İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Maltepe sahilindeki miting alanında toplanan yüzbinlerce kişiye hitap etti. İmamoğlu konuşmasında tüm vatandaşlarla birlik ve beraberlik mesajları vererek, "Kişilere, partilere, derneklere, vakıflara asla ama asla hizmet yok" dedi.
İmamoğlu’nun konuşmasından önemli satır başları;
Sevgili İstanbullular, Hanım efendiler, Beyefendiler,
Sevgili gençler, Çocuklarımız, bebeklerimiz, dünyanın en güzel
şehrinin sakinleri…
Bu şehrin güzelliklerini yaşamaya, bu şehrin nimetlerinden
yararlanmaya en çok hakkı olanlar…
İstanbul'un gerçek sahipleri; benim güzel hemşerilerim, hepiniz hoş
geldiniz.
İstanbul yeni bir başlangıca adım atarken, gelecek güzel günleri
hep birlikte karşılayalım istedim.
Bir şenliğe, bir bayrama gider gibi, el ele, kol kola olalım,
umudumuzu, mutluluğumuzu hep birlikte paylaşalım istedim.
Beni kırmadınız, buraya geldiniz. Hepinize çok teşekkür ediyorum.
Sağ olun var olun.
Bir millet, sevinçte ve kederde ortak olabiliyorsa millettir. Bugün
burada bir sevinci paylaşıyoruz ama bir yanımız keder dolu.
Irak sınırında devam eden operasyonlarda şehit olan askerlerimize
Allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum.
Hepimizin başı sağ olsun. Terörü lanetliyorum!
Allah'ım milletimizi terör örgütlerinden korusun. Birliğimiz,
bütünlüğümüz daim olsun. Evet, bir millet sevinçte ve kederde ortak
olabiliyorsa, millettir. Vatandaşların bir bölümünün sevinci, başka
vatandaşların gönlünü kırıyorsa, orada bir sorun var demektir.
Nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, hiçbir seçim vatandaşlar arasındaki
gönül köprülerini yıkmamalıdır.
Bunu sağlama görevi de öncelikle siyasetçilerindir.
Seçimlerden sonra birlik, bütünlük, kardeşlik mesajları vermek
kolaydır.
Zor olan, değerli olan, seçimden önce de ağır ithamlardan, çirkin
sözlerden, yakışıksız, mesnetsiz iddialardan uzak bir siyaset
yapabilmektir.
Rakibinize oy veren milyonları rencide etmek, onlara hakaret etmek
birtakım siyasi matematik hesaplarına göre belki size seçimi
kazandırabilir.
Ama öyle kazanılmış bir seçimi yalnız siz kazanmış olursunuz.
O seçimden millet kazançlı çıkmaz.
O seçimi vatandaş kazanmış olmaz.
Bir lafla kalpleri kırarsınız, bin lafla kazanamazsınız.
Ben seçimleri değil kalpleri kazanmayı yeğlerim!
Sevgili İstanbullular,
31 Mart İstanbul yerel seçimleri tarihe geçmiştir.
Ve bu seçimden herkesin, ama özellikle de siyasetçilerin alacağı
dersler vardır.
Ben size bu seçimden çıkan 3 temel dersi anlatayım:
Birincisi: siyaset her koşulda sevgi, saygı ve centilmenlik
içerisinde yapılmalıdır.
Hem vatandaşlara, hem de siyasi rakiplere karşı…
İkincisi: siyasetin temel amacı, insanların mutluluğudur.
Özellikle de çocuklarımızın mutluluğudur.
Siyasetçi öncelikle bu sorumlulukla düşünüp davranmalıdır.
Üçüncüsü: herkesin dünya görüşü, değerleri, inançları farklı
olabilir.
Ama bunları yarıştırmanın, bunları çatıştırmanın adı asla siyaset
değildir.
Siyaset, kendi değerlerinden, kendi dünya görüşünden, inancından,
felsefenden yola çıkarak neyi nasıl yaptığınla, hangi sorunlara
nasıl çözümler ürettiğinle ilgili bir şeydir.
Bu dersi hiç kimse unutmasın:
Siyaset her şeyden çok, çözüm üretme işidir.
31 Mart seçimlerinden bu dersleri çıkaramayanlar bundan sonra asla
seçim kazanamazlar, demeyeceğim.
Olabilir, elbette onlar da kazanabilirler.
Ama 31 mart seçimlerinden bu dersleri almamış olanlar bundan sonra
seçim kazansa da, sonuçta kazanan asla milletimiz olamaz. Kazanan
vatandaş olamaz.
Bu dersleri ben yalnızca başkaları için dile getiriyor değilim.
Benim de bu 3 noktada eksiğim, yanlışım, zafiyetim varsa mutlaka
düzeltmeye, çok daha kaliteli siyaset yapmaya gayret edeceğim.
Çünkü İstanbul'da yeni bir başlangıca imza atacaksak eğer,
öncelikle siyaset anlayışını, siyaset yapma biçimini değiştirmek
zorundayız.
Yeni nesil bir siyaseti, siyasetin en yeni sürümünü, bu şehre, bu
ülkeye hakim kılmak zorundayız.
31 Mart, yeni nesil siyaset anlayışının halkta nasıl büyük bir
karşılığı olduğunu göstermiştir.
Ben bu anlayıştan ayrılmadan iş yapmaya, çözüm üretmeye, sonuç
almaya devam edeceğim.
Size bunun sözünü veriyorum.
Sevgili hemşehrilerim,
Değerli İstanbullular,
Biliyorsunuz, 31 mart İstanbul seçimlerinin oy sayma işlemi tam 17
gün sürdü.
Gelecekte bu 17 günde yaşananlar ve bu ülkeye yaşatılmak istenenler
hakkında çok şey yazılacaktır.
Ben bugün itibariyle hepsini bir kenara bırakmış ve işime, tüm
istanbullulara hizmet sorumluluğuma odaklanmış durumdayım.
Ancak şurası çok iyi anlaşılmalıdır:
17 gün boyunca yaşanan ve kısmen bugün hala devam eden gelişmeler,
bizi milletçe bir “demokrasi sınavından” geçirmiştir.
Büyük bir mutluluk, büyük bir gururla ifade ediyorum, milletimiz bu
demokrasi sınavını başarıyla vermiştir.
Bu muhteşem millet, demokratik olgunluğunu bir kez daha
kanıtlamıştır.
Hiç kimse unutmasın; bu ülkede millet ne derse o olur.
Bu ülkede son sözü, gerçek sözü millet söyler.
23 Nisan 1920’den bugüne, bu ülkede son sözü millet
söylemiştir.
Ülkenin birliği, çocuklarımızın geleceği için, bugün, yarın ve
daima, son sözü millet söyleyecektir.
Herkes bunu bilmeli ve milletin sözünü emir kabul edebilmeli ve
içine sindirebilmelidir.
23 Nisan 1920’den bugüne, bizim aldığımız terbiye budur.
Bu vesileyle 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramımızı da
kutluyorum.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!
Sevgili İstanbullular,
Kampanyam boyunca söz verdiğim gibi, artık İstanbul'da sadece dini
bayramlarda değil, aynı zamanda milli bayramlarda da toplu ulaşım
ücretsiz olacak.
Bu uygulamaya en kısa zamanda başlayacağımızı bugün burada
huzurunuzda müjdeliyorum.
Sevgili hemşerilerim;
Ben, istanbul’a yeni bir başlangıç vaat ederek buraya
geldim.
İstanbul’a yeni bir başlangıç, şu 5 temel alanda
sağlayacağımız anlayış farklılıklarıyla mümkün olacak:
1. İstanbul'a yeni nesil siyaset anlayışı hakim
olacak.
2. İstanbul'a yeni nesil belediyecilik anlayışı hakim
olacak.
3. İstanbul'a yeni nesil yerel demokrasi anlayışı hakim
olacak.
4. İstanbul'a yeni nesil toplumsal birlik anlayışı hakim
olacak. ve..
5. İstanbul'a yeni nesil yurttaşlık anlayışı hakim
olacak.
Şimdi müsaade ederseniz bu 5 temel felsefeyi biraz daha açmak
istiyorum.
Birinci olarak yeni nesil siyaset anlayışından ne anladığımı,
adaylığım süresince ortaya koydum.
Vatandaşla arasına fiziki ve duygusal engeller koyan siyasetçilerin
devri kapanmıştır.
Vatandaşa karşı kibirle yaklaşan, vatandaşa karşı sevgisiz,
saygısız davranan siyasetçilerin devri kapanmıştır.
Vatandaş, bu ülkenin efendisidir.
Siyasetçiler, yöneticiler bu ülkenin hizmetkarlarıdır.
Bundan böyle herkes yerini bilecek, herkes haddini bilecek.
Ben, yeni nesil siyaset anlayışıyla istanbul’u yönetirken, her zaman hukukun üstünlüğünü kabul edeceğim.
Kanunları, kurumları ve kuralları kendi amaçları uğruna eğip büken, kendisi için iyi olanı, herkese dayatan bir yönetici asla olmayacağım.
Başta anayasa ve kanunlar olmak üzere, hukukun temel ve evrensel
hükümlerinin kamu eliyle eğilip bükülmesine izin vermeyeceğim.
Kamu otoritesi karşısında vatandaşın güçsüz ve korumasız
kalmasından yararlananlara karşı çıkacağım.
Yöneticilik hak ve imkanlarından yararlanarak milli ve manevi
değerleri asla istismar etmeyeceğim.
Kimsenin kalbini kırmayacağım.
Kimsenin kalbinin ve gururunun kırılmasına müsaade etmeyeceğim.
Bu ülkenin kurucu değerlerine sonuna kadar bağlı kalacağım.
Bütün bunları yöneticilik ahlakının, vatandaşlık bilincinin doğal
bir gereği olarak yapacağım.
Yeni nesil bir siyasetçi olarak korkudan değil, sevgiden yana
olacağım.
Bölerek, ayrıştırarak değil, kucaklayarak ve birleştirerek hizmet
edeceğim.
2 kutuplu dünyada yetişmiş eski nesil siyasetçiler gibi,
korkutarak, herkesten şüphe ederek değil, herkesi yanyana getirerek
hizmet edeceğim.
Sevgili hemşehrilerim,
İkinci olarak İstanbul'da yeni nesil belediyecilik anlayışı hakim
olacak.
Bu aziz şehirde kente özen gösteren, insana saygı duyan bir
belediyecilik hakim olacak.
Yeni nesil belediyecilik anlayışıyla birlikte, yerel yönetimin ne
yaptığı kadar, nasıl yaptığı ve kimin için yaptığı da önem
kazanacak.
Bu şehirde ben yaptım oldu anlayışı son bulacak.
Danışarak, tartışarak, ortak sese ve ortak akla kulak vererek
kararlar vereceğiz.
Yapbozlara, yeşili yok eden, insan sağlığını ihmal eden tüm
uygulamalara son vereceğiz.
Bu şehrin nimetlerini asla ganimet sananlardan olmayacağız!
Bu şehirde yeniden akıl, mantık, bilim, sanat ve kültür
yükselecek.
Bu şehirde üretim ve yaratıcılık yükselecek.
Bu şehirde, eğitim, istihdam, ekonomi ve teknoloji yükselecek.
Devasa görünen, büyük bütçeli ama gayrı insani projelere değil,
insanlarımızın mutluluğuna, refahına ve huzuruna odaklanacağım.
Yeni nesil belediyecilik anlayışıyla, bilişim teknolojilerinin en
ileri örnekleri, insan olmanın onuru ve saygınlığını korumak,
insani gelişmişliği, yaşam kalitesini artırmak için
kullanılacak.
Tartışarak, akla, bilime ve hukuka saygı göstererek bu şehirde
yaşayan herkesin uymak zorunda olacağı kurallara karar
vereceğiz.
Kimseyi dışlamadan, demokratik yollarla hepimizin ortak çıkarları
için bu kentin değişmez kurallarına karar vereceğiz.
O kurallara hep birlikte karar vereceğiz.
İkna olacağız ve uzun yıllar severek isteyerek hepimiz
uyacağız.
Yeşile, meydanlara, kent mimarisine, kentsel planlamaya dikkat
edeceğiz. ulaşıma, trafiğe odaklanacağız.
Nefes alan kentsel alanlar, yeşil kuşaklar geliştireceğiz.
Bu şehirde yaşayan canlıların, sokak hayvanlarının haklarına saygı
göstereceğiz.
Bizim belediyeciliğimiz aynı zamanda hesap veren, şeffaf bir
belediyecilik olacak.
Vatandaşın tek bir kuruşunu israf etmeden, oraya buraya hesapsızca
saçmadan, yandaşa yoldaşa peş keş çekmeden, bir şehremin, bir emin
yönetici hassasiyetiyle harcayacağız.
Kimsesizlerin kimsesi olacağız.
Bu kentin mazlumları, mağdurları, unutulmuşları kalmayacak.
Ama kimsesizlerin kimsesi olmayı bile bir insaniyetle, olağanüstü
bir hassasiyetle yapacağız.
Bu şehrin emeklilerinin, engellilerinin hamisi olacağız.
Bu şehirde asla veren el alan eli bilmeyecek.
Sevgili İstanbullular,
Üçüncü olarak İstanbul'da artık yeni nesil yerel demokrasi anlayışı
hakim olacak.
Bu kentte yaşayanlar, bu kenti yönetenler kadar söz ve karar sahibi
olacak.
İstanbul'u ilgilendiren tüm önemli kararlar herkesin gözü önünde,
bilgisi dahilinde, herkesin fikri, önerisi, eleştirisi altında
şekillenecek.
Mahalle meclislerinden başlayan, sektörel meclislere kadar uzanan
kapsamlı bir demokratik katılım mekanizmasıyla, vatandaşlar,
muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler kent yönetim
sürecinin aktif ortakları haline gelecek.
Hiç kimse benim görüşüm alınmadı, benim sesim duyulmadı
demeyecek.
Hiç kimse kendisini bu şehrin dışlanmışı görmeyecek.
Hiç kimse dünyanın en güzel coğrafyasında kurulmuş bu şehri
terketme duygusuna kapılmayacak.
Bu şehrin gençleri, kadınları, girişimcileri bu şehrin adil bir
şehir olduğunu hissedecekler.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde popülist liderler ne kadar iş başına
gelirlerse gelsinler…
Kendi ülkelerinde, hak ve özgürlükleri ne kadar yok etmeye
çalışırlarsa çalışsınlar…
Bu şehir ve bu ülkeden yeni bir demokrasi doğacak.
Bu şehir dünyada yerel demokrasinin yükseldiği şehirlerin başında
gelecek.
Bu şehrin yaratıcı beyinleri, bu şehir özgürleştikçe,
demokratikleştikçe daha üretken olmak için enerjiye sahip
olacaklar.
Bu şehrin çocukları yeşil ve yaşanabilir bir çevreye kavuşacak.
Bu şehrin girişimcileri, üreticileri, çalışanları güç kazanacak,
kendilerini yürekten istekli hissedecekler.
Bu şehir dünyada bir çekim merkezine dönüşecek.
Bu şehri hep birlikte ayağa kaldıracağız!
Sevgili İstanbullular,
Dördüncü olarak İstanbul'da artık, yeni nesil “toplumsal birlik”
anlayışı hakim olacak.
Beni kampanyam boyunca takip edebildiyeseniz bilirsiniz.
Kampanyamda net olarak özetledim:
Bu şehirde 16 milyon vatansever yaşıyor.
Bunu söylerken, hiç kimsenin vatanseverliği diğerinden fazla değil,
hiç kimsenin inancı diğerinden üstün değil demek istiyorum!
Benim için bu şehrin her bir ferdi ayrı bir renk, ayrı bir
zenginlik.
YÜZBİNLER BULUŞTU
İstanbullular, Maltepe’deki miting alanını yavaş yavaş doldurmaya başladı. İstanbul’un çeşitli il ve ilçelerinden gelen vatandaş, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, “Önümüzdeki beş yıl, bir belediye başkanının beş yılı değil. 16 milyon insanımızın beş yılı. Sizi onun için davet ediyorum. Gelin güzel bir pazar gününde saat 14’de Maltepe’de buluşalım” daveti üzerine Maltepe’ye akın ediyor.