Barış Pınarı Harekatı öncesi YPG/PKK'lı teröristlerce zorla silah altına alınan Şabo, örgütten kaçarak SMO'ya teslim olma hikayesini Rasulayn'daki AA muhabirine anlattı.

Rasulayn'ın doğusundaki Katof köyünden olduğunu belirten 14 yaşındaki Şabo, "4 kardeşin en büyüğüyüm. Babam 3 yıl önce şeker hastalığı ve kalp rahatsızlığı nedeniyle hayatını kaybetti. 6. sınıfa kadar okudum ancak babam vefat edince okulu bırakıp çalışmaya başladım. Kardeşlerimin ve annemin yükü üzerimdeydi." dedi.

Şabo, örgüte silah zoruyla katılmasını da şöyle anlattı:

"Bir gün evde otururken PKK'lılar geldi ve köydeki genç erkekler ile kızları toplamaya başladılar. Bizi bir birliğe götürdüler. Orada 40 gün silah ve örgüt hakkında eğitimler verdiler. Silah zoruyla örgütün sözde eğitim merkezlerinde benimle 12-14 yaşlarında çocukların da aralarında olduğu 84 kişi vardı."

"SİLAH TAŞIYABİLECEK HERKESİ ALIYORLARDI"

"Eğitim sırasında bize 'Rasulayn'a gideceksiniz ve eğer bir operasyon olursa cephe hattında savunma yapacaksınız.' diye talimatlar verildi. Silah taşıyabilecek herkesi alıyorlardı." diyen Şabo, söz konusu sürede ailesiyle irtibat kurmasına izin verilmediğini belirtti.

Şabo, "Eğitimi veren 3 kişi vardı ancak Arapçaları çok zayıftı. Silah eğitimi sırasında bazı askeri hareketler öğretiyorlardı." ifadelerini kullandı.

Eğitimlerde teröristlerin komutlarını yerine getirmeyenlere 12 saatlik nöbetler yazdıklarını kaydeden Şabo, "Tünel kazmayla da cezalandırıyorlardı." dedi.

"EĞİTİMLERDE TERÖR ÖRGÜTÜ ELEBAŞI ABDULLAH ÖCALAN ANLATILIYORDU"

Terör kampında PKK propagandası yapıldığına dikkati çeken Şabo, şunları söyledi:

"Eğitimlerde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan anlatılıyordu. PKK'nın nasıl kurulduğunu, bu bölgede Kürdistan kurulacağını ve Suriye'de Türkiye'nin bir hakkı olmadığını anlatıyorlardı."

Şabo, kaçış hikayesini şöyle anlattı:

"Rasulayn'a doğru yola çıkmıştık. Menacir bölgesine ulaştığımızda üzerimizde askeri elbiseler vardı. Bunları sivil elbiselerle değiştirdik. Birileri silah getirecekti. Beklememizi söylediler. 20 kişiydik. Bir hendekte saklandık ve evlerimize kaçtık. 02.00 sularında evime ulaştım. Annem beni karşıladı. Beni görür görmez secdeye kapandı. Ağlamaya başladı. Geri döndüğümü duyan akrabalarım da geldi. Kaçarken üstüm çok kirlenmişti ve su içindeydi. Hasta olmuştum. Serum taktılar ancak toparlayabildim. SMO, köyleri örgütten kurtarıyordu. Bizim köye geldiklerinde yanlarına gittim ve onlara PKK tarafından zorla silah altına alındığımı söyledim. Kendim teslim oldum. Biliyordum ki suçsuzum."