Dünyada atık yoğunluğuyla mücadeleye son iki yıldır koronavirüs pandemisiyle birlikte maske ve eldivenler de eklendi. Deniz diplerinden, yol kenarlarından kullanılmış maske ve eldivenler toplanıyor ancak kullanım yoğunluğu nedeniyle atıkların önüne geçilemiyor. Üstelik maske ve eldiven tıbbi atık statüsünde olduğu için daha fazla risk unsuru oluşturuyor. Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çevre Sağlığı Program Başkanı Öğretim Görevlisi İnci Karakaş, tıbbi atıklara ilişki değerlendirmelerde bulundu.

Tıbbi atıkların yönetiminin önemine değinen Karakaş, koronavirüs nedenli kullanılan eldiven ve maske gibi atıkların yok edilmesine ilişkin "Virüsün kalıcılığı ve bulaşıcılığının yüksek olması nedeniyle diğer tıbbi atıklarda olduğu gibi kullanılan maske ve eldivenlerin de yüksek sıcaklıklarda yakılması, sterilize edilmesi ve kalan külün depolanması gerekiyor" diye konuştu.

'ETKİLİ BİR ATIK YÖNETİMİ BENİMSENMELİ'

Karakaş, 'Son yıllarda tıbbi atık miktarlarında artış meydana geldiği ve bu artışın oluşumunda pandemi sürecinin de etkisi gözlemlendi. Tıbbi atıkların ayrıştırılması, toplanması ve depolanması esnasında insan sağlığında meydana gelebilecek riskler nedeniyle ve toplum sağlığının korunması amacıyla etkili bir atık yönetimi benimsenmeli' dedi.

'DİĞER KATITI ATIKALRDAN FARKLI DEĞERLENDİRİLMELİ'

Tıbbi atıkların sağlıksız yönetimiyle insan sağlığı ve çevre üzerinde öngörülemeyen etkilerin ortaya çıktığını vurgulayan Karakaş, 'Bu nedenle atıkların toplanmasının, güvenli bir şekilde taşınması ve nihai olarak bertaraf edilmesinin son derece önemli olduğunu söyleyebiliriz. Biyomedikal ve tıbbi atıkların diğer katı atıklardan farklı değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalı. Etkin atık yönetimiyle uygun toplama, ayırma, depolama, taşıma, işleme ve bertaraf etmenin yanı sıra dezenfeksiyon ve personelin korunması gibi adımların dikkatli yapılması gerekiyor' ifadelerini kullandı.

'HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN BİR UNSUR HALİNE GELDİ'

Pandemi süreciyle birlikte maske ve eldiven kullanımının arttığına dikkat çeken Karakaş, 'Kullanılmış birçok maske ve eldivenin sokaklara atılması, toplum sağlığı açısından tehlike yaratıyor. Maske ve eldivenlerde bulunan virüs yükü sebebiyle bu atıklarla temas eden kişilere hastalığın bulaşma olasılığı artıyor. Bu durumun halk sağlığını tehdit eden bir unsur haline geldiğini dile getirmekte fayda var. Ayrıca, çevre için en büyük tehdidi tek kullanımlık plastik ürünler oluşturuyor. Dünya çapında her yıl yaklaşık 300 milyon ton plastik üretiliyor ve bunun 8 milyon tondan fazlası denizlere ulaşıyor. Bu durum neticesinde denizlerdeki ekosistemde bozulmalar meydana geliyor' dedi

'TIBBİ ATIKLARIN YANLIŞ YÖNETİMİ: ENFEKSİYON, HAVA KİRLİLİĞİ...'

Öte yandan virüsün kalıcılığı ve bulaşıcılığının yüksek olması nedeniyle diğer tıbbi atıklarda olduğu gibi kullanılan maske ve eldivenlerin de yüksek sıcaklıklarda yakılması, sterilize edilmesi ve kalan külün depolanması gerekiyor. Plastikten yapılan tıbbi atıkların kontrolsüz yakılmasıyla sera gazı salınımında artışlar oluşuyor. Bu da ağır metaller, dioksinler, poliklorlu bifeniller ve furanlar gibi potansiyel olarak tehlikeli toksik ve kanserojenik bileşiklerin açığa çıkmasına sebep oluyor. Sonuç olarak tıbbi atıkların yanlış yönetimiyle, halk sağlığının bozulması, enfeksiyonlarda artış ve hava kirliliği meydana gelebiliyor.'