PKK'nın Suriye uzantısı PYD'nin kontrolünde olan ve ABD ile Rusya tarafından rejime verilemeye çalışılan Münbiç'in Osmanlı dönemindeki kayıtları ortaya çıktı. 16. yüzyıldan itibaren Osmanlı idaresine giren bölgede Türkmenler, Çerkesler ve Arapların yaşadığı Münbiç'e Sultan 2. Abdülhamid'in özel önem verdiği görülüyor. Münbiç ve köylerinin 3’te 1'ini emlak-ı hümayununa alan 2. Abdülhamid, bölgeye bir okul ve cami yaptırmış.
Türkiye'nin ve TSK destekli ÖSO kuvvetlerinin Cerablus ile
başlayıp El Bab'a kadar uzanan alanı güvenli hale getirmesinin
ardından gözlerin çevrildiği ve terör örgütü PKK'nın uzantısı
PYD'nin elinde olan, şimdilerde ise rejime verilmeye çalışılan
Menbic'in tarihi kitap haline getirildi. Tarihçi Enes Demir
tarafından kaleme alınan "Kaynaklar ışığında bir Misak-ı Milli
Toprağı: Menbic ve tarihi" kitabında, bölgenin Osmanlı dönemindeki
durumu, demografik yapısı, milli mücadele döneminde yeniden Türk
idaresinin kurulması ve bölgeden çekilme kararına ait bilgi ve
belgeler yer alıyor.
SULTAN ÖZEL İLGİ GÖSTERİYOR
16. yüzyıldan itibaren Osmanlı idaresine giren Menbic'in bütün
özellikleri, devletin arşiv kayıtlarında yer alıyor. Kayıtlara göre
çoğunlukla Türkmen nüfusun yaşadığı bölgede, köy isimlerinin büyük
bölümü Türkçe isimlerinden oluşuyor. 2. Abdülhamid döneminde
bölgeye merkezi otoriteyi kuvvetlendirmek için Çerkes muhacirler
yerleştiriliyor. Bölgeyle özellikle ilgilenen Abdülhamid Han,
Menbic ve köylerinin 3'te birini emlak-ı hümayununa almış. Burada
bir de okul ve cami inşa ettiren sultanın bu eserlerinden cami,
2014 yılında DEAŞ tarafından bombalandı.
MİSAK-I MİLLİ SINIRLARI İÇİNDE
Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı'ya bağlı kalan Mebic, savaş
boyunca da sınırlarımızda kaldı. Mondros Mütarekesi'nden birkaç gün
önce bölgeyi savunmakla görevli yüzbaşının ihaneti ile bedevi
Araplar şehre geldi. Mondros imzalandığı sırada ise, Menbic'de
İngiliz birliği yoktu. Bu yönüyle şehir, hem nüfus yapısı hem de
kaybedilmemiş bir toprak parçası olarak Misak-ı Milli sınırlarına
dahildir. Osmanlı Devleti'nin Mondros mütarekesi sırasında 23 Ekim
1918'de hazırlanan bölgeyle ilgili resmi nüfus raporuna göre;
Menbic'in nüfusunun bir kısmı Türkmen bir kısmı Çerkez ve bir kısmı
Arap olan bir kaza olarak görülüyor.
EN SON ÇEKİLDİĞİMİZ TOPRAK PARÇASI
Menbic halkı, Milli Mücadele döneminde Fransız işgaline karşı
silaha sarılmış ve bölgedeki aşiret liderinden Hacim Paşa'nın
emrine girerek Milli Mücadeleye katılmışlardı. Bölge halkının
neredeyse tamamının Türkiye'ye bağlanmak istemesi ve bu uğurda
savaşmaya başlaması üzerine Kuva-yı Milliye birlikleri ve 2.
Kolorduya bağlı 5. Fırka Menbic'i Fransızlardan aldı. 1921 yılı
Mayıs ayında, Menbic'e gelen müfrezemizi, Menbic halkı büyük bir
mutlulukla karşıladı. Aralık 1920'de Menbic'te yeniden kurulan Türk
idaresi, aralıklarla da olsa 29 Ağustos 1921 yılına kadar devam
etti. Menbic bu yönü ile Mondros'tan sonra kaybedilip, yeniden
idare kurulan ve en son çekilinen toprak parçası olarak da ayrıca
önemli.
Osmanlı'ya bağlı kalmışlar
Kitapta Menbic halkının Osmanlı Devleti'ne olan bağlılığı, nüfus
durumu, milli mücadele döneminde yeniden Türk idaresinin kurulması
ve bölgeden çekilme kararımıza ait belgeler de yer alıyor. İlk
belge Menbic halkının Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'ne
olan bağlılığını gösteriyor. Belgede Birinci Dünya Savaşı
esnasında, Menbic halkının Osmanlı Devleti'ne bağlı olduğundan ve
bu konuda her türlü fedakârlığa hazır olduklarından bahsediliyor.
İkinci belgede Menbic'de Türk idaresinin kurulmaması fakat asayiş
ve güvenliğin Kuva-yı Milli'ye tarafından idaresinin münasip
olduğuna dair Bakanlar Kurulu Kararnamesi bulunuyor. Üçüncü belgede
ise 1921 yılında Menbic halkının, Türk birliklerini sevinçle
karşıladığı görülüyor. Belgede, 2. Fırka Kumandanı tarafından
gönderilen ilgili telgrafta, Kuva-yı Milliye tarafından
Fransızlardan alınan Menbic'e 15 Mayıs 1921'de 1.Fırka'ya bağlı
piyade müfrezemiz gelmiş, yerel halk bu durumu büyük bir mutlulukla
karşılamıştı.