Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, Türkiye-AB Bakanlar Düzeyinde Siyasi Diyalog Toplantısına katılmak üzere geldiği Brüksel’de heyetlerarası görüşme sona erdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Türkiye-AB Bakanlar Düzeyinde Siyasi Diyalog Toplantısına katılmak üzere geldiği Brüksel’de heyetlerarası görüşme sona erdi. Görüşmede bölgesel ve uluslararası sınamalara ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu.

Çavuşoğlu, AB ile birçok konuda işbirliğimiz giderek artıyor ifadelerinde bulundu.

AVRUPA'NIN SUÇLARINI AÇIK AÇIK YÜZLERİNE HAYKIRDILAR

Bakan Çavuşoğlu ve Çelik, basın toplantısında AB'nin ve AP'nin suçlarını yüzlerine vurarak adeta ders verdi.

Avrupa'nın terör örgütlerine, özellikle de PKK ve FETÖ'ye nasıl kucak açtığını anlatan bakanlar, Türkiye'de ilan edilen OHAL'le ilgili de Fransa'yı örnek gösterdi.

"DARBE GİRİŞİMDE DESTEK GÖRMEDİK"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Terör örgütleri ile mücadele ediyoruz. Elbette bir darbe girişimine maruz kaldık. AB'den de yeterince destek görmedik. Bir yıl sonra yeterince destek görmeye başladık; o da açıklamalarla. Bunlarla mücadele ediyoruz. Bunlarla mücadele yaparken attığınız adımlar, alınan tedbirleri hukuk içinde yapmaya çalıştık varsa bir hata bunu da düzeltiyoruz." dedi.

AB FETÖ'YÜ TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRMÜYOR

Çavuşoğlu ayrıca, "FETÖ gibi örgütleri biz terör örgütü olarak görüyoruz İİT terör örgütü olarak ilan etti ama AB böyle görmüyor."

ÇAVUŞOĞLU'NUN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI;

- Bugün gerçekleşen toplantıda, AB'ye katılım müzakereleri, diyalog, Gümrük Birliği, vize, terörle mücadele, göç ve uluslararası konuları ele aldık, AB ile aramızdaki göç anlaşmasına değindik. Göç anlaşması sonrası Yunanistan'a gitmeye çalışan göçmenlerin sayısı yüzde 99 azalmıştır. Türkiye, anlaşmayla ilgili yükümlükleri yerine getirmiştir ancak bazı aksaklıklar var bunlar için çalışıyoruz.

- Katar krizinin çözümü için uğraşıyoruz. Bölgesel konularda görüş birliğimiz mevcut. Bölgedeki sorunların aşılması için AB ile işbirliği güçlendirilmeli.

- Gazeteci kimliğine sahip olmak her türlü suçu işlemeyi meşru göstermez veya başka bir meslek de olabilir. Hain darbe girişiminin içinde bulunan ve bu darbe girişimine aktif destek veren kim olursa olsun, ister gazeteci ister asker ister polis ister siyasetçi fark etmez, hepsi aynı, birini diğerinden ayıramayız. O yüzden gerçek demokratik muhalefetle teröre destek verenler ayırımını bilmezsek o zaman sorun orada başlar. Bunu çok iyi bir şekilde tespit edip ayırt etmek lazım. Bu konularda her türlü bilgiyi biz AB'ye vermeye, bilgiyi paylaşmaya hazırız, bugüne kadar yaptığımız gibi bundan sonraki süreçte de yapacağız. AB'nin bizden istediklerini değerlendiriyoruz. Özellikle OHAL sürecindeki tutuklamalarla ilgili değerlendirmeleri yapacağız. AB ile uyumlu çalışmak istiyoruz.

AB GENİŞLEME MÜZAKERELERİ KOMİSERİ JOHANNES HAHN'IN KONUŞMALARINDAN SATIR BAŞLARI;

AB Genişleme Müzakereleri Komiseri Hahn Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun yapıcı konuşmasından dolayı teşekkürlerini ileterek söze başladı.

- Türkiye'deki tutuklamalar ve ifade özgürlüğü konusunda kaygılıyız.

- Mülteci konusu çözümünde iki taraf da olumlu bir ilerleme kaydetmiştir ve bu sayede birçok hayat kurtarılmıştır. Türkiye mülteciler için tesisler oluşturdu ve mükemmel bir ev sahipliği gösteriyor. Türkiye'deki mülteciler için 2,9 milyar euro ayrıldı. Bu fonların yıl sonu yerine ulaşmış olmasını umuyoruz.

- Vize konusunda mesajımız net. Türkiye koşulları yerine getirdiği takdirde AB sözüne sadık kalacaktır. Türkiye'nin 77 kriterden tamamlanması gereken 5 kriteri daha var. Bu süreçte Türk muhataplarımızla yakın irtibatımız sürecek. Ancak şu an fasılların daha fazla açılması mümkün değil"

AB BAKANI ÖMER ÇELİK'İN KONUŞMALARINDAN SATIR BAŞLARI;

- Mescid-i Aksa konusunda ve mülteciler konusundaki açıklamalarından dolayı AB'ye teşekkür ettik. AB ile aramızda sorunlar olduğu açık ancak bu çözüm aramaya engel değil. Aramızdaki diyalogun yeni zemini 25 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Brüksel sırasında oluştu. Enerji, ulaştırma,terörle mücadele, ekonomi ve ticaret konularında diyaloglar sürecek. Ancak AB-Türkiye ilişkilerinin omurgası katılım müzakeleridir. Türkiye sadece bir stratejik partner değildir. Önemli olan katılım müzakerelerinin geliştirilmesidir.

- İade özgürlüğü, medya özgürlüğü, hukuk devleti ve demokrası konularında diyaloglar yapıcı bir şekilde sürdürülüyor. Türkiye ile sorunların çözülmesi için fasılların açılması gerekmektedir. İlişkilerin omurgası katılım müzakereleri konusunda ilerleme kaydetmek zorundayız. 23 ve 24. fasılların açılması gerektiğini düşünüyoruz.

23. fasıl “yargı ve temel haklar” ve 24. fasıl ise “adalet, özgürlük ve güvenlik” konularını kapsıyor.

- Özellikle son görüşmelerden sonra Kıbrıs konusunda Türkiye'nin yapıcı tutumu görülmüştür. Türkiye bu fasıllardaki tüm hazırlıklarını tamamlamıştır ama siyasi nedenlerle blokaj olmamalı. Türkiye'ye gelecek mali yardımların süratli şekilde gelmesi lazım. Bu konuda hızlanma beklediğimiz ifade etmek isterim. Sığınmacı anlaşması ile ölümlerin önüne geçtik. Bir sonraki zirve Adana'da yapılacak

- TC'nin askerlerini vatandaşlarını öldüren teröristlerin Avrupa Parlamentosu'nda sergi olarak gösterilmesini doğru bulmuyoruz. FETÖ ve PKK'ya da DEAŞ'a gösterilen muamele gösterilmelidir.

- Türkiye'ye yapılacak maddi yardımın bir an önce yapılması Suriyeli çocukların eğitimi açısından da oldukça önemlidir.

AVRUPA BİRLİĞİ YÜKSEK TEMSİLCİSİ FEDERİCA MOGHERİNİ'NİN KONUŞMALARINDAN SATIR BAŞLARI;

- Türkiye ile görüşmemiz son derece olumlu geçti. Tutuklanmalar ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere kaygılarımızı ilettik. Türkiye'nin AB'ye aday bir ülke olduğunu ve stratejik ortağımız olduğunu hatırlatmak gerekir. Ortak alanlar olduğu kadar görüş ayrılığı yaşadığımız alanlar da var. Örneğin Kıbrıs sorunu. Ne yazık ki müzakereler sonucu sorun çözülemedi. Ancak bilmek gerekir ki yeni fasılların açılması konusundaki tek etken Kıbrıs meselesi değildir.

TÜRKİYE-ALMANYA İLİŞKİLERİ

- Almanya ile her konuda görüş birliği içerisinde olmayabilir, sorunlar yaşayabiliriz. Ancak bir ülkeyle sorun yaşadık diye AB'yi eleştirdiğimiz anlamına gelmez. Hangi ülke yanlış yapıyorsa bunu söyleyebiliriz. Avrupa, dayanışma uğruna tüm açıklamalara destek veriyor.