CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında konuşuyor. Kılıçdaroğlu, konuşmasına, "Hangi partiden olursa olsun, partilerin seçmenleri gözünü bize dikmiş durumda. Türkiye'yi bu bataklıktan çıkaracağız. Kimse kimseye düşman gözüyle bakmamalı. Bu bataktan Türkiye'yi çıkaracağız" diye başladı.

Kastamonu'nun ilçesi İnebolu'da 9 Haziran'da yapılacak törenlerin 8 Haziran'a alınmasını eleştiren CHP lideri, "Her toplumun bir tarihi vardır ve siyasetçiler gereğini yaparlar. Siyasetçiler tarihi çarpıtmazlar. İnebolu'yu biliyoruz, Kastamonu'nun şirin bir ilçesi. İstiklal Yolu'nu da biliyoruz. İnebolu'nun tarihimizdeki değerini de biliyoruz. TBMM kararıyla 9 Nisan 1924'te İstiklal Madalyası verilmiştir. Ancak bu yıl 9 Haziran'ı 8 Haziran'a aldılar niçin; bakanın programı müsait değilmiş. 9 Haziran'ı 8 Haziran'a alıyorlar. Ben bunu Kastamonuluların vicdanına havale ediyorum" diye konuştu.

MELİH BULU'YA: İSTİFA ET

Boğaziçi Üniversite Rektörü Melih Bulu'ya seslenen Kılıçdaroğlu, "Demokrasiden söz ediyoruz, üniversitelerin özerkliğinden söz ediyoruz. Üniversiteler bilim ürettiğinde Türkiye katma değeri yüksek ürünler üretmeye başlar diyoruz. Boğaziçi'ne malum bir kayyum rektör atadılar. Sen, o üniversiteye bırak rektör olmayı, orada hoca bile olamazsın. Kardeşim sende onur varsa istifa et. İstifa et ya. Neden istifa etmiyorsun? Hocaların görevine son veriyor, hangi mantıkla? Üniversitenin rektörü bilime düşman olur mu? Rektör bilime düşman, bilim insanına düşman" dedi.

HDP HAKKINDA KAPATMA DAVASI

HDP hakkında açılan kapatılma davası hakkında konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "CHP demek demokrasi demektir. Bu ülkeye kendi özgür iradesiyle çok partili hayatı getiren parti CHP'dir. Dünyada başka örneği yoktur. Demokrasi olmazsa olmazımızdır. Siyasi partiler ise demokrasinin vazgeçilmez unsurudur. Demokrasinin var olduğu bir ortamda siz bir partiyi kapatamazsınız. Şiddet, baskı uyguluyorlarsa kapatın. Zaten savcı harekete geçer. Partinin yöneticileri eline silah alıyorsa eyvallah. Ama savcı siyasi otoritenin talimatıyla harekete geçiyorsa orada demokrasi yok demektir, demokrasiyi yok ediyorsunuz demektir. Düşünceyi ifadeden korkmayacaksınız. Bunu yaptığınız zaman demokrasiyi getirmiş olursunuz. Siz siyasi partileri düşman olarak görüp, küçük ortağın büyük ortağı esir aldığı bir ortamda bunu yapacaksın diye savcılar harekete geçiyorsa orada demokrasi yoktu" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, "Parti kapatmaya yönelik eylemi doğru bulmuyoruz. Vatandaş gider oyunu kullanır.

SEDAT PEKER'İN İDDİALARI HAKKINDA

Organize suç örgütü soruşturması kapsamında aranan ve bir süredir yaptığı Youtube yayınlarıyla birtakım iddiaları dile getiren Sedat Peker hakkında konuşan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"İktidar kendisini kurtarmak istiyor. Gırtlağına kadar lağım çukurunda olan bir siyasi iktidarın Türkiye'ye yararı olamaz. Ben lağım borusu patladı dedim, meğer çukurun içindeler. Koku bütün Türkiye'yi sardı, saray hissetmiyor. Çünkü lağım orada. Türkiye'yi temelden sarsan bir sürü açıklama var, saraydan tek cümle bile yok. AK Partili kardeşlerime sesleniyorum, MHP'li kardeşlerime sesleniyorum; bu lağım çukuru bu kadar kokuyu dünyaya yaymışken neden kimse konuşmuyor? Ben konuşunca 24 saat bile sürmeden harekete geçiyorlar. Yolsuzluklar diz boyu, bir Allah'ın kulu kalem bile oynatamıyor. 'Demokrasi var' diyorlar, sen onu benim külahıma anlat. Türkiye Cumhuriyeti devleti, bir hukuk devleti olmaktan çıkmıştır. Şimdi bunu dış güçler diyerek millete satıyorlar. 19 yılın sonunda Türkiye Cumhuriyeti devletini dış güçlerin oyuncağı haline sen getirmedin mi o zaman?

Mafyayla el ele olacaksın, tezgahı kuracaksın. 21. yüzyılın Türkiyesinin geldiği nokta bu. İktidar sahipleriyle mafya ülkeyi yönetiyorlar. Cumhur İttifakı'nın üçüncü ortağı mafyadır. Özel yasalar çıkarmadılar mı, hapisten çıkarmadılar mı? Siz devleti mi yönetiyorsunuz, mafyadan talimat alıyorsunuz. İçişleri Bakanı Sarayı tehdit ediyor. 17/25'ten, para kasalarından bahşediyor. Tık yok. Kim bu? Nasıl bi anlayıştır, nasıl bir devlet yönetimidir, Türkiye bu noktaya nasıl geldi?"

10 BİN DOLAR ALAN SİYASETÇİ

Kılıçdaroğlu, Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya 10 bin dolar alan siyasetçiyi sorması hakkında şunları söyledi:

"Meclis Başkanı'na geçen salı çok ağır konuşmuştum, doğru. Konuşması lazımdı. 600 milletvekilini kimse töhmet altında tutamaz. 'Mektup gönderdim dedi', İçişleri Bakanı gönderecek mi? Asla göndermez. Peki, atanmış bir bakan seçilmiş bir Meclis Başkanı'na cevap vermeyerek aşağılanmasını nasıl karşılayacak? Sayın Başkan'a teşekkür ederim. Açık ve net ortaya çıkması lazım. O kişide ahlak, yüz var mı?"