Türkkan, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, TBMM Genel Kurulunda dün kabul edilen Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu'na değinerek, Genel Kurulda teklifin maddelerine geçilmesinin kabul edilmediğini ancak İçtüzük ihlal edilerek kanunun görüşülüp, yasalaştığını savundu.

Türkkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, daha önce de oylama sonuçlarını kabul etmediğini ileri sürerek, "1989'da yapılan Beyoğlu belediye seçimlerinde Erdoğan seçimi kaybedince seçim kurulunu basmıştı. En son yaşadığımız uygulama da bunun devamı gibi, 'benim yaptığım olacak' dercesine bir uygulamadır. 2015 yılında da seçimi kaybettiler ama hükümet kurma görevini muhalefete vermek yerine tekrar seçim yaptılar." ifadelerini kullandı.

TÜİK verilerinin erken seçimi işaret ettiğini öne süren Türkkan, "2 trilyon dolar ihracatı olan ABD ekonomisi yüzde 1,8; 1,3 trilyon dolar ihracatı olan Almanya ekonomisi yüzde 2,1 büyürken TÜİK rakamlarına göre Türkiye 2020'de yüzde 5,9 büyümüş. Aslında büyüyen ekonomi değil, Türkiye'de 2020'de büyüyen tek şey iktidarın yalanları. Sırf yalanları ortaya çıkmasın diye haftada en az 3 kez gündem değiştirmenin, kendilerine yeni mağduriyetler yaratmanın peşindeler." diye konuştu.

Bazı amirallerin açıklamasının bu açıdan değerlendirilmesi gerektiğini belirten Türkkan, "Artık 'dış güçlerin oyunu, Türkiye'yi diz çöktürme planı, bağımsızlığımıza vurdukları darbe' savunması inandırıcılığını yitirdi. Tüm bu kopartılan gürültü, pandemi ve ekonomik krizle sarsılan iktidara can suyu gibi geldi. Türkiye'yi 1 hafta daha oyalayacak sarayın gölge oyunları bunlar. Gölgede kalanları aydınlatırsak kralın çıplak olduğunu görmek hiç zor değil. TÜİK rakamları bile 'artık kral çıplak' diyor." görüşünü savundu.

Elindeki fotoğrafları gösteren Türkkan, market raflarında peynir ve sucuk paketlerine alarm takıldığını, ileriki günlerde bu fotoğrafların daha da artacağını öne sürdü.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Türkkan, Türkiye'nin artık yönetilemediğini ileri sürerek, şöyle devam etti:

"Türkiye vitesi boşalmış bir kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor. Tüm bunlara 'dur' demenin, Türk milletini sefaletin ve felaketin eşiğinden döndürmenin tek bir yolu var; o da erken seçim. Başka seçenek yok, tek çare erken seçim. Mesele sadece ekonomiyle sınırlı değil, sağlıktan eğitime, yargıya kadar her yer tel tel dökülüyor. İktidarın artık seçimden kaçmak için bahanesi yok. 2023'e kadar iktidarını yürütmeye mecali kalmadığı ortada. Türkiye bu iktidarı artık taşıyamıyor."

"ABD'NİN EN ÖNEMLİ HEDEFLERİNDEN BİRİ KARADENİZ'E YERLEŞMEK"

Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne ilişkin tartışmalara değinen Türkkan, bu konuyu tartışmaya açanların da gizli bir gündeminin olduğunu ileri sürdü.

ABD'nin en önemli hedeflerinden birinin, Karadeniz'e yerleşerek Rusya'nın hareket kabiliyetini sınırlamak olduğunu dile getiren Türkkan, bunun önündeki en büyük engeli ise 1936 tarihli Montrö Sözleşmesi'nin oluşturduğunu belirtti.

Türkkan, Avrupalı liderlerin, Türkiye'ye Avrupa'ya mülteci geçişini durdurmak için 6 milyar dolar karşılığında 5 yıllık "bakıcılık anlaşması" teklif ettiğini savunarak, "AB şunu iyi bilsin ki; iktidar kollarını açmış olsa da Türk milleti Suriyelilerin bakıcısı değildir. Burası Avrupa'nın arka bahçesindeki kiralık bir bekleme salonu hiç değildir. İlk seçimde saray yönetimiyle birlikte Suriyeliler de kendi ülkelerine gidecekler. Şimdiden hazırlık yapmalarını tavsiye ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.