eğitim sorumlusu Barış Ateş, AA muhabirine, eğitimlerin çok zorlu geçtiğini söyledi.

İşin teorik kısmının çok küçük bir yer kapladığını anlatan Ateş, "Burada işin sadece yapılması gereken kısmını değil bütün her şeyi öğretiyoruz. İşler bir anda kötüye doğru gittiği zaman kurtarma planı nasıl olmalı, ilk yardımı kim uygulayacak, nerede uygulayacak. Bütün bu detaylar eğitimin bir parçası. Ancak eğitimi tamamlamanız tek başına bir anlam ifade etmiyor, sınavdan da başarılı bir şekilde geçmeniz lazım." diye konuştu.

Bütün kursiyerlerin eğitime büyük bir hevesle başladığına dikkati çeken Ateş, geçen sürede ise işin ne kadar zor olduğunun görüldüğünü vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Eğitimin ilk günü 1 metre yükseltip tekrar aşağı indirdiğimiz kursiyerler oluyor. Eğitimden önce kursiyerlerden kendi beyanlarını alıyoruz, sağlıkla ilgili, eğitime fiziksel olarak katılmasıyla ilgili engelleri var mı diye. Genelde buna hep 'hayır' diyorlar ama iş ipin üstüne gelince değişiyor. Kimi zaman birinci gün kimi zaman ikinci gün kendi isteğiyle eğitimden ayrılanlar da var."

Ateş, yükseklere tırmanmaya ilk olarak dağcılıkla başladığını, ailesine mesleğini "Önceden dağlara tırmanıyorduk, şimdi dağ yerine rüzgar türbinlerine tırmanıyoruz." diyerek açıkladığını aktardı.

"Kadınlar daha dikkatli ve dayanaklı"

Eğitmen Haldun Ülkenli ise rüzgar türbini sayısının artması ve cihazların yaşlanmaya başlamasıyla bunların bakımı için teknik personele ihtiyaç duyulduğunu anlattı.

Eğitim için her kesimden insanın başvurduğuna işaret eden Ülkenli, "Kadınlar daha dikkatli ve titiz. Daha dayanıklılar. Acı eşikleri daha yüksek ve ısrarcılar. Kadın oranı çok yüksek olmamakla beraber kadınların başarı oranı erkeklerden daha yüksek." ifadelerini kullandı.

Ülkenli, Türkiye'deki firmaların bütün dünyaya açıldığını bildirerek, "Avrupa'daki pek çok ülkenin rüzgar türbinlerinin bakımı Türk teknisyenler tarafından yapılıyor. Meksika, Pakistan, Suudi Arabistan gibi ülkelerde de pek çok Türk teknisyen çalışıyor." dedi.

"Ekip olmak zorundayız"

Sahada iple erişim teknisyeni olarak görev yapan Ali Başaran ise yaklaşık 7 yıldır rüzgar türbinlerine çıkıp bakım ve onarım yaptığını söyledi.

İşin yüksekte olmasından dolayı dışarıdan korkutucu gözüktüğüne değinen Başaran, ancak alışınca diğer işlerden çok da farkının olmadığını dile getirdi.

Genelde dağcılık geçmişi olanların mesleğe daha kolay giriş yaptığını aktaran Başaran, "Ekip olarak çıkmak zorundayız. Her zaman partnerimiz olmak zorunda. Sayı artabilir ama bir kişi çalışamaz. Çünkü eğer başımıza bir şey gelirse kurtarıcımız ekip arkadaşımız oluyor. İlk rüzgar türbinine çıktığım günü unutamıyorum. Hafif bir korku ile karışık heyecan oldu ama yükseklik alışabilen bir şey. Zamanla o korkularınızı aşabiliyorsunuz." şeklinde konuştu.