Uluslararası Kriz Grubu, Myanmar'daki sivil çatışmaların, ülkenin kuzeydoğusundaki Şan eyaletini "kristal metamfetamin merkezi haline getirdiğini" belirterek, yönetimin küçük gruplar yerine yolsuzluk yapan üst düzey askeri yetkilileri ve paramiliter grupları önlemesi gerektiğini bildirdi.

Uluslararası Kriz Grubu, Şan eyaletindeki uyuşturucu trafiğine ilişkin yayımladığı raporda, bu bölgenin çatışmaların ve kristal metamfetamin üretiminin merkezi haline geldiğini belirtti.

Hükümet yanlısı milisler ve isyancıların kontrolü altındaki bölgelerin, "küresel ölçekte ve yüksek saflıktakristal metamfetamin merkezi haline geldiği" değerlendirmesi yapılan raporda, "Hükümet, yolsuzluk ve uyuşturucuyla mücadelesini ikiye katlamalı. Uyuşturucu kaçakçıları zenginleştikçe temel çatışmaları çözmek zorlaşacak." ifadesi kullanıldı.

Raporda, "Ordu, küçük gruplar yerine yolsuzluk yapan üst düzey askeri yetkilileri ve bölgedeki paramiliterleri önlemeli." ifadesini kullandı.

Myanmar ordusu, geçen ay etnik isyancı gruplara yönelik askeri operasyonların düzenlendiği Kaçin ve Şan eyaletlerinde 4 aydan fazla sürecek tek taraflı ateşkes ilan etmişti.

Çatışmalar 2011'de tekrar başlamıştı

Silahlı gruplar ile hükümet güçleri arasındaki çatışmalar 17 yıl süren ateşkesin ardından 2011'de yeniden başlamıştı. Çatışmalar nedeniyle yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş, 100 binden fazlası yurtlarından edilmişti.

Ülkenin Çin sınırında bulunan Şan eyaletinde hükümet güçleriyle etnik silahlı gruplar arasında çıkan çatışmalarda da aralarında sivillerin olduğu çok sayıda kişi hayatını kaybederken binlerce kişi yerinden olmuştu.

Myanmar ordusu ülkenin farklı bölgelerinde etnik azınlıklara yönelik insan hakları ihlalleri nedeniyle eleştirilere hedef oluyor. Birleşmiş Milletler, ordu güçlerinin ülkenin güney batısındaki Arakan eyaletinde 700 binden fazla Müslüman'ın komşu Bangladeş'e sığınmasına yol açan operasyonlarını "etnik temizlik" olarak tanımlamıştı.

Avrupa Birliği'nden 10 Aralık'ta yapılan yazılı açıklamada, Myanmar'daki Kaçin, Şan ve Arakan eyaletlerindeki "ciddi" insan hakları ihlallerine dikkat çekilerek, sorumlu üst düzey askeri yetkililer ve polislere yönelik ilave yaptırım hazırlığında olunduğu bildirilmişti.