CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Saray gibi düşünmeyen herkes terörist. Şimdi de Boğaziçi Üniversitesi'nde rektör atamasına tepki gösteren öğrencileri terörist ilan etti. Bu gidişle bu ülkede 'terörist' iftirasına muhatap olmayan kimse kalmayacak." dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.

Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan Öztrak, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutlayarak, "Ucube tek adam vesayet rejimine geçildikten sonra özgür basın üzerindeki baskılar hızla arttı. Türkiye, 180 ülkenin değerlendirildiği Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 2020 itibarıyla 154'üncü sırada. Kongo bu ligde bizim dört sıra üstümüzde. Rakiplerimiz Brunei, Ruanda gibi ülkeler." ifadesini kullandı.

Geçen yıl da gazetecilerin ciddi baskılarla karşı karşıya kaldığını iddia eden Öztrak, 68 gazetecinin 2021'e cezaevinde girdiğini, 2020'de gazetecilerin 479 kez hakim karşısına çıktığını, gözaltına alınan 78 gazeteciden 25'nin tutuklandığını söyledi.

"Basın ve yayın organları da sarayın istibdat rejiminden paylarını aldı." ifadesini kullanan Öztrak, televizyon ekranlarının RTÜK tarafından karartıldığını, yeni bir televizyon kanalının yayın politikası beğenilmediği için 26 günde yayın hayatının bitirildiğini iddia etti.

Öztrak, "Basına baskı darbe dönemlerini bile mumla aratacak düzeye ulaştı. Ama tüm bunların müsebbibi olan Saray, dün çıkmış, 'basın özgürlüğünden vazgeçmeyiz' mesajları veriyor. Tam bir kara mizah." değerlendirmesinde bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dünkü basın toplantısında basın özgürlüğü ve haber alma hakkını korumak için yapılacakları içeren "Medya Özgürlüğü için asgari 10 koşulu" anımsatan Öztrak, CHP iktidarında bu ilkelerin tamamını hayata geçirmeye kararlı olduklarını vurguladı.

- "DİNLEMEYİ DENESENİZ"

ABD'deki olaylara değinen Öztrak, yaşananların seçimi kaybeden popülist bir siyasetçinin koltuğunu bırakmamak için yapabileceklerini tüm dünyaya gösterdiğine değindi.

Türkiye'nin popülist siyasetin kutuplaştıran zehirli diline en aşina ülkelerden biri olduğunu savunan Öztrak, şöyle devam etti: "AK Parti Genel Başkanı'nın birine ya da birilerine hakaret etmediği tek bir günümüz geçmiyor. Saray gibi düşünmeyen herkes terörist. Şimdi de Boğaziçi Üniversitesi'nde rektör atamasına tepki gösteren öğrencileri terörist ilan etti. Bu gidişle bu ülkede 'terörist' iftirasına muhatap olmayan kimse kalmayacak. Bu ülkenin geleceği üniversiteli gençlerimizi 'terörist' ilan edeceğinize bir de dinlemeyi deneseniz sayın Erdoğan. Onlara haksız yere 'terörist' diyerek itibarsızlaştırmaya çalışmak yerine taleplerine bir kulak verseniz ne çıkar? Tepesine çıktığınız kibir kuleleriniz mi çatlar?"

"Milletini 'terörist' diyerek bölüp, parçalayan kim?" diye soran Öztrak, şunları kaydetti: "Partisinin kongrelerine katılıyor. Muhalefete, muhalefet liderlerine ağzına geleni söylüyor. Sonra da kendisine 'sözde Cumhurbaşkanı' denince alınıveriyor. Bugün bu ülkede ciddi bir devlet krizi yaşanıyorsa bunun nedeni tarafsızlık yeminine sadık kalmayan Cumhurbaşkanı'nın partisine genel başkan olmayı tercih etmesidir. Madem Partili Cumhurbaşkanlığı istiyordunuz o zaman Cumhurbaşkanlığı yeminini de değiştirecektiniz. Hem tarafsız Cumhurbaşkanı zırhını giyeceksiniz, siyasi eleştirilerden kendinizi münezzeh kılacaksınız hem de Partili Cumhurbaşkanı olarak dilediğinize dilediğiniz hakareti savuracaksınız. Türkiye'miz bu ucube tek adam vesayet rejimiyle anayasal devlet olmaktan çıkmış, kağıt üzerinde anayasalı bir devlete dönüşmüştür. Bugün millete askıda kuru ekmek layık görülüyorsa, işsizlik adeta bir tsunamiye dönüştüyse işte nedenlerini buralarda arayacaksınız."

- İŞSİZLİK

Milletin işsizlikten kırıldığını iddia eden Öztrak, bugün açıklanan ekim ayı işsizlik verilerine göre, son bir yılda 896 bin yurttaşın işini kaybettiğine ve bunun 684 bininin hizmet sektöründe olduğuna dikkati çekti.

Son 24 ayın 22'sinde istihdam kaybı olduğunu ve salgından çok önce milletin işini kaybetmeye başladığını belirten Öztrak, TÜİK'in iş bulma ümidini yitirdiği için iş aramayanları işsiz saymadığına işaret etti.

Öztrak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Millet işini kaybetmiş ama işsiz sayısı TÜİK'e göre, 391 bin kişi azalmış. Diğer tarafta ise iş bulma ümidini yitirdiği için iş aramayan yurttaşlarımızın sayısı son bir yılda 2 milyon 173 bin kişi artmış. İş bulma ümidini kaybedenleri de kapsayan gerçek işsizlerimizin sayısı son bir yılda 2 milyon 763 bin kişi artarak, 10 milyon 513 bini bulmuş. Çalışıyor göründüğü halde iş başında olmayanları da buna dahil edersek işsizlerimizin sayısı 12 milyonu aşıyor. Son bir yılda gerçek işsizlik oranı ise 7,2 puan artarak yüzde 29,3'e sıçramış. Milletin yaşadığı işsizlikle, TÜİK'in açıkladığı işsizlik arasında korkunç bir uçurum var."

Öztrak, bedensel özür, hastalık gibi nedenlerle iş göremez hale geldiği için iş aramayan yurttaşların sayısının son bir yılda 1 milyon 112 bin kişi arttığının altını çizerek, "Peki, Saraydakilerin bunlardan haberi var mı? Hayır. Çünkü Saray'da oturanların keyfi yerinde. Onların evlerine üçer beşer ballı maaşlar giriyor. Sarayın yandaş havuz müteahhitleri dolarlı, avrolu garantili projelerden paralarını tıkır tıkır tahsil ediyor. Bu saray rejiminde, milletin payına askıda kuru ekmek, yandaşların payına, milletin kesesinden ballı börek." ifadelerini kullandı.

HARİRİ AİLESİ, TARLANIN TAŞIYLA TARLANIN KUŞUNU VURDU

Türk Telekom vurgunuyla suçlanan Hariri ailesinden Lübnan Başbakanı Saad Hariri'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Vahdettin Köşkü'nde kabul edilmesini anımsatan Öztark, görüşmenin fotoğrafını göstererek şöyle konuştu: Tüm yurttaşlarımızın, bu fotoğrafa dikkatlice bakmalarını rica ediyorum. Bu sıradan bir fotoğraf değildir. Bu fotoğrafta; tek kuruş borcu olmayan, kasasında milyarlarca lirası olan Türk Telekom'u soyan, Lübnanlı Hariri ailesinin bir ferdi var. Bu aile Hazine'ye, Telekom'un özelleştirme bedelini, Türk bankalarından borç alıp ödedi. Sonra milyarlarca dolarlık temettü gelirini, Türkiye'den Lübnan'a kaçırdı. Bizim bankalara 3,5 milyar dolarlık kredi borcu taktı. Bu borcu, Türk Telekom'un üzerine yıkıp, kaçıp gitti. Yani Hariri ailesi; tek bir kuruş ödemeden 'tarlanın taşıyla, tarlanın kuşunu vurdu' ve tarlayı korumakla görevli Yönetim Kurulu üyelerinin hepsi, bugün Beştepe Sarayı'nda. Saray, Hariri ile ekonomik ve ticari ilişkilerin ele alındığını söylüyor da bu ticari ilişkiler konuşulurken, Türk Telekom'daki milyarlarca dolarlık vurgunun hesabı da acaba sorulmuş mudur? Tüyü bitmedik yetim hakkı istenmiş midir? Hiç zannetmiyoruz. Peki beyefendi, bir kuruş ödemeden Telekom üzerinden milyarlarca dolar vurgun yapan bu adamla, aynı masaya nasıl oturdunuz? Hiç içiniz sıkılmadı mı? Onu da hiç sanmıyoruz. Ne de olsa bu fukara milletin sırtından doyan doyana…