Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, iktidarı ekonomi üzerinden hedef aldı, "Bu millete; "Elinizdekilerle yetinin" diyen, bir eli yağda bir eli bağda olan iktidara sesleniyorum; bir ay asgari zamanında geçinin, bakalım yetinebiliyor musunuz?" diye konuştu.

Ekonomiye yönelik eleştirilerini sertleştiren Karamollaoğlu "Ekonomide işler böyle devam ederse; Türkiye, Venezuela'ya dönecek gibi duruyor" yorumunda bulundu.

Karamollaoğlu haftalık basın toplantısında konuştu, iktidara sert sözlerle yüklendi.

Karamollaoğlu'nun açıklamaları şöyle:

"Yüz yüze eğitim-öğretim dönemine başlayan öğrencilerimize ve onların fedakar öğretmenlerine başarılar diliyorum.

Uzaktan eğitim sürecinde, gerekli teknolojik alet ve internete erişimi olmadığı için eğitimi aksayan öğrencilerimizin eksikliklerinin en kısa zamanda telafi edilmesini temenni ediyorum. İktidar, her yere para buluyor ama tableti, televizyonu ve interneti olmayan evlere gelince bulamıyor.

Sayın Cumhurbaşkanı, ABD'de 2004 yılında bir soru üzerine Kıbrıs'tan belli bir oranda toprağı verebiliriz demişti. Bugün çıkıp bu düşüncem yanlıştı demesi gerekir. Biz, dış politikada sınıfta kaldık. Neredeyse dün söylediğimiz her şeyi inkar eder hale geldik.

"ERMENİSTAN ALÇAKÇA BİR TAVIR SERGİLİYOR"

Ermenistan, alçakça bir tavır sergiliyor. Gence'de yaşanan saldırıda hayatını kaybeden 9 Azerbaycanlı kardeşimize Allah'tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar diliyorum. Ateşkes metnine imza atıldıktan sonra, Ermenistan'ın böyle bir saldırı gerçekleştirmesi; bu zamana kadar Azerbaycan'ın karşı karşıya kaldığı hukuksuzlukları tescil etmiştir.

"BU ÖNGÖRÜSÜZLÜK VE BECERİKSİZLİKTİR"

Azerbaycan, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz meselelerine bakarsak, iktidarın beceriksizliğini görebiliriz yeni politikalara ihtiyaç var. Hani Cuma namazını Şam'da kılacaktık? Oradaki gariban insanları, zulüm var diye, buna karşı isyan ettireceksin. 500-600 bin insanın ölmesine sebep olacaksın. Bu, öngörüsüzlük ve beceriksizliktir.

"ASIL BU BİR İHTİLAL GÖSTERGESİDİR"

Bugün iktidar gücü ben, hukukun üstündeyim diyor. Bir yerel mahkeme ben, AYM'nin aldığı kararı uygulamam diyor. Asıl bu, bir ihtilal göstergesidir. Yapacağınız şeyler var hukuka geri dönmek, adaleti tesis etmek, keyfi uygulamalardan vazgeçmek, kanun, benim demeyi rafa kaldırmak gibi ama bunların hiçbiri bugün yok. Anayasa'nın açık hükümleri karşısında, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması söz konusu olamaz. Devletin ocağı, adaletin ışığı sönüyor ama kimsenin umurunda bile değil.

Siz, bir memlekete barış ve huzur getirmek istiyorsanız; hukuk, her zaman bütün güç sahiplerinin üstünde olmak mecburiyetindedir. Türkiye'de, herkes endişeli. Arkasında iktidar desteği olmayan insanlar, yarın birilerinin kapısını çalabileceğinden endişeli. İktidar yanlısı isen rahatsın. Mahkemeler de, Emniyet de vız gelir.

"GERÇEKTEN DE ÜLKEYE İSTİKRAR GELDİ"

Zaten onların, ekonomik derdi de yok. Başkanlık Sistemi'ne geçişin sihirli kelimesi şuydu 'ülkeye istikrar gelecek. Gerçekten de ülkeye istikrar geldi. Enflasyon, istikrarlı bir şekilde artıyor. Zamlar, istikrarlı bir şekilde artıyor. İşsizlik, istikrarlı bir şekilde artıyor.

İşsizlik azalıyor, herkese müjde deniliyor, diğer birimler de diyor ki istihdam azalıyor. Her babayiğit, böyle bir çelişkili tavrı sergileyemez. Bu millete elinizdekilerle yetinin diyen, bir eli yağda bir eli bağda olan iktidara sesleniyorum bir ay asgari ücretle geçinin, bakalım yetinebiliyor musunuz?"