Washington-Tahran arasında arabuluculuk çabasındaki Almanya Dışişleri Bakanı Haiko Maas'ın ardından Japonya Başbakanı Şinzo Abe'yi ağırlayacak olan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, öncesinde kabine toplantısında Amerikan yaptırımlarını değerlendirdi. Ruhani, Trump yönetiminin İran ve İran halkına baskı yapmak için elinde başka bir seçeneği kalmadığını belirtti.

Bugün Japonya Başbakanı Abe ile, yarın da Kırgizistan'ın başkenti Bişkek'te Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) toplantısında önemli görüşmeler yapacağını belirten Ruhani, "İran halkına söyleyeceğim şudur ki, ABD'nin elinde İran'a baskı yapmak için başka seçenek kalmamıştır, bu dönemde ulusumuza baskı uygulamak için ellerindeki tüm seçenekleri kullanmışlardır ve bugünden itibaren baskıları ile tehditleri sona erecektir" öngörüsünde bulundu.

"ABD'nin ülkemize yönelik baskıları zirveye çıktı, fakat yaptırımların gücü fiilen sona ermek üzere. Yaptırım ve baskılar etki gücünü kaybetti, daha da etkisiz hale gelecek" diye konuşan Ruhani, İran'ın kötülüğünü isteyenlerin karşı propagandasına rağmen ülkenin halihazırda tatmin edici bir durumda olduğunu, ancak bunun tüm sorunların çözüldüğü anlamına gelmediğini söyledi.

ABD'nin İran'a dayattığı yaptırımların eşi benzerinin olmadığını söyleyen Ruhani ,BM Güvenlik Konseyi'ne barış ihlali ya da saldırı durumlarında askeri ve askeri olmayan eylemde bulunma yetkisi veren BM Antlaşması'nın 7. bölümüne dayanarak uygulanmış yaptırımlarla ABD'nin bugünkü ambargolarının mukayese edilemeyeceğini dile getirdi.

Trump yönetiminin maksimum baskı yaklaşımının 'ekonomik terörizmin' net bir simgesi olduğunu belirten İran Cumhurbaşkanı, "Bunları tarih yazacak, İran halkının maksiumum baskıya karşı sapasağlam ayakta direndiği tarihe geçecek" dedi.

Maas'ın İran konusunda ABD'nin yanlış yolu seçtiğini kendisine söylediğini belirten Ruhani, "Avrupa'nın en üst düzey diplomatının bunu söylemesi, diğerlerinin İran halkının büyüklüğünü ve yüceliğini itiraf ettiği anlamına gelir" diye konuştu.

İran Cumhurbaşkanı, "Kötülüğümüzü isteyenleri hak, adalet ve müzakere masasına çekeceğiz ve yanlış yaptıklarını kabul etmek zorunda bırakacağız. Daha önce ölçüsüzce yaptıkları konuşmaları şimdi daha mutedil bir seviyeye indirdiler ve şüphe yok ki girdikleri yanlış yoldan geri adım atacaklar" yorumunu yaptı.