AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MKYK toplantısı sürerken açıklamalarda bulundu. Çelik, "Rum tarafını hukuksuz bir şekilde AB'ye aldılar. Rum tarafı sözünü tutmamakla meşhur. Tek taraflı eylemlere karşı kendimizi korumak için faaliyet yürütüyoruz. Rum tarafı sondajlara başladığında Türkiye uyardı. Avrupa Birliği sorun çıkarma yolunu tercih ediyor. Avrupa Birliği ilkeler temelinde hareket etmelidir" dedi.

Çelik'in konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

Srebinista BM güçlerine sığınmışlardı. Onları korumak yerine o masumları katillere teslim etmeye tercih ettiler. Maalesef bu acı bitmiyor. Her sene annelerin oradaki nöbeti kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Çocuklarını, eşlerini, babalarını kaybedenler nöbeti devralarak sürdürüyorlar. Onlar milletimizin kalbinde yaşıyorlar. Modern dünyanın utancıdır, büyük bir insanlık dramıdır. Dileriz bunlardan ders alınır. Suriye'de, Arakan'da ders alınmadığı gözüküyor. Bugün aynı acı Arakan'da, Suriye'de yaşanıyor. Kimse müdahale etmiyor. Keşke bunlardan ders çıkarılsa. Türkiye bütün platformlarda sesini yükseltecektir.

15 Temmuz'un yıldönümüne geliyoruz. Bununla ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildikten sonra bir genelge yayınlandı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bu anmanın kordinatörlüeri olarak ilan edildi.

"ŞEHİTLERİMİZİN MEŞALESİNİ GELECEĞİMİZİ AYDINLATACAK"

Dünya tarihinde eşine rastlanmayacak onurlu bir direniş ortaya koyuldu. 15 Temmuz'un üçüncü senesine yaklaşırken aziz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Demokrasi nöbetleri tutan aziz milletimize bir kez daha saygılarımızı arz ediyoruz. Şehitlerimizin meşaleleri Türkiye Cumhuriyeti'nin gelecek yıllarını aydınlatmaya devam edecek. Bir Başbakan iki Bakan şehit vermiş bir milletiz. Fetullahçı Terör Örgütü'nün işgal girişimi karşısında topyekün bir direniş ortaya konuldu. Yarım gün içerisinde darbe girişimi tamamen bertaraf edildi.

"15 TEMMUZ'DA YAKLAŞIK 1500 ETKİNLİK DÜZENLENECEK"

15 Temmuz büyük bir üzüntü ve kederi, belki hiçbir zaman dinmeyecek acıyı anıyoruz. Aynı zamanda bu darbe ve işgal girişiminden kurtarmış olmanın coşkusu sözkonusudur. Sayın Cumhurbaşkanımızın katılacağı etkinliklerle ilgili bilgi vereceğim. 450'den fazlası yurtdışında olmak üzere toplam 1500 civarında etkinlik faaliyete geçecek. İletişim Başkanlığı etkinlik haritası oluşturdu. Dünyaya bunu anlatabilmek için farklı dillerden videolar hazırlandı. Yabancı ülkelerdeki gençlere de demokratik bilinç konusunda bilgi vermek için çeşitli hazırlıklar var. Network belgeseli dünyanın önemli şehirlerde yayına girmiş durumdadır. Sayın Cumhurbaşkanımız 15 Temmuz günü saat 13.00'de Millet Camii'nde hatm-i şerife katılacaklar. Daha sonra TBMM'de özel oturum sözkonusu. 16.00'da Ankara Emniyet binasının açılış töreni vardır. Akşam büyük bir program var. Saat 20.00'de Atatürk Havalimanı'nda anma programı gerçekleştirecek. Sayın Cumhurbaşkanımız bu programa da katılacaklar.

"MÜCADELEMİZİN BAŞARISINI GÖSTEREN BİR HAREKAT OLUYOR"

MKYK toplantımızı gerçekleştiriyoruz. MKYK toplantımızda iç ve dış gelişmeler ele alınıyor. Ekonomik ve sosyal hadiselerle ilgili sunum yapılıyor. Bunun dışında çeşitli konularda arkadaşlarımız sunumların dışında görüşlerini gerçekleştiriyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız kapsamlı bir konuşmayla MKYK'ya hitap etti. Konuşmamın başında terörle mücadelemizden bahsetmiştim. 27 Mayıs'tan bu tarafa terör örgütü lojistik üs olarak kullandığı Hakurk Vadisi'ne yoğun bir harekat sergileniyor. Yaptığımız mücadelenin haklılığını gösteren başarılı bir harekat gerçekleştiriliyor. Harekata katılan bütün askerlerimize, güvenlik güçlerimize selamlarımızı gönderiyoruz. Allah onları muhafaza ve muvaffak eylesin diyoruz. PKK'nın orada sözde siyasi çalışmalarla kendini gösterme gayretleri var, bu da yakından takip ediliyor. Bu konuyla ilgili olarak Irak makamlarıyla karşılıklı anlayış ve eşgüdüm içerisinde Türkiye ve Irak'ın güvenliğini ortak çalışmayla devam edecek.

"S-400 KONUSUNDA CHP AMERİKAN AĞZIYLA KONUŞUYOR"

Türkiye'nin milli güvenliği ve savunmasıyla ilgili bir ihtiyaçtır bu. Doğu Akdeniz'deki ülkelerin gemilerini kaplamış durumdalar. Neredeyse bütün dünyanın Akdeniz'e yığıldığını görüyorsunuz. Libya, Suriye, Irak'taki gelişmeler sözkonusu edildiğinde Türkiye'nin hava savunmasının aciliyeti görülüyor. Gönül ister ki NATO ülkeleri Türkiye'nin bu ihtiyacı için daha etkili bir işbirliği içinde olabilseler. Müttefiklerimizle çok tatminkar bir noktaya geldiğimizi söyleyemeyiz. CHP'nin S-400 gibi hassas bir konuda milli duruşu bu partiden göremiyoruz. Türkiye burada güvenlik güçleri arkasındaysa biz de destekleriz, diye bir cümle söyleyip, arkasından 10-20 cümleyle ABD'nin tezlerini dile getiriyorlar. Türkiye'nin muhalefet konusunda maalesef cari açığı vardır ve bu daha da büyümektedir. Arzu ederdik ki Türkiye'nin yanında dursunlar. CHP sözcülerinden Amerika'daki en muhalif ve Türkiye aleyhine en aykırı görüş varsa onları görüyoruz. Sizin durduğunuz yer neresidir? Türkiye'de güvenlik birimleri destekliyorsa biz de destekleriz diye bir cümleyle geçiyorsunuz, buna karşı yabancı ülkelerin tezlerini uzun uzun dillendirmeyi ve buradan hükümet eleştirisine gitmeyi maalesef siyaset zannediyorsunuz.

"CHP BİR ANLIK FOTOĞRAFI DIŞ POLİTİKAYA ŞAMİL GİBİ GÖSTERDİ"

En son anlık bir fotoğraftan yola çıkıldığını gördük. Amerikan tarafının elinde kalem defter varmış, bir anlık fotoğraftan bu yorumu çıkarıyorlar. Bizim taraf ise not tutmuyormuş. Orada bulunan bütün arkadaşlarımız hem kendi alanlarıyla ilgili olarak hem de toplantının tamamının notları tutulur, çeşitli birimlere gönderilir ve devletin hafızasına kaydedilir. Başka fotoğraflarda da arkadaşlarımızın bu gayretleri açık şekilde görülüyor. O kadar iştahlılar ki Türkiye Cumhuriyeti hükümetini eleştirmeye. Bir anlık fotoğrafı bütün dış politikaya şamil gibi göstermeye çalışmışlardır. Burada bilgi eksikliği ve siyaset sapması sözkonusudur. Bir gün görmeyi umut ederiz ki Türkiye Cumhuriyeti'nin tezlerini dillendirsinler, yabancılardan çok kendi hükümetlerinin yanında duracağı politikayı gösterebilsinler.

"SAYIN MİÇOTAKİS'TEN BEKLENTİMİZ FETÖ'CÜLERİ İADE ETMESİ"

Yunanistan'da erken seçim gerçekleşti. Miçotakis'in ilk arayıp tebrik eden sayın Cumhurbaşkanımız oldu. Miçotakis henüz 1 yaşındayken babası ülkemizde misafir edilmişti. Darbenin ne kadar aşağılık bir insanlık suçu olduğunu bilen ve şahsen yaşadığı için Türkiye'de darbe girişiminde bulunup Yunanistan'a kaçmış FETÖ'cülerin iadesi konusunda sayın Miçotakis'in daha çok gayret göstereceğine dair beklentimizi ifade etmek isterim. Beklerdik ki daha güçlü bir şekilde yeni döneme başlayabilsin. Olabilecek en zayıf ve yanlış yerden başladı. Çipras hükümeti son yıllarını Türkiye karşıtlığı üzerinden geçirmişti. Yunan iç siyasetinin karakteridir bu. İç politikada bir zayıflama başlayınca Türkiye karşıtlığı gösterilirler. Yeni işbaşına gelmiş bir hükümetin dışişleri bakanlığının bu üslubu kullanması son derece yanlış olmuştur. Türkiye'nin komşuluğu ve dostluğu paha biçilmez bir kıymete sahiptir.

"TANSİYONU DÜŞÜRMENİN TEK YOLU PAYLAŞIMI SAĞLAM YAPMAKTIR"

Doğu Akdeniz'deki Türkiye'nin araştırmalarıyla ilgili olarak AB'nin Türkiye karşıtı yaptırımları uygulamaya koyacağı şekilde yabancı basına bir taslak sızdı. Bunun AB açısından büyük bir vizyonsuzluk ve tarihi hata olacağını belirtmek isteriz. Rum tarafını tek taraflı olarak AB'ye aldılar. Türkiye'nin hakkını hem AB hem Rum tarafı teslim ediyorlar ama uygun mekanizma sunamıyorlar. Rum tarafının sözünü tutmamakla meşhur bir odak olduğunu hepimiz biliyoruz. AB'nin sözüne güvenemeyeceğimizi en son mülteciler konusunda sözlerini tutmamasında bir kez daha görmüş olduk. Biz Türkiye'nin hem kıta sahanlığı haklarını korumaktan hem de KKTC'nin Türkiye'ye verdiği ruhsatla arama haklarını kullanıyoruz. Yaptığımız şey sadece hakkın, hukukun takip edilmesi yaklaşımdır. Rum tarafı Kıbrıslı Türklerle paylaşmamayı reddedikçe bu faaliyetler devam edecektir. AB 'tansiyonu yükseltmeyin' diyor. Tansiyonu yükseltmemenin yolu Rum tarafını tek taraflı olmaktan vazgeçmesi, gelir paylaşımını sağlam bir mekanizmaya bağlamasıdır.

"AB RUM TARAFIYLA MAHALLE DAYANIŞMASINI BIRAKMALIDIR"

Bu taslağa göre hava ulaşım anlaşmasını askıya alacaklarını, üst düzey diyaloglarını sonlandıracaklarını söylüyorlar. Zaten katılım müzakerelerini AB'nin hiçbir sözünü tutmamasının neticesi olarak zaten fiili olarak durmuştur. Bugün vizyon günüdür. Dünyada yeterince duvar ören lider var. Paris iklim anlaşmasından İran'a yönelik politikalar, NATO'nun sorgulanmasına dek bir sürü duvar ören politikalar var. AB'nin Rum tarafıyla mahalle dayanışmasını bırakmalı ilkeler temelinde bakmalıdır. Ortak mekanizma kurulur, KKTC eşit olarak masada yer alır, gelişr paylaşımı sağlam mekanizmaya bağlanır, kriz bu şekilde çözülmüş olur.

"AB'NİN HAYLAZ ÇOCUĞUYLA SÖZE DAYANAN İLİŞKİ KURMAYIZ"

Rum tarafı sondajlara, sismik araştırmalara başladığında bu uyarıları Türkiye yaptı. Türkiye kararlılık gösterdiği zaman konuşmalara hakkı yoktur. Yapılacak şey ortak mekanizmaların kurulmasıdır. Zaten Rum tarafı hakkın olmadığını söylemiyor. Ben bunu çıkarayım vereyim diyor. Rum tarafına güvenmemiz sözkonusu değildir. Akdeniz'in haylaz, şımarık çocuğu bu şekilde söze dayanan ilişki kurmamız mümkün değildir. Hukuka dayanan bir ilişki kurulursa bu kriz çözülür. Mülteci anlaşmasından da üst düzey diyaloglardan bahseden Avrupa Birliği'dir. Tehditlerle, tutuklama tehditleriyle bu meselenin çözülmesi mümkün değil.